ZİHİN KONTROL GRUP

ZİHİN KONTROL GRUP

8 Ocak 2007 Pazartesi

ABD'nin insanlık dışı deneyleri

ABD'nin insanlık dışı deneyleri
Ortadoğu'yu kimyasal silah üretmekle suçlayan ABD, anayasasına göreyurttaşlar üzerinde gizli askeri deney yapılması yasal oldundanbakın ne insanlık dışı deneyler gerçekleştirdi.'Kitle imha silahları geliştirmekle' suçladığı Irak'ı işgal eden,ardından da benzer nedenlerle Suriye, İran ve Kuzey Kore'yi hedefgöstermeye başlayan ABD, yıllardır kimyasal ve biyolojik silahgeliştirmek uğruna yaptığı sayısız deneyde kendi yurttaşlarınıkullandı. Üstelik Amerikan anayasasına göre yurttaşlar üzerindegizli askeri deneyler yapılması yasaldı. 1977 yılından itibarenyirmi yıl süreyle yürürlükte kalan bu madde, Körfez Savaşı'ndansonra bazı sivil örgütlerin girişimiyle böyle bir yasadan haberdarolan halkın tepkisi üzerine 1997 yılında geri çekildi. Amerikanistihbaratı ile Savunma Bakanlığı'nın çoğu zaman ortaklaşagerçekleştirdiğ i bu deneylerin başlangıç tarihi, 1930'lara kadaruzanıyor. II. Dünya Savaşı'nın ardından Almanların ve Japonların bukonudaki deneyiminden de yararlanan ABD, Soğuk Savaş sırasındadünyanın en korkunç biyolojik silah deposu haline geldi.Nazi savaş suçluları çalıştırıldıABD'nin 34. başkanı General Dwight D. Eisenhower 'ın Nazi savaşsuçlularına çalışmalarını Amerika'da devam etmeleri karşılığındadokunulmazlık verdiği biliniyor. Almanların sayısız insan hayatı vehayal bile edilemeyecek işkenceler karşılığında elde ettikleribilgileri edinmek isteyen Eisenhower, Nazi toplama kamplarındagerçekleştirilen araştırmalardan ''yararlanılması '' emrinivermişti. Daça toplama kampında Yahudiler üzerinde gerçekleştirdiğ ikorkunç deneylerle tanınan Dr Hubertus Strughold ve onun gibi 34Nazi ''bilim adamı'' uzay tıbbı çalışmalarına Amerikan topraklarındadevam edebilmeleri için Teksas, San Antonio'daki Randolph HavaKuvvetleri Üssü'ne getirildi. Ataç Projesi kapsamında toplam 3 binkadar Nazi savaş suçlusuna ABD ve Kanada topraklarında çalışma izniverildiği tahmin ediliyor. Tarihçiler ve bilim adamları, CIAtarafından Amerikan ve Kanada (başta MKULTRA projesi olmak üzereABD'de yapılan bazı deneylerin bir ayağı da Kanada'dasürdürülmüştür) vatandaşları üzerinde gerçekleştirilen deneylerinçoğunun Nazi ölüm kamplarında yapılan insanlık dışı deneylerin birdevamı olduğunu ortaya koymuşlardır.Zihin kontrol deneyleriSoğuk Savaş'la birlikte Rusların zihnin kontrolü alanındakaydettikleri ilerlemelere karşılık CIA da zihin kontroltekniklerine olan ilgisini ve bu konudaki araştırmalarınıyoğunlaştırdı. Dehşet veren araştırmalarda, psikotropik ilaçlarkullanılarak beyin yıkama ve insan zihnini kontrol etme deneyleriyapıldı. Vietnam Savaşı sırasında sorgulanan insanları itirafazorlamak için aynı yöntemler kullanıldı. Belki de tüm bunlararasında en rahatsız edici olanı, belgelerin büyük bölümü sonradanCIA tarafından yok edildiği için ve ilgili kişilere ulaşılamadığıiçin insan kobaylar üzerinde yapılan deneylerin gerçek boyutlarınınbilinmiyor olması. Zihin kontrolü deneyleri arasında en acımasız veen geniş kapsamlı olanı 50'li yıllarda başlayıp 70'lere kadar sürenünlü MKULTRA projesiydi. Üniversitelerde, hapishanelerde, akılhastanelerinde, yetimhanelerde ve uyuşturucu bağımlılarırehabilitasyon merkezlerinde yürütülen deneylerin yanı sırakentlerin olası bir saldırıya karşı ne kadar dirençli olduğunuölçmek için kalabalık yerleşim birimleri de kimyasal ve biyolojikmaddelere maruz bırakıldı.Gizli deneyler kronolojisi1931Dr. Cornelius Rhoads , Rockefeller Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nüngözetiminde insan deneklere kanser hücreleri aşıladı. Daha sonraMaryland, Utah ve Panama'da ABD Ordusu Biyolojik Silah tesislerinikurdu ve ABD Atom Enerjisi Komisyonu'na tayin edildi. Buradakigörevi sırasında Amerikan askerlerine ve hastanelerde yatan sivilhastalara radyoaktif madde verilmesini içeren bir dizi deneyebaşladı.1932Tuskegee Frengi Araştırmaları başladı. Frengi teşhisi konulmuş ancakhastalıkları kendilerine bildirilmemiş 200 siyah erkek tedaviedilmek yerine hastalığın seyrini ve belirtilerini izlemek amacıylakobay olarak kullanıldı. Sonuçta hepsi frengiden ölen bu insanlarınailelerine onların aslında tedavi edilebilecekleri asla söylenmedi.1935Pelagra Olayı: Milyonlarca insan 20 yıl içinde Pelagra'dan(vitaminsizlikten kaynaklanan bir hastalık) öldükten sonra ABD KamuSağlığı Hizmetleri Ajansı nihayet hastalığın kökenine inmek içinharekete geçti. Ajansın müdürü en az 20 yıldır Pelagra'nın niasineksikliğinden kaynaklandığını bildiklerini, ancak ölümlerin büyükkısmı yoksul siyah halk arasında gerçekleştiğinden hareketegeçmediklerini itiraf etti.1940Chicago'daki 400 tutukluya yeni ve deneysel ilaçların etkilerininaraştırılması amacıyla sıtma mikrobu enjekte edildi. Daha sonraNürmberg'de yargılanan Nazi doktorlar, Soykırım sırasında kendiyaptıklarını savunmak için bu Amerikan araştırmasını örnekgösterdiler.1943Japonya'nın tam kapsamlı biyolojik silah programına karşılık ABD deFort Detrick askeri üssünde biyolojik silahlarla ilgili araştırmalarbaşlattı.19441944 Amerikan Donanması gaz maskelerini ve koruyucu kıyafetleridenemek için insan kobaylar kullandı. Gaz odasına kapatılan budenekler hardal gazı ve levisit'e maruz bırakıldı.1945Ataç Projesi başlatıldı. Nazi bilim adamlarını işe alan ABDDışişleri Bakanlığı, Ordu İstihbarat ve CIA, onlara ABD'de çok gizlihükümet projelerinde çalışmaları karşılığında dokunulmazlık ve yenikimlikler verdi. ''Program F'' , ABD Atom Enerjisi Komisyonutarafından başlatıldı. Bu program, atom bombası üretimindeki enönemli kimyasal maddelerden biri olan 'florid' in insan sağlığıüzerindeki etkilerini araştıran en geniş kapsamlı çalışmaydı.Araştırma sırasında floridin insanoğlunun bildiği en zehirlikimyasallardan biri olduğu ve merkezi sinir sistemi üzerinde büyükhasara yol açtığı anlaşıldı; ancak elde edilen bilgilerin büyükbölümü atom bombalarının yapımının engelleneceği korkusuyla ulusalgüvenlik adına gizli tutuldu.1946Savaş gazilerine hizmet veren hastanelerdeki hastalar, tıbbideneylerde kobay olarak kullanıldı. Kuşkuları ortadan kaldırmak içinne zaman böyle bir hastanede gerçekleştirilen bir çalışmayla ilgilirapor hazırlansa, ''deney'' sözcüğü yerine ''araştırma'' yada ''inceleme'' sözcüklerinin kullanılması emredildi.19471947 ABD Atom Enerjisi Komisyonu, insan deneklere damardanradyoaktif maddelerin verileceği deneylere başlayacağını bildirengizli bir belge yayımladı. CIA, Amerikan istihbaratı tarafındansilah (zihin kontrol, beyin yıkama aracı) olarak kullanılabilmesiiçin LSD araştırmalarına başladı. Hem sivil hem asker denekler haberverilerek ya da verilmeyerek bu deneylerde kullanıldı.1950Savunma Bakanlığı, nükleer silahların çöllerde denenmesi ve bombanınetki alanı içinde kalan insanların sağlık problemlerinin ve ölümoranlarının gözlenmesi için planlar yapmaya başladı. Amerikankentlerinin bir biyolojik saldırı durumunda ne ölçüde zarargöreceğini belirlemek için ABD donanmasına bağlı gemiler SanFrancisco kentine bakteriden oluşan bir bulut püskürttü. Çok sayıdainsan zatürree benzeri belirtiler göstererek hastalandı.1951Savunma Bakanlığı hastalığa neden olan bakteri ve virüslerinkullanıldığı açık hava deneyleri başlattı. 1969 yılına kadar sürenbu deneylerde geniş kitlelerin bu bakterilere maruz kaldığındankuşkulanılıyor.Sentetik virüsle hastalık ürettiler1953ABD ordusu, kimyasal maddeleri dağıtmak konusunda ne kadar etkinolduklarını belirlemek amacıyla Fort Wayne, Minneapolis, Winnipeg,St Louis ve Leesburg, Virginia'da çinko kadmiyum sülfür gazıylayüklü bulutlar saldı.Ordu, Donanma ve CIA'nın ortaklaşa gerçekleştirdiğ i deneylerde NewYork ve San Francisco'da yaşayan on binlerce kişi solunum yoluylabulaşan mikroplara maruz bırakıldı.CIA, MKULTRA projesini başlattı. Resmi olarak 11 yıl süren buaraştırma programı, zihin kontrolünde kullanılabilecek ilaçların vebiyolojik silahların üretimi ve denenmesi için tasarlanmıştı.1955Geniş kitlelere biyolojik maddeleri bulaştırabilme yeteneğini ölçmekisteyen CIA, ordunun biyolojik silah cephaneliğinden alınmış birbakteriyi Florida'daki Tampa Körfezi'ne saldı.1956Amerikan ordusu, sıtma mikrobu taşıyan sivrisinekleri Georgia'nınSavannah ve Florida'nın Avon Park bölgelerine bıraktı. Her deneyinardından kendilerini kamu sağlığı görevlileri olarak tanıtan orduajanları mikrobun kurbanlar üzerindeki etkilerini inceledi.1960Savunma Bakanlığı, Avrupa ve Uzakdoğu'daki halklar üzerinde LSD'yleilgili saha denemeleri yapılması için onay verdi. MKULTRA kapsamındaAvrupa'da yapılan deneyin kod adı Üçüncü Şans Projesi, Asya'dakinede Derbi Şapkası Projesi denildi.1964CIA ve Savunma Bakanlığı, ortaklaşa, zihin kontrol tekniklerininaraştırıldığı MKSEARCH Projesi'ni başlattı. Aynı yıl resmen sonaerdirilmiş gözüken MKULTRA Projesi aslında MKSEARCH Projesi'ylebirleştirilmiş ti. MKSEARCH Projesi, davranış ve algı bozukluklarınayol açan kimyasallar (uyuşturucular) yoluyla insan davranışlarınıyönlendirme çalışmalarına verilen ad.1965Philadelphia' daki Holmesburg Eyalet Cezaevi'ndeki tutuklulara,ABD'nin Vietnam Savaşı'nda bitki örtüsünü ve ormanları yok etmektekullandığı yüksek oranda zehire sahip Portakal Gazı'nın kimyasalbileşeni olan dioksin verildi. Tutukluların daha sonra kansertaramasından geçirilmeleri, Portakal Gazı'nın başından berikanserojen bir madde olduğundan kuşkulanıldığını gösterdi.1966CIA, yine MKULTRA'nın devamı olan Proje MKOFTEN'ı başlattı. Bu,belli kimyasalların insanlar ve hayvanlar üzerindeki zehirleyicietkilerini araştıran bir projeydi.ABD ordusu tarafından New York kenti metrosuna Bacillus subtilismikrobu verildi. Ordu bilim adamlarının bakteriyle dolu ampullerihavalandırma ızgaralarına atmaları sonucu bir milyonun üzerindeinsan bu zehirli havayı soludu.1967CIA ve Savunma Bakanlığı, yine biyolojik ve kimyasal silahlarıdenemeyi amaçlayan MKNAOMI Projesi'ni hayata geçirdi.1969Savunma Bakanlığı'ndan Dr. Robert MacMahan , 5-10 yıliçerisinde, ''insanın bağışıklık sistemine saldıran ve hiçbir ilaçlatedavi edilemeyen sentetik bir virüs geliştirmek için'' AmerikanKongresi'nden 10 milyon dolar ödenek talep etti.1970Ödeneğin sağlanmasının ardından CIA gözlemi altında yürütülen proje,ordunun çok gizli biyolojik silah tesisi olarak bilinen FortDetrick'teki Gizli Operasyonlar Bölümü'nde başlatıldı. Burada, AIDSbenzeri virüsleri ayrıştırmak için moleküler biyoloji tekniklerikullanıldığı yolunda spekülasyonlar giderek arttı.ABD, DNA'larındaki genetik değişiklikler ve varyasyonlar nedeniylehassas olan belli etnik grupları hedef almak ve yok etmek amacıylatasarlanmış ''etnik silahları'' geliştirme çalışmalarınıyoğunlaştırdı (Military Review, Kasım 1970).1975Fort Detrick'deki Biyolojik Silah Merkezi'nin virüs bölümüneFredrick Kanser Araştırma Tesisleri adı verilerek Ulusal KanserEnstitüsü'nün (NCI) denetimine verilir. ABD Donanma sı'nın buradakansere neden olan virüsleri geliştirmek amacıyla özel bir virüskanser programı başlattığı tahmin ediliyor. Bilim adamları burada,aynı zamanda, hiçbir bağışıklığın bulunmadığı bir virüsayrıştırdılar. Bu virüse sonradan HTLV (İnsan T- hücresi LösemiVirüsü) adı verildi.1977Senato'da yapılan oturumlarda 239 yerleşim bölgesinin 1949-1969yılları arasında biyolojik maddelerle zehirlendiği doğrulandı. SanFrancisco, başkent Washington, Key West, Panama Kenti, Minneapolisve St. Louis bu bölgelerden sadece birkaçı.1978Salgın Önleme Merkezi (CDC) tarafından gerçekleştirilen deneyselHepatit B aşılama çalışmaları New York, Los Angeles ve San Franciscokentlerinde başladı. Araştırma denekleri bulmak için verilenilanlarda özellikle çok eşli eşcinsel erkekler arandığı vurgulandı.1981İlk AIDS vakalarının New York, Los Angeles ve San Francisco'dakieşcinsel erkekler arasından çıktığı doğrulandı. Bu vakaların ortayaçıkması AIDS'in Hepatit B aşısı yoluyla bulaştığı yönündespekülasyonları n da yayılmasına neden oldu.1985Öldürücü bir koyun virüsü olan VISNA HTLV'ye (İnsan T-hücresi LösemiVirüsü) çok benzediği ortaya çıktı. Bu benzerlik, iki virüsün ortakevrimsel ilişkisine işaret etmekteydi.1986Ulusal Bilimler Akademisi Tutanakları'na (83: 4007-4011) göre HIV veVISNA virüsleri, HTLV ile neredeyse aynıydı (ufak bir kısım hariçyüksek oranda benzerlik taşıyordu). Bu bilgi, HTLV ve VISNAvirüslerinin, doğada hiçbir bağışıklığı bulunmayan yeni bir virüsayrıştırmak amacıyla birleştirilmiş olabileceği spekülasyonları nıdoğurdu.Kongre'ye sunulan bir rapor, ABD hükümetinin ürettiği bu yenivirüslerin, aralarında dünyada bilinen hiçbir tedavisininbulunmayacağı şekilde genetik mühendislik yoluyla üzerlerindeoynanmış virüslerin ve kimyasal maddelerin bulunduğu gerçeğiniortaya koydu.1987Savunma Bakanlığı, biyolojik silah geliştirilmesini yasaklayanuluslararası bir sözleşme bulunmasına karşın, ülke çapında 127tesiste ve üniversitede araştırma çalışmalarını sürdürdüğünü kabuletti.1994Houston'daki MD Anderson Kanser Merkezi'nden Dr. GarthNicholson, ''gen izleme'' adı verilen bir teknikle, Çöl FırtınasıOperasyonu'ndan dönen askerlerin birçoğunda, biyolojik silahyapımında kullanılan bir mikrop olan mycoplasma incognitus'undeğiştirilmiş bir cinsini keşfetti. Moleküler yapısının yüzde 40'ınaHIV protein tabakası katılmış olması mikrobun insan yapımı olduğunugöstermektedir.Senatör John D. Rockefeller , Savunma Bakanlığı'nın en az 50 yıldıryüz binlerce askeri personeli deneylerde kobay olarak kullandığınıve bilinçli olarak tehlikeli maddelere maruz bıraktığını açıklayanbir rapor yayımladı. Bu maddelerin arasında, hardal gazı, sinirgazı, radyasyon ve Körfez Şavaşı sırasında kullanılan kimyasallarbulunuyor.1995ABD Hükümeti, insanlar üzerinde tıbbi deneyler gerçekleştirmiş Japonsavaş suçlularına ve bilim adamlarına biyolojik silaharaştırmalarıyla ilgili bilgi karşılığında maaş ve dokunulmazlıkteklif ettiğini kabul etti.Dr. Garth Nicolson , Körfez Şavaşı'nda kullanılan biyolojiksilahların Houston, Teksas ve Boca Raton Florida'da üretildiğini veTeksas Cezaevi'ndeki tutuklular üzerinde denendiğini gösterenkanıtları ortaya serdi.1996Savunma Bakanlığı, Çöl Fırtınası'na katılan askerlerin kimyasalmaddelere maruz kaldığını kabul etti.1997Seksen sekiz Kongre üyesi, biyolojik silah kullanımı ve KörfezSavaşı Sendromu ile ilgili soruşturma açılmasını talep eden birmektup imzaladı.Manhattan Projesi Nagasaki'yi yerle bir ettiAlmanya'da Adolf Hitler'in iktidara gelmesiyle Yahudi kökenlilereyapılan baskılar sonucu, aralarında dünyaca ünlü Nobel ödüllüfizikçi Albert Einstein'ın da olduğu çok sayıda değerli bilim adamıçareyi ABD'ye sığınmakta buldu. İkinci Dünya Savaşı yaklaşırken,Başkan Franklin Roosevelt'e mektup yazan ünlü fizikçi, Nazirejiminin yakında atom bombası yapabileceği uyarısında bulundu.Roosevelt, Einstein'ın uyarısını dikkate alarak, atom bombasıgeliştirilmesini öngören 'Manhattan Projesi'ni devreye soktu. Ne varki Einstein, atom bombasının yapımında rol almadığı gibi, buna açıkbir dille de karşı çıkmıştı. Ancak Almanya'nın 7 Mayıs 1945'teteslim olmasının ardından atom bombası yapma işinde korkulduğu kadarciddiyetle uğraşmadıkları ortaya çıktı. Bu proje çalışmaları sonundaABD, yaptığı atom bombalarını, Japonya'yı teslim olmaya zorlamakiçin, Hiroşima ve Nagazaki'ye attı.Kendi canavarlarından korkuyorlarABD, 10 bin kişinin katılımıyla tarihinin en büyük terörtatbikatlarından birisini düzenliyor. Beş gün sürmesi planlanantatbikatta, biyolojik ve kimyasal silahlarla düzenlenen saldırılardaneler yapılacağı gözden geçiriliyor. Tatbikatın ilk gününde NewJersey'e biyolojik saldırı, Connecticut kıyısındaki bir limana dakimyasal saldırı düzenlendi. 16 milyon dolara malolması beklenen veABD İç Güvenlik Bakanlığı'nca düzenlenen tatbikata İngiltere veKanada'dan da yetkililer katılıyor.ABD, denek olarak kullandığı insanlara LSD dahil birçok kimyasalverdiAmaç beyin kontrolüSovyetler'in geliştirdiği düşünülen biyolojik silahları ve beyinyıkama yöntemlerini örnek alan ABD, 1947 yılında CIA'nınkurulmasıyla bir dizi zihin kontrol projesinin ilkini başlattı.ABD'ye getirilen Nazi doktorlar da bu projelerde yer alacaktı.Manhattan Projesi adı altında atom bombasını geliştiren hükümetgizli projeler konusunda büyük tecrübe kazanmıştı. Zihin kontroldeneylerinde insanların kullanıldığı bu programların kodadları, ''CHATTER, BLUEBIRD, ARTICHOKE, MKULTRA, MKSEARCH veMKDELTA'' idi.Neredeyse tüm ülkeyi sarmış olmasına karşın yıllarca büyükgizlilikle sürdürülen bu deneylerde olan bitenden habersizinsanların, küçük çocukların, akıl hastalarının, tutuklularınkullanıldığı belirlendi. Deneyler sırasında ölümlerin meydanageldiği; birçok deneğin dengesini kaybettiği ve bazılarının intiharakalkıştıkları bugün artık kesin olarak biliniyor. CHATTER(gevezelik) Projesi, Sovyetler'in casusları, esirleri itirafettirmek için kullandıkları ilaçların 'başarısına' karşılık olarakgeliştirilmişti. Araştırma, casusların sorguları sırasındakullanılabilecek ilaçların belirlenmesi ve denenmesi üzerineodaklanmıştı. CHATTER Projesi, 1953 yılında resmen sonlandırıldı.Çalışmalarını insan davranışlarını kontrol yönünde genişletmekisteyen CIA, teşkilatın başı Allen Dulles 'ın onayıyla 1950 yılındaBLUEBIRD (bir tür muhabbet kuşu) Projesi'ne başladı.Bu programın hedefleri şöyle sıralanıyordu:1) Personelden izinsiz bilgi sızdırılmasını önleyecek bir yöntemgeliştirmek,2) Özel sorgulama teknikleri yoluyla bireyin kontrol edilmesininmümkün olup olmadığının araştırılması,3) Hafıza geliştirme yöntemlerinin araştırılması,4) CIA personelinin düşman kontrolüne geçmesini önlemek için savunmateknikleri geliştirmek.BLUEBIRD Projesi'nin kod adı, 1951 Ağustos'unda ARTICHOKE (enginar)Projesi olarak değiştirildi. Bu projenin hedefi de hipnoz ve çeşitlikimyasalların kullanımı yoluyla sorgulama tekniklerininaraştırılmasıydı. Bu program da 1956'da noktalandı. Ancak ARTICHOKEProjesi'nin durdurulmasından 3 yıl önce, yani 13 Nisan 1953'te CIABaşkan Yardımcısı Richard Helms 'in önerileri doğrultusunda MKULTRAProjesi başlatıldı. MK harflerinin Mind Kontrolle (zihin kontrolü,kontrolle kelimesi İngilizce 'control' ün Almanca karşılığı)kelimelerinin kısaltması olduğu tahmin ediliyor. MKULTRA Projesikapsamında insan davranışlarını kontrol etmek amacıyla kullanılanyöntemler arasında radyasyon, elektroşok, hipnoz, başta LSD olmaküzere çeşitli kimyasallar, askeri araç gereçler, işkence aletleri,psikoloji, psikiyatri, sosyoloji, antropoloji gibi sosyal bilimlervardı.MKULTRA'nın yurtdışı için geliştirilenine de MKDELTA adı verilmişti.MKULTRA şemsiyesi altında tanımlanan 150 kadar projeden en ünlüsüolan MONARCH Projesi, resmi olarak 1960'ların başlarında Amerikanordusu tarafından başlatıldı. (Gayri resmi olarak çok daha öncedenbaşladığı biliniyor.) MONARCH Projesi halen ulusal güvenliknedenlerinden ötürü 'çok gizli' olarak sınıflandırılmış durumda. Bukorkunç deneylerin gerçekleştirildiğ i yerler arasında 44üniversite, 15 bilim vakfı, 12 hastane, 3 hapishane ve ilaçşirketleri bulunuyordu. Araştırmalarda dünyaca ünlü psikiyatrlar,psikologlar ve beyin cerrahları yer alıyordu. Zihin kontrolçalışmalarında CIA ile işbirliği yapanlar arasında AmerikanPsikoloji Derneği, Amerikan Psikiyatri Deneği'nin eski başkanları,Biyolojik Psikiyatri Topluluğu ve ödüllü psikiyatrlar vardı. ABD'dezihin kontrol deneyleri sadece CIA tarafından değil ABD Ordu HaberAlma Dairesi ve Ordu Kimyasal Silahlar Ofisi tarafından dayürütüldü. Askerlere birer kâğıt imzalatarak kobay olmalarısağlandı. MKULTRA belgelerinin büyük bölümü yine programı başlatankişi olan CIA Başkanı Richard Helms'in emriyle 1972'de yok edildiğiiçin insanlar üzerinde zihin kontrol deneylerinin gerçek boyutubelki de asla bilinemeyecek.Tüyler ürperten ifadelerBiyolojik saldırı korkusuyla yaşayan ABD'de hastalalıklara karşı hertürlü önlemi alınıyor. ABD'nin işgal ettiği ülkelerde iseçocuklardahil birçok kişi kullanılan silahlardan dolayı çaresizdurumda kalıyor.MKULTRA Projesi'nin ilk olarak 1975 yılında başkanlığa bağlıRockefeller Komisyonu tarafından gün ışığına çıkartılmasınınardından Senato'nun sağlıktan sorumlu alt komitesi, CIA'nın insanlarüzerinde yaptığı deneylerle ilgili tüyler ürperten ifadeler dinledi.Günümüze kalan belgeler ve tarihçiler, bilim adamları ve gazetecilertarafından yapılan araştırmalar, CIA'nın MKULTRA kapsamındaözellikle radyasyon ve LSD'nin kullanıldığı deneylere ağırlıkverdiğini gösteriyor. Bu deneyler, CIA personeline, askerlere,casuslara, fahişelere, akıl hastalarına ve sıradan insanlaratepkilerini ölçmek için, çoğu durumda deneğin haberi olmadan LSDverilmesini içeriyordu. Bu tür deneylerde eroin, meskalin,skopolamin, marihuana, alkol ve sodyum pentatol gibi maddeler dekullanıldı. MKULTRA Projesi'nde görevli biyolojik silah uzmanı Dr.Frank Olson , 28 Kasım 1953 tarihinde, kendisinden habersiz içkisinekarıştırılan LSD'nin etkisi altındayken Manhattan'da bir otelin 13.katından atladı. Ailesi Dr. Olson'un gerçek ölüm nedenini 22 yılsonra MKULTRA ile ilgili bilgiler ilk ortaya çıkmaya başladığındaöğrendi. Harold Blauer adında bir profesyonel tenis oyuncusunun dagizli bir meskalin deneyi sırasında öldüğü sonradan ortaya çıktı.ABD Donanması'ndan emekli Wayne Ritchie , 1957'de katıldığı bir Noelpartisinde kendisine gizlice LSD vermekle suçladığı CIA aleyhinegeçen yıl 12 milyon dolarlık bir tazminat davası açtı.Biyolojik silah çalışmaları sürüyorBaşkan George W. Bush , kitle imha silahları üreterek uluslararasısözleşmeleri ihlal etmekle suçladığı Irak'a harekât emri verdiğisıralarda ABD'nin, İngiliz ordusunun da yardımıyla yeni nesilbiyolojik ve kimyasal silahlar geliştirme çalışmalarını sürdürdüğüiddia ediliyor. Bundan üç yıl önce İngiliz The Guardian gazetesinedemeç veren ABD'li mikrobiyoloji profesörü Mark Wheelis ile İngilizuluslararası savunma profesörü Malcolm Dando , ABD'nin biyolojikmisket bombaları, antraks ve kalabalık insan gruplarının söz konusuolduğu durumlarda kullanılacak öldürücü olmayan silahlar üzerindeçalıştığını iddia etmişlerdi.CIA'NIN ABD DIŞINDAKİ PROJELERİYurtdışında 'üçüncü şans'CIA projeleri arasında yurtdışında da gerçekleştirilenler vardı.Özellikle yurtdışı için tasarlanan MKDELTA programı Avrupa ve Asyaayağı olarak ayrılmış ve bunlara Üçüncü Şans ve Derbi Şapkasıprojeleri adı verilmişti. Ancak bu konuda belgeye ulaşılamamıştır.Senato'da yapılan oturumlarda da bu projeler hakkında bilgi sahibiolan tanığa rastlanmadı. Ancak Kanada'da MKULTRA kapsamında çokçeşitli deneyler yürütüldüğünü kanıtlayan belgeler bulunuyor.Bunlardan en iyi bilineni Dr. Ewen Cameron tarafından 1950-1965yılları arasında Montreal'deki Allen Memorial Enstitüsü'ndekihastalara elektroşok ve deneysel ilaçlar verilmesini kapsayandeneylerdir. 1992 yılında bu deneyler ortaya çıktığında Dr. Cameronda hastalarının çoğu da ölmüştü.ABD'Lİ PSİKİYATRİST ROSS'UN ARAŞTIRMASI:'Mançuryalı Aday' gerçektiKişilik bölünmesi konusunda uzman olan ABD'li psikiyatr Colin A.Ross , günümüze kalan belgeler üzerinde yaptığı uzun süreliaraştırmalardan sonra kaleme aldığı ''Bluebird: PsikiyatrlarTarafından Kasıtlı Olarak Yaratılan Bölünmüş Kişilik'' adlıkitabında şöyle yazıyor: ''BLUEBIRD Projesi'nde CIA, kasıtlı olarakkişilik bölünmesi yarattığı deneklerini gizli operasyonlardakullanmaya çalışmıştır. Belgelerin incelenmesi sonucu bu inanılmazdeneylerde, 11 yaşındaki çocukların beyinlerine elektrodlaryerleştirildiğ i, 7-11 yaşları arasındaki çocuklara haftalarca, hergün, günde 150 mg LSD verildiği ve elektroşok yoluyla deneklerinhafızalarının silindiği, hayvanların beyinlerine elektrodyerleştirerek kimyasal ya da biyolojik saldırılarda kullanmaçalışmaları yapıldığı biliniyor. 'Mançuryalı Aday' (orijinali 1962yılında çekilen ve beyin yıkama yöntemlerini konu alan bir film)kurgu değil gerçektir ve CIA tarafından 1950'lerde BLUEBIRD veARTICHOKE zihin kontrol programlarında yaratılmıştır.''DSS

Hiç yorum yok: