Zihin Kontrolü
Bilgi (information) , insan davranışlarını yönlendiren en önemlietkenlerden bir tanesidir. İnsanoğlunun yaşam süreci içindekarşılaştığı olaylara cevap olarak üreteceği davranışlar için birhammadde sağlayan bilgi, çoğu kez bu davranışları bizzatşekillendirir. Dolayısıyla, bilginin kaynakları ve sunuluşbiçimleri, doğrudan davranış kalıplarının etkiler ve insandavranışlarına yön verir. Günümüzde teknolojideki başdöndürücüilerleme ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, bilginin,belki de gelmiş geçmiş en büyük silah olarak kullanılması konusunukaçınılmaz bir şekilde önümüze getirmektedir. Bilgi yoluyla zihin vedavranış kontrolü, her birimizi bireysel olarak ilgilendirdiğ iiçin, sanıldığından çok daha büyük öneme sahiptir. Zira, bireyinbilinçlenmesi, toplumsal zihin kontrolünü güçleştiren en öenlifaktörlerden birisidir ve zihin kontrol mekanizmaları en çok da bualanda işletilmektedir.Zihin Kontrol YöntemleriKomplo teorileri ve bilim-kurgu meraklıları için zihin kontrolü,vazgeçilmez ve çekici konularda bir tanesidir. Örneğinünlü “Mançuryalı Aday” filminde, savaş gazisi askerlerin beyinlerineyapılan bir operasyonun, onları belli komutlara duyarlı robotlarhaline dönüştürmesi ve bu askerlerin bir suikast silahı olarakkullanılması anlatılır. Gerçekte bu tip zihin kontrol yöntemleriteorik olarak mümkün olmakla birlikte, pratik uygulanabilirliğ ioldukça sınırlıdır ve kitlesel kontrol için uygun yöntemlerdeğildirler. Yine son zamanlarda, özellikle elektormanyetik silahlarve elektormanyetik (EM) dalgalarla zihin kontrolü konusunda yapılanspekülasyonlarda, bilimsel verilerle safsatalar biribirine karıştığıiçin ortalıkta göz gözü görmüyor! Kaynakları okuyan sıradan birokuyucu, adeta CIA’nın merkez ofisindeki bir operatörünİstanbul’daki bir kişinin zihnini uzaktan, adeta bir oyun çubuğuylakontrol edebileceğini, insanların aslında kolaylıklarobotlaştırılabilecek yaratıklar oldukları sanrısına kapılabiliyor.EM dalgaların biyolojik dokuları, özellikle de beyni etkilediğibilinen bir gerçektir. Fakat insan davranışları çok karmaşık biryapı sergilediğinden, beynin özel bölgelerine operasyonlarla birtakım minik elektrotlar yerleştirmeden, dışarıdan insandavranışlarını kontrol etmek oldukça zordur. EM dalgalarının birçoğu, canlı bedene gönderildiğinde onu sadece biraz “ısıtır”; diğerbaşka tip EM dalgalar ise dokuda kalıcı hasarlara neden olabilir.Teorik olarak, beynin bazı zihinsel durumlarda yaydığı özeldalgaları algılayarak, buna uygun elektromanyetik sinyalleri tekrarbeyine gönderip, çalışmasını etkilemek mükün olmakla birlikte,pratikte bunun yapılabilirlik ihtimali oldukça düşüktür (teknikzorluklara bağlı olarak). Bir başka güncel teori ise, özelliklegörsel basında, hızla akan görüntüler arasına serpitirilen bilinç-altı (subliminal) mesajlarla yönlendiriliyor olduğumuz meselesidir.Bir düzeyde gerçekliği olmakla birlikte, bu tip yöntemlerin deistenen kitlesel etkiyi yaratmaktan uzak olduklarını biliyoruz.Fakat zihin kontrolü için tek yol bunlar değil. Aksine, buyöntemlerin yazılı ve görsel basında sıkça yer alması, aslındagünlük yaşamda adeta bir bombardıman halinde üzerimizde denenen birçok “günlük” zihin kontrolü yönteminin gözden kaçmasını sağlıyor veinsanların, özellikle bu tip konuları “merak etme eğilimigösterenler”in zihinler, bilim-kurgu yöntemlerle meşgul ediliyor.Özetle, “zihin kontrolü paranoyası” ile zihin kontrolü!Günlük (!) Zihin Kontrol YöntemleriAşağıda, alınan bu bilgiler ve sosyal etkileşimler sırasındakarşılaşabileceğ imiz binlerce zihin kontrol yönteminden bir kaçtanesini sıralamaya çalışacağım. Bakalım her birimiz günlükyaşamımızda bunlardan kaç tanesine maruz kalıyoruz?1.Grup baskısı: Ait olunan grubun değerleri dışında değerlerin kabuledilmemesi için yapılan telkinler, sınırlamalar bütünü.2.Eski değerlere saldırı: Yeni bir takım fikirlerin kabulünükolaylaştırmak için eski değerlere saldırarak onları gözdendüşürmeye çalışmak (Bunun örneklerini sıkça yaşıyoruz).3. Meta-iletişim: Konuşma veya yazma sırasında sürekli belli birkelimeler dizgesini yahut belli bir jargonu kullanarak ana içeriğinüstünde mesajlar verme (örneğin, konuşmalarda sürekli olarak “ultra-yeni Türkçe(!)” kelimeler ve anlaşılması zor ifadeler kullanarakverilen “ben sizden değilim/seçkinim” mesajları).4.Soru yasaklama: Otorite kullanarak, grup/cemaat/ rejim içindekihakim düşünceyi tehlikeye sokabilecek soruların önünün kapatılması,soru sormanın ayıplanması, cezalandırılması .5. Lisan suistimali: Lisanın kasıltı ve yaygın bir biçimde kötüyekullanılması ile insanların lisan yeteneklerini, dolayısıyla düşünmeve algı melekelerini sakatlamak (Televizyonları mızdaki yaygınargolaşma ve lisan bozukluğu, bir örnek olarak verilebilir) .6. Celbedilmiş Söz-yitimi (afazi): Tıbbi bir terim olan vekonuşma/anlama melekelerinin yitirilmesi anlamına gelen ‘afazi’nintoplumbilimsel türevi (isimlendirme, Sayın Alev Alatlı’ya aittir).Kelimelerin anlamlarında karmaşa yaratarak ve aslı/tanımı olmayanyeni kavramlar ortaya koyarak, insanların iletişim yeteneklerinibaltalamak ve kişileri, aynı dili konuşmalarına rağmen,birbirlerinin dilinden anlamaz hale getirmek (Ülkemizin temelsorunlarından bir tanesidir; örnek: Televizyonlardaki bütün tartışmaprogramları).7. Giyim kodları: Giysilerde belli biçim ve işaretler kullanılarakmesajlar verilmesi; giysilere, aslında olmayan mesajlar yüklenmesive bu sayede insalar arasındaki farklılıkları pekiştirme/vurgulamaçabası (örneklerini her gün görebiliriz).8. Slogan atma/Slogan Düşünce: Topluluğa ait düşünsel kalıplarınbireyler arasında bilinçsizce ve sorgusuz olarak kabul edilmesineyönelik, yüksek sesle tekrarlanan sloganların atılması, sloganvariifadelerin her fırsatta tekrarlanması (ki, bu yöntem, orijinaldüşünce karşısındaki en önemli engellerden bir tanesidir).9.Parasal bağımlılık: Mali kaynaklar üzerinen bağımlı hale getirme.Bu şekilde bağımlı hale geitirlen birey veya topluluğunyönlendirilmesi büyük ölçüde kolaylaşır.10.Sosyla yalıtım: Tehlikeli veya riskli dşünce/eylem sahibi bireyveya grupların genel topluluktan ayrılması, iletişimlerininkısıtlanması.11.Kontrollü korku/paranoya: Toplumu veya bireyi sürekli gergin,korkulu bir halde tutmak üzere senaryolar üretme (A.B.D. yönetimininkendi halkına karşı uyguladığı en yaygın kontrol yöntemlerinden birtanesidir).12.Zihin dumuru / Limbik ateşleme: Beyinde, cinsellik, iştah, zevkgibi duyularla ilişkili bölgelerin (örneğin Limbik sistemin) aşırıolarak uyarılmasını sağlayarak, üst beynin yüksek zihinselişlevlerini dumura uğratmak, bireyleri zevkperest robotlaradönüştürerek, potansiyel düşünce suçlarını ve fikri tehlikeleribertaraf etmek (Haber bültenlerinde, müzik kanallarında ve bazı özelkanalların genel yayın politikasında gözleyebileceğ imiz cinsel,hatta sapkın içerikli haberler, diziler, filmler ve görüntüler,örnek verilebilir) .Yukarıda sayılanlar, aşikar bir çok yönlendirme mekanizmasının yanısıra işleyen, biraz daha örtülü yöntemlerden sadece bir kaçtanesidir. Haber bültenlerinde haberlerin veriliş tarzının kanallaragöre nasıl farklılıklar gösterdiğini, Amerikan filmlerindekikahramanlık temalarını, gözümüze sokulan ve “izlenme rekorları”kırdırılan dizilerde bize öğütlenen yaşam tarzlarını şöyle birdüşünmek yeter aslında. Bunlara benzer daha binlerce yöntemin varolduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yöntemlerin hiçbirisi tekbaşına bireyi veya toplumu yönlendirmede çok fazla etkili değildir.Fakat bunların birleşik halde, topyekün kullanılması, tahminlerinçok ötesinde kontrol başarısı sağlayabilir. Özellikle ülkemizdekibir çok anormal toplumsal davranışın altında bu tip nedenlerin derol oynadığına kuşku yok.Bireylerin, kitlesel yönlendirme ve zihin kontrolü konularındabilinçlenmesi, bu mekanizmaları işlevsiz kılabilecek en önemliunsurlardan bir tanesidir. Fakat çok daha önemli olan husus,değerlerine bağlı, müsbete yönlendirilebilme potansiyeli taşıyaninsanlar yetiştirmektir. Zira, belli değerleri olan insanlar, menfiyönlendirilmelerden en az etkilenen kişilerdir. Eğer bir toplum,büyük oranda hayvani ihtiyaçlarını karşılamayı birinci öncelikedinmiş fertlerden oluşuyorsa, zihin kontrolörlerinin işi hiç de zordeğil: Havucu burnuna tut, at koşmaya başlayacaktır. ..Dr .Sinan CANAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder