ZİHİN KONTROL GRUP

ZİHİN KONTROL GRUP

8 Ocak 2007 Pazartesi

ELEKTROMANYETİK SİLAHLAR

ELEKTROMANYETİK SİLAHLAR Zeynep ÖYMEZ Elektromanyetik silahlar tehdit ediyor Beyinler kontrol altında Takip edildiğinizi, gözetlendiğinizi hissettiğiniz oldu mu hiç? Kimsenin duymadıklarını duyup, görmediklerini mi görüyorsunuz? Hareketlerinizi kontrol edemeyip istemediğiniz şeyleri mi yapıyorsunuz? Hafızanızı kaybettiğiniz oldu mu? Çok mu unutkansınız? Ya da insanların özellikle üzerinize üzerinize gelip sizi şiddet, gürültü, kaba muamele vs. gibi yöntemlerle taciz ettiklerini mi düşünüyorsunuz? Belki de kasıtlı olarak tecrit edildiğinizi ve mali açıdan yoksullaştırıldığınıza inanıyorsunuz... Muhakkak ki bu ve bunun gibi pek çok soruya farklı cevaplar verilebilir ve bunlar çok çeşitli şekillerde yorumlanabilir. Fakat en sivri yorumlar "delisin" veya "beynin kontrol ediliyor" olurdu herhalde. İki yüzü keskin bıçak yani. Bir bakıma ikisi de paranoyaklık... Zaten ikinci şık eninde sonunda insanı paronayak eder gibi geliyor bana. Belki bu sebepten "zihin kontrol operasyonları" son birkaç aydır iyiden iyiye girdi gündemimize. Ardı ardına bu konuyla ilgili kitaplar basılıyor, televizyon ve radyo programları yapılıyor. Duyuyoruz ama duyduklarımıza inanamıyoruz. İddialar oldukça ciddi.Hal böyle olunca insan sormadan duramıyor "gerçekten de beyin kontrolü mümkün mü?" diye. Birilerinin bizim bilgimiz ve istemimiz dışında beynimizi kontrol edip bilgi yüklediğini, hatta bu yöntemle cinayet bile işletilebileceğini düşünmek bile korkunç. Hatta bir insanlık suçu. Bu suçun baş failleri ise ABD ve Rusya... ABD'nin baş yardakçıları ise İngiltere ve Kanada. Çin ve Kuzey Kore'nin de masum olduğunu söyleyemeyiz.Asında beyin kontrol çalışmalarının kökleri Hitler Almanyasına kadar uzanıyor. Öyle anlaşılıyor ki 2. Dünya savaşını müteakip Almanya'dan kaçan bilim adamlarına kucak açan ABD ve Rusya cereyan eden soğuk savaş esnasında boş durmamış ve birer fantaziden öteye gitmemesi gereken düşüncelerini hayata geçirmişler. Zihin kontrolü alanındaki gelişmelerin ilk ipuçlarını, 1969 yılında Dr. Delgado'nun kaleme aldığı "Beynin fiziksel kontrolü-Psiko-medeni bir topluma doğru" adlı kitapta buluyoruz. Delgado beynin içine soktuğu tellerle (elektrot) beynin muayyen bölgelerini uyarıyordu. Örneğin beyninin bir noktasını uyararak parmaklarının büzülmesini sağladığı hastasına parmaklarını aç dediğinde hastasından "Doktor, sanırım sizin elektriğiniz benim irademden daha güçlü" cevabını alıyordu. Çalışmalar dört bir koldan devam ediyordu. Tarihler 16 Temmuz 1977'yi gösterdiğinde ise New York Times gazetesinde akıllara durgunluk veren bir haber yayınlanıyordu: "ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor." Bu haberden sadece bir yıl sonra yayınlanan Walter Boward imzalı Beyin Kontrol Harekatı kitabı ise gelinen noktayı bir nebze olsun aydınlatıyordu. Boward aynen şunları yazıyordu: "Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir. CIA psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerini geliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yeni tip bir harbe girişmesi mümkündür. Bu harp görünmez, muharebe sahası ise insan zihinleridir." Diğer bir deyişle kan dökmeden zafer kazandıracak görünmez silahlar. İz yok, delil yok, dolayısıyla suç yok... Kirli emelleri için ne kadar da uygun bir yöntem. Elektromanyetik dalgalar Artık teknolojinin, çip veya beyne sokulmuş elektrotlara ihtiyaç duymadan beyne müdahale edebilecek noktaya geldiği iddia ediliyor. Belli merkezlerden gönderilen elektromanyetik dalgaların beyne yöneltilmesi sayesinde kurbanın beyin fonksiyonlarına müdahale edilebiliyor. 'Sinyal istihbaratı' denilen teknik içinde elektrik akımı bulunan her şey çevresine elektromanyetik dalga yayar prensibine dayanıyor. Tekniğin ilk ayağı da insanın EEG'sinin (elektroencephologram) yani beynin işleyişi sırasında yaydığı e.m. dalgalarının manyetometreler vasıtası ile ölçülmesi. 3-50 herz arasında değişen beyin dalgaları aynı parmak izleri gibi her insanda farklılık gösteriyor. Beyin dalgaları ölçülüp bilgisayara kaydedilen herkes uydular ve yerleşik aygıtlar sayesinde dünyanın her yerinde 24 saat takip edilebiliyor. İddialar bununla da bitmiyor. Çok gelişmiş bilgisayarlar yardımıyla kişinin öfke, acı, endişe, küçümseme, ümitsizlik, dehşet, sıkıntı, kıskançlık, korku, uyku, terör... hallerinde beynin yaydığı radyasyon frekansları kaydediliyor ve daha sonra istenilen psikolojiye uygun frekanstaki elektromanyetik dalga dışarıdan beyne gönderilerek oluşturulabiliyor. Yani bu elektromanyetik dalgalar sayesinde kişinin düşünceleri ve davranışları kontrol altına alınabiliyor. Teknolojinin aynı yöntemle kişinin sözlerini ve gördüklerini de saptayabilecek duruma geldiği öne sürülüyor. Bu elektromanyetik silahların beyin kontrolünden başka depremlere neden olabileceği, uçakları düşürebileceği... de ifade ediliyor. "Beyaz ses" İnsan beynini kontrol altına almayı kafalarına koyan mihraklar elektromanyetik dalgaların yanı sıra birçok masum(!) yöntemi de kullanıyor. Bunlardan en çok bilineni göz ve kulağın algı alt ve üst sınırlarına göre yapılan yayınlar. Bilindiği gibi duyabildiğimiz tüm ses, en düşük bastan en yüksek tize kadar 16 ilâ 20000 hz arasında. Yani bütün ses dalgaları arasında iğne ucu kadar bir aralık. Bu değerlerin altındaki ve üstündeki sesler insan kulağı tarafından pas geçiliyor fakat beyin tarafından algılanıyor. Taa 1974 yılında Amerikalı bilim adamı Joseph Sharp bir askerî hastanede bir kişinin beynine başkaları duymadan ses göndermeyi başardı. Bu yöntemde hasta mesajı gönderene karşı koyamıyor çünkü beyninin algıladığı sesleri kulakları duymuyor. Bu yöntem gizli telkinlerde çok kullanılıyor. Şuuraltı telkin için en iyi yöntem ise müziğin gerisine psiko-akustik denilen özel metodlarla telkin mesajları kaydedilmesi. Velhasıl sesler gaibden değil özel cihazlardan geliyor. Aynı şekilde gizli görüntülerle telkiner de yapılabiliyor. Bunun sırrı ise 25. karede yatıyor. Televizyon veya sinema seyrettiğimiz bir görüntü 24 kareden oluşuyor. Gözlerimiz 25. kareyi göremiyor ama beynimiz algılıyor. İşte bu 25. kareye çeşitli telkin mesajları, ideolojik fikirler yerleştirilebiliyor. MKULTRA Bu gün ortaya çıkan belgeler de gösteriyor ki zihin kontrol operasyonları aman tanımaz, etikten yoksun ve işkence boyutlarına ulaşan bir denme sürecinden geçmiş halende deneylerin sürdüğü ifade ediliyor. Bu öyle bir deney ki kobayları bütün insanlık. Tanıkların ifadeleri ve belgeler ışığında CIA'nın yüzlerce insan üzerinde 1950'lerden bu yana denemeler yaptığı bugün artık bir sır değil. Zihin kontrol deneylerinde insanların kobay olarak kullanıldığı söz konusu programların kod isimleri "MKULTRA, MKSEARCHE, ARTICHOKE VE BLUEBIRD" idi. Deneyler esnasında birçok deneğin dengesini kaybettiği, birçoğunun öldüğü ve büyük bir kısmının da intihara teşebbüs ettiği iddia ediliyor. Dr. Armen Victorian Beyin kontrolü-İnsan davranışlarının manipülasyonu adlı kitabında MKULTRA'yı şöyle tarif ediyor: "MKULTRA programı kimyasal, biyolojik ve radyolojik maddelerin insan davranışlarını kontrol etme hedefli gizli operasyonlarda kullanılmasına yönelik bir seri araştırma ve geliştirme projesinin adıydı. Vurguyla ifade edilirse, CIA belgelerinden biri, bariz bir şekilde insan davranışlarını kontrol etme deneylerinde, radyasyon, elektrik şoku, psikolojinin çok sayıda dalı, toplumbilimi, antropoloji gibi ek yöntemlerin yanısıra askeri araç gereçlerin kullanıldığını göstermektedir." ABD'de zihin kontrol deneyleri sadece CIA tarafından değil ABD Ordu Haber Alma Dairesi ve Ordu Kimyasal silahlar ofisi tarafından da yürütüldü. Askerlere bir kağıt imzalatarak gönüllü olarak kobay olmaları sağlandı. Ordu daha çok halüsinasyon etkisi yapan uyuşturucu maddelerin kullanıldığı özellikle de LSD'nin kullanıldığı deneyler yaptı. LSD aldıklarından haberi olmayan askerler zihin kontrol operasyonları ile ilgili bilgiler açıklandıkça nasıl bir deneye kurban verildiklerini anladılar. Aynı deneyde görevli arkadaşlarının ani ölümleri olayları aydınlatıyordu. İş rayından çıkınca NSA aleyhine davalar ardı sıra açılmaya başlandı. Bunlardan biri istihbarat ajanları tarafından uzaktan beyin kontrolü deneylerinde kullanıldığını iddia eden George Farguhar. 1984 yılından bu yana uzaktan monitörlerle takip edildiğini 1997 yılından beri de mikrodalga radyasyon saldırılarına ve beyin kontrol deneylerine maruz kaldığını öne süren Farguar beyin kontrol polisleri adını verdiği ajanlarla Project Freedom/ özgürlük projesi adını verdiği web sitesinde mücadele etmeye çalışıyor.

Zihin Kontrolü Mümkünmü?

Zihin Kontrolü Mümkünmü?
Dünya istihbarat örgütlerinin karşı tarafı yönlendirmek içinpsikolojik operasyon yapabilmeleri en önemli hedefleridir.İstihbarat örgütleri özellikle CIA ve MOSSAD bu konuya büyük önemvermektedirler. Bir Çin atasözü vardır, "Yüz savaş kazanmak hünerdeğil, hüner savaşmadan güvenliği sağlamaktır." İstihbarat örgütleribu konuya bilimsel olarak eğilmektedirler. Sürekli çalışmalarla yeniyollar araştırmaktadırlar.Bugün MOSSAD'ın CIA'dan daha başarılı operasyonlar yapmasının ikinedeni vardır. Birincisi, Tevrat'ta Musa Peygamber'e Kenan ilindecasusluk yapmasının emredilmesi. İkincisi de, ideallerinin yüksekfakat güçlerinin az olması ve dünya bilim çevresinde önemlietkinliklerinin olmasıdır.TARİHTEN ÖRNEKLERBilinen ilk ve en önemli psikolojik operasyon örneği HasanSabbah'tır. Haşhaşi tarikatı da denilen bu örgütlenmede kişilerHaşhaşın etkin maddesi Eroinle keyif duygusuna ve cennet inancınaşartlandırılıyor. Hasan Sabbah'a itaat ederlerse hep böyleyaşayacaklarına inandırılıyorlardı. Böylece intihar saldırılarınızevkle yapıyorlardı.1937'de Stalin'in Halk mahkemelerinde davalıların îtiraflarındabazı kimyasallar kullandığı bilinmektedir. Hatta MacaristanKardinalinin de bulunduğu bir davada davalılar devlete karşı birtutum aldıklarını birden itiraf etmişlerdi.BU DURUM ETİK MİDİR?Kesinlikle değildir. Mamafih, Dünya Af Örgütü 1992 yılında bir raporneşretti. Bu durum "İnsanın zihni yetilerini bozmayı, yok etmeyi,değiştirmeyi hedefleyen sorgulama prosedürü ahlaki suçtur denildi.Fiziksel işkence sınıflandırması kadar insanlık dışıdır." düşüncesibenimsendi.HANGİ YÖNTEMLER UYGULANIYOR?Klasik yöntem; psikolojik faaliyet, propaganda ve beyin yıkamayöntemidir.En sık kullanılan yöntem; kimyasal maddeler kullanılarak kişinindüşüncesini etkilemektir.Son yıllarda üzerinde çalışan ve durulan yöntem ise elektronikimplantlar yerleştirilerek kişinin beynini uzaktan kumanda ileyönetme çabalarıdır.KİMYASAL YÖNTEMLERZihin kontrolü deneylerinde ilk kullanılan madde LSD idi. LSDpsikokimyasal bir maddedir. Alan kişide olağanüstü psikolojikdeğişimler olur. Halüsinasyonlar görür, canlı, neşeli, güçlü duygu,düşünme ve davranışlar içerisine girer. Bu madde beynin önbölgesinde DOPAMİN isimli zevk maddesini aşırı salgılamaktadır. Bumaddeyi alan bir kişi inandığı konuda olağanüstü eylemlergerçekleştirebilmektedir. İkinci Dünya Savaşında hem Hitler hemAmerikan ordusu "Amphetamin" isimli uyarıcı kimyasalı kullanarakaskerlerin savaş gücünü arttırmayı hedeflemişlerdir. Hatta Hitlerinmilyonlarca psikoaktif madde kullanarak ordusunun hareketkabiliyetini çok hızlı hale getirdiği bilinmektedir.İçkisine LSD veya uyuşturucu katan kişilerin kolay intihar ettiklerive kolay insan öldürdükleri bilinen gerçeklerdir.Bu konu da ABD'de gönüllüler, siyahlar ve eşcinseller üzerindeilginç deneyler yapılmıştır. Deney yapılan kişilerde akılhastalıkları, yaşayanlarda da erken bunama, erken yaşlanmagözlemlenmiştir. Bu konuda Dr. Armen Victorian'ın kitabında ilginçkaynak ve bilgiler mevcuttur. Kitabın ismi "İnsan DavranışınınManipülasyonu, Beyin Kontrolüdür." Bu kitap Timaş yayınları arasındatercüme edilerek yayınlanmıştır.PSİKİYATRİDE TEDAVİ AMACIYLA KULLANILIYORPsikiyatrik uygulamada tanı ve tedavi yöntemi olarakkullanılmaktadır. Narkoanaliz olarak tanımlanan bu yöntemde kişiyedamardan kısa süre etkili barbibüratlar verilir. Kişi uyku uyanıklıkarası bir boyuttadır. Bilinçaltının üstündeki baskılar aralanır.Kişiyle güven ilişkisi içinde psikoterapödik ilişki kurulabilirsebilinçaltı duygular, eğilimler, hatıralar, şartlanmalar ortayaçıkarılır.İlaçlı hipnoz da denilebilen bu yöntem kişinin bilinçaltıçatışmalarını analiz edip onun tedavisini gerçekleştirmek içinkullanılır.HİPNOZLA BEYİN YIKAMAK MÜMKÜN MÜ?Hipnoz bilimsel bir yöntemdir. Kişi hipnotik uykuya geçtiğinde vücutve beyin uyur, fakat terapistle, kişi arasında seçici bir algılamaalışverişi kanalı açılır. Böylece kişi yönlendirilir, düşünceleri,duyguları değiştirilebilir. Psikiyatride hastalıklı düşünceleri yoketmek, sağlıklı düşünceler kazandırmak, ego gücünü arttırmak için buyöntemi kullanıyoruz.Her bilimsel yöntem gibi hipnozda gösteri malzemesi veya siyasîamaçla kullanılabilir.Hipnozda ilk şart iki tarafın birbirine güvenmesidir. Daha sonrakonsantrasyon gücü artırılır, uygun telkinde bulunulan kişigeçmişine götürülebilir, beyni yıkanabilir, yanlış şeylereinandırılabilir. Ancak kişiye hipnozda istemediği şeyiyaptıramazsınız. Bazı kişiler telkine çok yatkındır, kolaylıklagirerler. Fakat obsesif ve paranoid denilen güvensiz özelliği fazlaolan kişileri hipnotik transa geçirmek çok güçtür.ELEKTROMANYETİK ETKİLEMEEvren "Radiant Enerji" denilen yayılan bir enerjiden oluşur,gözümüzle gördüğümüz spektrum bir dalga boyudur. Morötesi vekızılötesi dalga boyları gözümüzle görülmez. Ancak röntgenfilmlerinden, termal kameralara, yeraltı su havza haritalarına kadarbir çok alanda kullanılır.Her elektrik kaynağı bir radyasyon neşreder. Bazı radyasyonlariyonlama yaparak hücre ölümlerine yol açar. Hidrojen atomufrekansına uygun mikrodalga ile MR gibi beyin tomografileri çekilir.Mikrodalga fırınlarda ışınların camı geçerek tabak içindeki suyubuharlaştırdığını biliyoruz.MİKRODALGA İLE BEYİN KONTROLÜMikrodalga ile uzaktan gürültü hissi oluşturmak mümkündür.Elektromanyetik ritmik vuruşlar kişinin başını elektrikli matkaplaoyulduğu hissi uyandırabilir. Çok düşük frekans da (VLF),iyonlamanın olmadığı bir radyoaktivite ile baş ağrısı, çınlama,sinirlilik, depresyon, hafıza kaybı hatta panik duygusuoluşturulabilir.Radyasyonun diş dökülmesi, kan kanseri, sakatdoğumlara neden olduğu yaptığı bilinmektedir. İyonlanmanın olduğuradyasyonlar X ışınları Radyum gibi kanser tedavisinde kanserlihücreleri öldürmek için kullanılır. Bu ışınları uzaktan yönetmekmümkün olmamakta, fakat mikrodalga kaynağını 1-2 km. uzaktan birhedefe yöneltmek mümkün olabilmektedir. Kötü niyetli kişilerinelinde korkunç bir silah haline dönebilen bir teknoloji insanlıkdışı amaçlarla kullanılırsa insanlığın sonu başlar.ELEKTRONİK PARÇA YERLEŞTİRMEK MÜMKÜN MÜ?İnsan davranışını kontrol etmek isteyenler hayvan deneylerinde bunugerçekleştirmişlerdir.FM radyo kanalı ile sinyaller alabilen ve nakledebilen minyatürelektrotlar hayvan kafasına yerleştiriliyor. Maymunda cinselsaldırganlık, boğada aniden durma komutu verme deneyleri başarılıoldu. Yunus balıkları yönetilebildi.ABD'de beynin elektronik uyarılması zihinsel özürlülerde veeşcinsellerde araştırılmıştır. James Olds isimli araştırmacı beyninhipotalamuş bölgesine elektronik implant yerleştirerek eşcinsellerikontrol etmeyi başardı. Hastalarda korku, heyecan, halüsinasyonoluşturarak davranışlarını ödüllendirdi veya cezalandırdı.Zihin özürlülere de benzer deneyler yapıldı. Bu çalışmalar çoktartışıldı. Bilimin iyiliği değil hastanın iyiliği ön plandatutulması etik kuralına göre çalışmalar durduruldu.FM radyo kanalında sinyaller alabilen ve nakledebilen bu uzaktanbeyin elektronik uyarılması ateşli tartışmalara konu oldu. HattaFransa'da her doğan çocuğa kimliğini belirtir elektronik parçayerleştirerek ömür boyu nerede olup olmadığını izleyebiliriz tezibile ortaya atıldı.İnsanın robot gibi tuşlarla kontrol edilmesi çok tehlikeli birgelişmeydi.Elektronik implantı (Stimoreceiver) bulan Dr. Delgado beynin amigdalve hipokampus gibi alanlarını canlandırarak neşe, tuhaf duygu,renkli görüntü gözlemlediğini kayıt ederek kitabında açıkladı.Radyohipnotik beyinlerarası kontrol projesi elektronik hipnozyapmayı amaçlamaktadır. Bu projede kişiye istemediği şeyleryaptırmak mümkün hale gelecektir. Tuşlarla kontrol edilen insana neyaptırılmaz ki!YENİ BİLİMSEL GELİŞME: Düşünce TeknolojisiBugün psikiyatride beynin ürettiği sinyalleri kaydederek beyinfonksiyonel görüntülemesi yapılabilmektedir. Klasik EEG'ninbilgisayar devriminden sonra analog sinyallerin sayısallaştırılmasıile beyin haritası çıkarılıyor. Biz Memory Center NöropsikiyatriMerkezinde bu sistemi kullanarak beynin hastalıklı çalışanalanlarını görüntüleyebiliyoruz. Tanı ve tedaviyi güçlendirmek içinişe yarayan bir yöntemdir. Hatta ilaç tedavisinin biyoyararlılığınıhasta izlerken görselleştirmiş oluyoruz.TRANSKRANİYAL MANYETİK UYARIMElektromanyetik enerjinin tedavide kullanımı yeni gelişmelerdendir.TMU denilen bir yöntem ile Tedaviye dirençli depresyon, ObsesifKOMPULSİF Bozukluk ve Şizofresi gibi ruhsal bozukluklarda ilaçtedavisine bir üstünlük olarak dikkat çekmektedir.( Arch Gec-Psyhiatry.1999; 56:300-311). Bu konuyu daha sonraki bir yazımda elealacağım merak edenler www.mcaturk.com adresinden gerekli bilgiyeulaşabilirler. Evet beynin ön bölgesine elektromanyetik uyarıvererek Depresyonu tedavi etme projesi elektroşok tedavisinealternatif olarak işe yarayacak gibi görünmektedir.DUYU ÖTESİ ALGIBirleşik Devletler parapiskolojik araştırmalara büyük bütçelerayırmaktadır. Beş duyuyu kullanmada insanın geçmiş, gelecek veşimdiki zaman hakkında bilgi edinmesi çok ilgi çeken bir konudur.Telepati, Durugörü (Clair-voyance), Altıncı his de denilen bualgılama biçimi hakkında şu anda bilimsel çalışmalarda sağlamdeliller yoktur.Sesin, elektromanyetik frekansın, lazerin varlığı başka dalgaboylarının varlığına kanıt olabilmektedirler. Zihni kontrol etmenin,ikizlerin, anne-çocuk arasındaki uzaktan duygusal etkilenmelerinnasıl olduğu henüz çözülemedi. Rüya laboratuvarlarında telepati yoluile kavram ve imaj uyandırıldığının gözlemlenmesi elektronikpsikiyatri açısından devrim niteliğindeki çalışmalardır.Durugörü veya beden dışı sezgi denilen bir yöntemde de bazı deneklerodada gizlenmiş nesnelerin yerini tespit etmeyibaşarabiliyorlar. "Remote Viewing, remote sensing" denilen uzaktangörme ve hissetme özelliği olan insanların bunu nasıl başardıklarıbilimsel ilgi alanına girmektedir. Uzaktan görüşün elektromanyetikişleyişi çözülebilirse insanlığın kaderi etkilenecektir.Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz insanın zihninin uzaktan kontroledilmesi dünya için sosyal ve politik etkileri çok fazla oluşacağıgelişmeleri getirecektir.(Nevzat Tarhan)

Zihin kontrol hakkında !!! ABD New York Times Gazetesi :

ABD New York Times Gazetesi'nin l6 Temmuz l977 sayısında şöyle birhaber yayınlanıyordu:"ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor. "l978 yılında Walter Boward adındaki Arizonalı gazeteci yazar,Operation Mind Control (Zihin Kontrol Harekatı) adında yayınladığıkitabında şunları anlatmaktadır:"CIA tarafından uyuşturucu ilaçlarla yapılan deneyler ABDhükümetinin uyguladığı çok gizli zihin kontrol projesinin yalnızcabir kısmıdır. Bu deneyler binlerce kişi üzerinde 35 yıl devametmiştir. Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz,elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar,alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranışdeğişiklikleri terapisidir.CIA psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerinigeliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yenitip bir harbe girişmesi mümkündür. Bu harf görünmez, muharebe sahasıinsan zihinleridir.Parapsikolojik silahları devletler vatandaşlarını kendi ideolojik vepolitik sistemleri içinde tutmak için veya diğer ülke insanlarınınzihinlerini etkileyerek değiştirmek ve kendi gayelerine uygunyönlendirmek maksadıyla kullanacaklardır.>Yazar Walter Boward kitabında şunları söylemektir:"En büyük hayret edilecek şey, milli güvenlik etiketi altındaCrytocrasy (Bürokrasinin gizli planı) zihinlerin kontrolünüaraştırmaktadır."Yazar Boward zihin kontrolü için uygulanan MKUTRA projesi hakkındada şöyle demektedir:"Senato istihbarat komitesine; Amiral Turner, CIA uyuşturucu ilaçdeneylerini durdurdu demiştir. Sorulmadı ve kendisi de gönüllüolarak yeni zihin kontrol projelerinden bahsetmedi. Turner zihinkontrol harekatının durdurulduğunu söylemedi, yalnızca deneylerdurduruldu dedi."Doğu ve Batı Bloku ülkelerinde insan zihninin kontrolü için ciddiaraştırmalara girildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde insan zihinlerineçeşitli tip araçlarla (gazete, kitap radyo ve televizyon) uluşmaimkanları artmıştır. İnsan denilen biyolojik varlık çok kolay birşekilde programlanabilmektedir. Beyin yıkama metotlarıylaşartlandırımış robot katiller kolayca öldürülebilmektedirler.Okult (batıni, gizli) bir bilgi olan teknomaji (teknik büyü) 'ninsırları son 300 yıl içinde insanlar tarafından çözülmüştür.Teknoloji adı altında uygulanarak doğaya hakimiyet sağlanmıştır. Bubilgiler korkunç silahları da beraberinde getirmiştir. Teknokratbilim adamı, askerlerden oluşan bir grup bu güçlerin kontrolünüelinde bulundurmaktadır.XX. yüzyılın son 25 yılı içinde parapsikoloji ve psikotronik gibiadlar altında psikomaji (ruhsal büyü) 'nin uygulama alanına konduğuyıllar olacaktır. Bu majinin hedefi insan zihinlerini kontrolüdür.Geleceğin insanının kaderini psikologlar, psikiyatristler,nörologlar, nörobiyologlar, biyokimyacılar, kuantum fizikçileriçizecektir.Türkiye l977'li yıllar içinde parapsikolojinin harp şeklindeuyguladığı ve bunun korkunç kabusunun yaşandığı bir ülke olmuştur.Bu görünmez harbin gelecek yıllarda da devam edecektir. Yalnızcafiziki tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacaktedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalaragirmek mecburiyetindeyiz. Ancak geniş ve sürekli bir araştırmaiçinde bu harbin silahlarını tanıyarak gerekli savunma önlemlerinialabiliriz. "(Em.Kur.Alb. Baha Kadıoğlu Silahlı Kuvvetler Dergisi.)

Teknoloji ve zihin kontrolü.



Teknoloji ve zihin kontrolü.Sevgili dostlar,bildiğiniz gibi teknoloji artıkhayatımızın her alanına girdi. Bir zamanlar bilimkurgufilmlerinde ağzımızı açarak seyrettiğimiz hayalgücünedayanan cihazlar artık elimizin altında sıradanoyuncaklar oldular. Çok değil bundan sadece yirmi seneönce bilgisayarla Amerika’da hiç tanımadığımız birinsanla tavla oynayabileceğimiz veya görüntülü telefonkavramı bize ulaşılamayacak çocuksu hayaller gibigelirdi ama bugün bütün bu gelişmeleri usulcakabullenmiş durumdayız ve biz hiç de garipgelmiyorlar. Yıllar önce telefon etmek için ceplerimdejeton arandığım günlerle bugün elimde tuttuğum sonmodel cep telefonu arasında sanki yüzlerce sene farkvar gibi. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ve buhızını da sürekli bir şekilde arttırarak ilerliyor.Tabii her şeyde olduğu gibi teknolojinin getirdiğirisklerde bulunmakta. Bu risklerin bence en önemlisibu teknolojinin temel olarak Batı tarafındangeliştirilmesi. Bu sözlerimin sebebi tabii kikıskançlık değil çünkü insanlığın faydasına bir şeygeliştirilmesi bizi ancak mutlu eder bunu kiminyaptığı önemli değildir çünkü hepimiz Allah’ın üstünsıfatlarla donattığı Ademoğullarıyız. Yalnız sorunşurada ki Batı medeniyeti ürettiği her yeniteknolojiyi öncelikle silah olarak kullanmaya ve buteknolojileri bir güç kaldıracı yapmaya meyillidir. Busebeple Batının eline geçen pek çok teknolojiinsanlığa huzur yerine yıkım getirmiştir. Batı Barutualmış ve binlerce yıl Çinlilerin yapmadığını yaparakateşli silahları bulmuştur,kimyasal maddelerden ilaçyapacağına kimyasal silah yapmış,mikroplarıöldüreceğine çoğaltarak biyolojik silah inşa etmiş veinsanoğlunun bulduğu en güçlü enerji formundan yineinsanlığın sonunu getirecbilecek nükleer silahlarıicat etmiştir. Kısaca Batı için teknoloji önceliklesilah anlamına gelmektedir.Bugünkü yazımda pek bilinmeyen ama insanlığıngeleceği için son derece tehlikeli bir teknolojidenbahsetmek istiyorum.1948 senesince Norbert Weiner "Cyberbetics" adındabir kitap yazdı.Bu isim zamanın bilim çevrelerinde çokaz insan tarafından bilinen ve sinirsel iletişim vekontrol teorisi anlamına gelen bir terimdi. O zamandanbu güne Cybernetic teknolojisi gözlerden ve insanlarınilgisinden uzak bir şekilde gelişimini sürdürdü ve1980 yılında Japon bilim adamı Yoneji Masuda dahafazla dayanamayarak insanların bilmediği yeni birteknolojinin tüm insanlığın geleceğini etkileyecekşekilde gelişme gösterdiğini ve yakın bir zamandainsanların Orwellin ünlü romanında olduğu gibi tekmerkezden idare edilecek robotlara dönüşebileceğiuyarısında bulundu. Masuda vicdanlı adamdı ama medyavicdansızdı ve onun açıklamalarını hasır altı ettiler.Masudanın bahsettiği bu yeni teknoloji süperbilgisayarların uydu bağlantısı vasıtasıyla beyineyerleştirilmiş özel mikroçipleri kontrol etmesinedayanıyordu.Beyine çip yerleştirme operasyonlarının ilki resmiolarak 1974 senesinde Amerikanın Ohio eyaletinde veİsveç’in Stockholm kentinde gerçekleştirildi. Butarihten çok daha önce 1946 yılında gizlice veailelerinin haberi olmadan yeni doğan bebeklere çiptakılmıştı. 1950'li ve 60'lı yıllarda pek çok insan vehayvan kobay üzerinde bu çipler denenerekdavranışları,beyin ve vücut fonksiyonlarını kontroletme üzerine araştırmalar yapıldı. Bu araştırmalara bukadar önem verilmesinin sebebi özellikle Amerikanordusu ve istihbaratının zihin kontrolü üzerindeönemle durması ve bu alana çok büyük bütçelerayırmasıydı.Cybernetic teknolojisi 1970'li yıllarda bir santimetreboyunda çipler kullanıyordu ve bunlar röntgendegözükebilyordu daha sonra bu çiplerin boyutu ufak birpirinç tanesine indirgendi ve görülme ihtimalleri çokazaldı. İlk başta silikondan imal edilen çipler dahasonra galyum arsenide maddesinden imal edilmeyebaşlandı. Bugün bu çipler o kadar mikro düzeyeindirgenmiştir ki ense veya sırt bölgesine özel birşırıngayla konabildiği gibi bir ameliyat esnasındakonulan kişinin haberi olmaksızın da takılabilir.Çipler bir kere takıldıktan sonra bunların bulunmasıveya çıkarılması neredeyse imkansızdır.Yeni doğan her bebeğe bu çiplerden birer adetyerleştirilmesi ve bu kişinin hayatının geri kalankısmında çip sayesinde kimliklendirilip takip edilmesibugün artık mümkündür. Amerika birleşik devletleri butip planları şu an kurmakla meşgul. İsveç’in öldürülenbaşbakanı Olof Palme 1973 senesinde bu çiplerincezaevi mahkumlarına takılmasına izin vermişti ve odönemde yayınlanan İsveç devlet raporlarında (StatensOfficiella Utradninger) bu çip yerleştirme izni açıkolarak görülmektedir.Çiplenmiş insanlar dünyanın her yerinde takipedilebilir. Beyin fonksiyonları süper bilgisayarlartarafından uzaktan izlenebildiği gibi çeşitlifrekanslardan etki altına da alınabilirler.Amerika’daki gizli deneylerde mahkumlar,askerler,akılhastaları,özürlü çocuklar,sağır dilsiz insanlar gibitoplumun koruması dışında kalan insan denekleriüzerinde pek çok araştırma yapılmış ve olumlu sonuçlaralınmıştır.Bugünün mikroçipleri kendilerine odaklanmış düşükfrekanslı radyo dalgaları ile çalışırlar. Uydularınyardımıyla çiplenmiş kişi gezegen üzerinde hangideliğe girerse girsin kesinlikle takip edilebilir.Amerikan ordusu bu teknolojiden çeşitli zamanlardafaydalandı. Mesela Vietnam savaşında bugün ismine"Rambo çipi" denilen cihazın takıldığı bazı askerlerdeaşırı saldırganlık ve cesaret duyguları yaratıldıbunun sebebi çipin kandaki adrenalin oranınıyükseltecek şekilde dizayn edilmiş olmasıydı. BugünIraktaki askerlere Dr.Carl Sandersin geliştirdiği vebiotic adı verilen çip enjeksiyonları yapılmıştır. Busayede Iraktaki pek çok özel kuvvet askerinin tümyaşadıkları ve yaptıkları Amerika’da bulunan MilliGüvenlik Teşkilatı tarafından saniye saniye kontroledilebilmekte. Dikkat ederseniz Irakta kaçırılan bazıAmerikan askerlerinin yeri bir kaç saat sonrakurtarmaya gelen timler tarafından elleriyle koymuşgibi bulunuyor. Bu hassas kurtarma operasyonlarınınsebebi işte bu çiplerdir.5 mikromilimetre çapındaki bir mikroçip (saçınızdakibir telin çapı 50 mikromilimetredir,anlayın çipinküçüklüğünü) gözdeki görme sinirinin içineyerleştirildiği zaman beyin dalgalarını toplamayabaşlar ve kişinin deneyimlerinin,aldığıkokuların,görüntülerin ve seslerin hepsinialgılayabilir. Mesela bir maç seyrediyorsunuz maçesnasında gördüğünüz tüm görüntüler,duyduğunuzsesler,içtiğiniz kolanın tadı ve kokusu gibi tümduyularınız çip tarafından ana bilgisayara iletilir veuzmanlar bu deneyimi bilgisayarda birleştirdiktensonra başka bir çip takılı şahsa iletirlerse bu şahıssizin yaşadığınız maç izleme olayının aynısınıyaşadığını zannedecektir. Bu tekniğin kötü niyetlekullanılması halinde mesela tamamen masum bir adamPapaya suikast düzenlediğini sanabilir.(bu örneğinüzerinde biraz düşünün)RMS teknolojisi kullanılarak bilgisayar operatörü çiptakılmış şahsa elektromanyetik dalgalar göndererekhedefin performansını bozabilir ve sapasağlam bir adambir anda konuşma zorlukları ve yürüme zorluklarıçekmeye başlar. Bu teknolojiyle kendisine çip takılıolduğunu bilmeyen bir insana gaipten sesler vegörüntüler gösterilerek şahsın akli dengesi bozulur vekendisine peygamber veya Mesih olduğu gibi telkinlerverilebilir.Her düşünce,reaksiyon,duyduğumuz veya gördüğümüzşeyler beyinde belli sinyallere yol açar ve biz onlarıgörüntü,ses veya düşünce olarak algılarız.Elektromanyetik sinyallerle bu hislerin şiddetiarttırılabilir ve hedef şahısta çok acı veren ağrılarve kas krampları yaratılarak dünyanın bir ucundakiinsana işkence yapılabilir. Gördüğünüz gibi Cyberneticteknolojisi kötü ellerde düşünülemeyecek felaketlereyol açabiliyor.Şimdi denilebilir ki bu çiplerden milyonlarca insanatakıldığını düşünürsek bütün bu insanları tekmerkezden takip ve kontrol edebilmek mümkün olabilirmi. Mümkündür. Biliyorsunuz her insanın birbirindenfarklı bir parmak izi vardır aynı şekilde her insanınyaydığı beyinsel dalgaların frekansları da birbirindenfarklıdır.Bu şekilde her insana sadece kendisine özelbir yayın ve bilgi yükleme dünyanın neresinde olursaolsun yapılabilir. Bugün zaten bu uygulanmakta meselauzaya gönderilen her astronota uzaya çıkmalarındanönce bu çiplerden takılır ve uzaydaki her hareketlerive duyguları 24 saat boyunca kilometrelerce ötedengözlemlenebilir.Bu teknolojinin gizliden gizliye uygulanmayakonulduğunu basını iyi takip ederekdeanlayabiliyoruz.Amerikan Washinton Post gazetesi Mayıs1995 tarihinde verdiği haberde İngiltere tahtınınveliahdı Prens William'a 12 yaşındayken bir çiptakıldığı haberini verdi. Bu çipin prensin kaçırılmasıdurumunda yerinin belirlenmesi amacıyla takıldığısöyleniyor tabi düşünmemiz gereken Prens William kralolduğu zaman bu çipi takanlarca yönlendirilipyönlendirilemeyeceği.Çip takılan bir insanın artık o andan itibaren özelhayatı kalmaz. Bundan sonra yapacağı her şey hattaseks hayatı bile kilometrelerce uzaktaki bir merkezdentakip edilecektir.Hatta hissedeceği duygular bilekontrol edilebilir ve bir şeyi sevmesi veya ona öfkeduyması sağlanabilir. Hatta özel hayatı o kadar kalmazki gördüğü rüyalara bile müdahale edebilirler.Bu teknolojinin askeri alanda kullanımı ise uzunsüredir kamuoyunun bilgisi dışında sürmekte.Amerikanın dünya hakimiyeti için üretmeyi planladığıcyber-askerler artık bilim kurgu filmi değil ne yazıkki. 1980'den bu yana bazı NATO ülkeleri bu projekapsamında harıl harıl çalışmakta.Bu konu üstünde yapılan deneyler bilim dünyasındantamamen uzakta ve kapalı kapılar ardında yapıldığıiçin deneylerde kullanılan insan deneklerin sağlığıhiçe sayılıyor. Bu deneylerde insanların beyinlerine3.50 HZ veya 5 miliwatt değerinde akımlar sürekligönderildiği için denek olarak kullanılan cezaevimahkumlarının beyinlerinde büyük hasarlar görülmekte.Bize insan hakları dersi vermeye kalkan İsveç veAvusturya’da NATO kapsamında yapılan deneylerde pekçok denek mahkumun beyni ağır şekilde hasar gördü.Tabi bu tip bilgileri boyalı basınımızda ve Avrupaaşığı alıkların yazdıklarında bulamazsınız ama bizçıkar ve söyleriz. Bugün başta adam gibi bir siyasiirade olsa APO'nun mahkum haklarından söz edenlereAvusturya’da Gothenburg hapishanesinde kobay olarakkullanılarak sakat bırakılan zavallıları sorar veonları sustururdu ama nerede o günler. Neyse bizkonumuza devam edelim.Zihin kontrolü teknikleri siyasi amaçlı olarakdakullanılabilir. Bugün zihin kontrolcülerin temel amacıhedeflenmiş kişi ve grupları kendi çıkarlarıdoğrultusunda karar almaya teşvik etmektir.Çiplenmişve zombileştirilmiş insanlar cinayet işlemeyeyönlendirilebilir ve sonrasında ise hiç bir şeyhatırlamazlar. Batı için tehlikeli görülen bir siyasilider en yakınındaki kişi tarafından öldürülebilir vebu kişi daha sonra hiç bir şey hatırlamadığını söyler.1980'lerden bu yana kimsenin bilmediği gizli bir savaştüm dünyada sürüyor. Bu süre boyunca binlerce insankendileri farkında olmadan takılan çipler sayesindekullanıldı ve kullanılmaya da devam ediyorlar.Elektronik zihin kontrolü yöntemleri dışında birdekimyasal yöntemler geliştirilmiştir. Zihni bulandıranilaçlar ve çeşitli gazlar sayesinde insan davranışlarıyönlendirilebilir.Bu maddelerin havalandırmasistemleri ve su borularına katılmasından kimseninhaberi bile olmaz. Size burada ufakta bir sır vereyim.Biyolojik silah olarak kullanılması düşünülen pek çokbakteri ve virüs çeşitli ülkelerde insanların hava vesuyuna karıştırılarak test edilmektedir. Ara sırahaberlerde gördüğünüz ve çıktıklarından bir süre sonrakaybolan pek çok gizemli virüs ve hastalığın temelsebebi budur.Mikroçipler veya günümüzün değişik teknolojikmetotlarıyla dünyanın her yanındaki milyonlarca insanıAmerika ve İsrail’deki süper bilgisayarlara bağlamaprojesi belki de insanlığın önündeki en büyüktehlikelerden biridir. Bilgisayarlar o kadar geliştiki artık tüm dünya nüfusunun bilgisayarlardan izlenipkontrol edilebilmesi teorik olarak mümkün halegeldi.Yakın zamanda suç ve terörizmi engellemekbahanesiyle insanlar çiplenmeye başlanırsa buyazdıklarımı lütfen hatırlayın.Bugün saçma sapan konularla vakitlerini harcayaninsanların tartışması ve tepki göstermesi gereken enönemli konu budur aslında. İnsanlığınrobotlaştırılmasına hazır mıyız ? Tüm duygularımızınve özel hayatımızın bir kaç bin seçilmiş tarafındankontrol edilmesine razı mısınız ?Beyniniz kontrol altına alındığı zaman protesto etmekve bir şeyler yapmak için çok geç olacaktır.Şunu iyice anlayın ki günümüzün teknolojisi bir kaçsene içinde tüm dünyayı tek merkezden yönetmeyeelverişli bir hale gelecek. Bugün globalleşme adıaltında satılmış pislikler tarafından yapılanvatansızlaştırma ve milliyetçilik duygularınıtörpüleme faaliyetleri hep bu amaç doğrultusundadır.Size sundukları yaşam tarzı Amerika-Avrupa ve Yahudimerkezli kapitalist bir toplum yapısıdır ve rolünüzise sadece duygusuz köle robotlar olarakbelirlenmiştir. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" ve"ben kendi hayatıma bakarım" mantığıyla pısırıkçasusarak eli böğründe bekleyen insanlar ne zamanuyanacak acaba.Titreyin ve kendinize gelin,insanlar koyunlarısevmezler insanlar koyunları yerler sevgili dostlar.SaygılarımlaSerdar Kuru


GÖRÜNMEYEN SİLAH : ZİHİN KONTROLÜABD New York Times Gazetesi'nin l6 Temmuz l977 sayısında şöyle birhaber yayınlanıyordu:"ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor. "l978 yılında Walter Boward adındaki Arizonalı gazeteci yazar,Operation Mind Control (Zihin Kontrol Harekatı) adında yayınladığıkitabında şunları anlatmaktadır:"CIA tarafından uyuşturucu ilaçlarla yapılan deneyler ABDhükümetinin uyguladığı çok gizli zihin kontrol projesinin yalnızcabir kısmıdır. Bu deneyler binlerce kişi üzerinde 35 yıl devametmiştir. Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz,elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar,alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranışdeğişiklikleri terapisidir.CIA psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerinigeliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yenitip bir harbe girişmesi mümkündür. Bu harf görünmez, muharebe sahasıinsan zihinleridir.Parapsikolojik silahları devletler vatandaşlarını kendi ideolojik vepolitik sistemleri içinde tutmak için veya diğer ülke insanlarınınzihinlerini etkileyerek değiştirmek ve kendi gayelerine uygunyönlendirmek maksadıyla kullanacaklardır.>Yazar Walter Boward kitabında şunları söylemektir:"En büyük hayret edilecek şey, milli güvenlik etiketi altındaCrytocrasy (Bürokrasinin gizli planı) zihinlerin kontrolünüaraştırmaktadır."Yazar Boward zihin kontrolü için uygulanan MKUTRA projesi hakkındada şöyle demektedir:"Senato istihbarat komitesine; Amiral Turner, CIA uyuşturucu ilaçdeneylerini durdurdu demiştir. Sorulmadı ve kendisi de gönüllüolarak yeni zihin kontrol projelerinden bahsetmedi. Turner zihinkontrol harekatının durdurulduğunu söylemedi, yalnızca deneylerdurduruldu dedi."Doğu ve Batı Bloku ülkelerinde insan zihninin kontrolü için ciddiaraştırmalara girildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde insan zihinlerineçeşitli tip araçlarla (gazete, kitap radyo ve televizyon) uluşmaimkanları artmıştır. İnsan denilen biyolojik varlık çok kolay birşekilde programlanabilmektedir. Beyin yıkama metotlarıylaşartlandırımış robot katiller kolayca öldürülebilmektedirler.Okult (batıni, gizli) bir bilgi olan teknomaji (teknik büyü) 'ninsırları son 300 yıl içinde insanlar tarafından çözülmüştür.Teknoloji adı altında uygulanarak doğaya hakimiyet sağlanmıştır. Bubilgiler korkunç silahları da beraberinde getirmiştir. Teknokratbilim adamı, askerlerden oluşan bir grup bu güçlerin kontrolünüelinde bulundurmaktadır.XX. yüzyılın son 25 yılı içinde parapsikoloji ve psikotronik gibiadlar altında psikomaji (ruhsal büyü) 'nin uygulama alanına konduğuyıllar olacaktır. Bu majinin hedefi insan zihinlerini kontrolüdür.Geleceğin insanının kaderini psikologlar, psikiyatristler,nörologlar, nörobiyologlar, biyokimyacılar, kuantum fizikçileriçizecektir.Türkiye l977'li yıllar içinde parapsikolojinin harp şeklindeuyguladığı ve bunun korkunç kabusunun yaşandığı bir ülke olmuştur.Bu görünmez harbin gelecek yıllarda da devam edecektir. Yalnızcafiziki tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacaktedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalaragirmek mecburiyetindeyiz. Ancak geniş ve sürekli bir araştırmaiçinde bu harbin silahlarını tanıyarak gerekli savunma önlemlerinialabiliriz. "(Em.Kur.Alb. Baha Kadıoğlu Silahlı Kuvvetler Dergisi.)Yukarda anlatılan geniş bilgilerden sonra bu konuda bize söyleyecekfazla bir söz kalmadı.Electro-Security & Digi-Security

Doç. Dr. Umit Sayın

Doç. Dr. Umit SayınYENİ HARMANIN HABERİ: TÜRK HALKINA KARŞI PSİKOLOJİK SAVAŞ VAR (9Ekim 2004)Yeni Harman: M. gazetesi ve A…L dergisinde tekzip ettiğiniz ve songünlerde çok gündemde olan `zihin kontrolü' ile ilgili haberlerinaslı nadir?Ü. Sayın: Aslında her iki yayın organına da son günlerde gündemdeolan zihin kontrolü konusunun detaylı işlenmesi için bilgi verdim.Konu daha ziyade zihin kontrolünün gerçek ve bilimsel kriterlerleele alınmasıydı. Fakat her iki yayın organı da verdiğim bilgilerison derece çarpıtarak ve etik kuralları tamamen çiğneyerek çokfarklı manşetler attılar. Her iki haberi de tekzip ettim.Bunlardan henüz hiçbirisi yayınlanmadı. A…L'e gönderdiğim tekzipitekrar basmanız için size de verdim işte. Bu basın organlarında hiçsöylemediğim şeyler sanki söylemişim gibi yazılmış ve sözler banamal edilmiş, yada bir kişiyle konuşmaları için referans vermişimgidip o kişiyle konuşmamışlar; ama tamamen uyduruk bazı haberleribahsi geçen kişi hakkında ben söylemişim gibi yazmışlar. Tamamenuydurma haberler ve utanmadan ben söylemişim gibi sunuluyor.Örneğin Salih Mirzabeyoğlu'nun resmi başvuru yaptığı imajıveriliyor, halbuki öyle bir şey yok! İndirekt bazı duyumlarolduğundan kısaca bahsediyorum; arkasından bu duyumlar en önemlihabermiş ve gerçekmiş gibi manşetten veriliyor!Yeni Harman: Peki Zihin Kontrolü nedir?Ü. Sayın: Zihin kontolü, psikolojik teknikleri çok iyi kullanabilenkültlerin, tarikatların, veya istihbarat örgütlerinin uyguladığı biryöntem. Temelinde kişinin veya insane grubunun davranışını controletmek veya değiştirmek için isteği ve bilgisi dışında uygulanan tümyöntemler. Diğer bir tanımla, beyin yıkama-zihin kontrolü- bireyinfarkında olmadan davranışlarının kontrol edilmesi vedeğiştirilmesine girişimde bulunmak ve bu amaçla herhangi biryöntemi uygulamaktır. Psikolojik Savaş ise çeşitli zihin kontrolütekniklerini de içine alan daha geniş bir kavramdır.Psikolojik savaş, insanların beyninde ve toplumsal psikolojiüzerinde sürdürülen savaştır, hedefi reel olmayan bir takım yanlışbilgileri propaganda, zihin kontrolü, medyanın kontrolü, toplutelkin ve beyin yıkama ile gerçekmiş gibi göstermektir. Böylecedüşmanın veya karşıt güçlerin beynin ve psikolojik tabanında dasavaşın kazanılabilmesi hedeflenmektedir.Yeni Harman: Bunun yolu nedir?Ü. Sayın: Çeşitli propaganda faaliyetleridir bunlar…Bazı başlıklarhalinde söyliyeyim: Kendini farklı gösterme, demoralizasyon yaratmave psikolojik kamuflaj teknikleri. Toplumsal Zihin Kontrolü.Bireysel Zihin Kontrolü. İleri tekniklerle mançurya kobayıoluşturma.Toplumlarda veya bireylerde ideoloji değiştirme, toplum mühendisliğiveya toplumu tamamen kendi yönünde devşirme yöntemleri. Medyanın vebeyinleri etkileyen tüm araçların kayıtsız şartsız kontrolü.Dezinformasyon yayma ve bilgi kirlenmesine yol açma. İfade ettiğimteknikler içerisinde en çok kullanılan psikolojik faaliyet,propaganda, bireysel ve toplumsal zihin kontrolü, kimyasal maddeleryardımıyla kişinin düşüncelerinin etki altına alınmasıdır.Yeni Harman: Toplumsal zihin kontrolü ile hedeflenen ne olabilir?Ü. Sayın: Toplumsal zihin kontrolü toplumu istenilen doğrultuyayöneltmek, o toplumun kültürünü distorsiyona uğratarak çökertmekveya toplumu istenilen amaçlar doğrultusuna çekebilme amacıyla tümtopluma yapılmaktadır. Toplumsal zihin kontrolüne en güzel örnekHitlerdir.Hitler'in hitabet sanatını ve diğer teknikleri çok iyi bir şekildekullanarak kitleleri arkasında takması toplumsal zihin kontrolüolarak tanımlanabilir. Toplumsal zihin kontrolü amacıylatelevizyondan, basına, reklamlardan filimlere kadar her şeykullanılabilmektedir. Hedeflenen unsure pek çok motifin toplumunkafasına işlenmesi ve toplumsal düşünme biçimini istenilendoğrultuda biçimlendirebilmektir.Yeni Harman: Ya bireye indirgendiğinde?Ü. Sayın: Bireysel zihin kontrolü, bir insanın belirli bir ortamdabeyin elektrofizyolojisini ve kimyasını etkileyerek, kişiliği vedavranış biçimlerini istenen amaç doğrultusunda yenidenşekillenmesidir. İstihbarat örgütleri için çalışan bilim adamları,yıllarca insan zihnini kontrol etmek amacıyla çeşitli maddelerikullanmışlardır. Bu maddelerin çoğu, nörotransmitterleri çoksistematik bir şekilde değiştiren halüsinojenler, amfetaminler vetürevleridir.Yeni Harman: Nörotransmitter?Ü. Sayın: Nörotransmitter, beyinde nöron adı verilen sinirhücreleri arasındaki biyoelektriksel iletimi sağlayabilenmekanizmadır; bu mekanizma sayesinde beyinde farklı yerlerde farklıözelliklere sahip nöronlar birbirleriyle iletişim kurarak, duygu,düşünce, bilinç, his, saldırganlık, zeka, uyanıklık, yaratıcılıkgibi fonksiyonları belirlerler. Örneğin esrar (THC), sodyum pentotalgibi birçok madde bireysel zihin kontrolü amacıyla kullanılmıştır.THC'nin etkisinde bilinç dışına ait çeşitli bastırılmış motifler,imajlar ortaya çıkar.Güçlü halüsinojenler olan LSD, MDA, STP, Meskalin, PCP, İbogainalgılanmakta olan herşeyin distorsiyona uğramasına, renklerin,seslerin veya bilinç dışından gelen her türlü düşüncenin değişmesineyol açar. Bu gibi ve diğer ilaçlarla bir kült içinde insanı transhaline sokmak ve istenilen amaçlar doğrultusunda kullanmakmümkündür.Sodyum pentotal, kemo-hipnoz yapmaktadır ve bunu insanlarıkonuşturmak için kullanmışlardır. Gerçekten kimyasal ajanlarkullanılarak, yapay anksiyete, hipnoz, rüya görme hali, ağrıyaduyarlılığın artması veya azalması, hafıza kaybı veya hatırlatma,sersemlik, psikoz, yaratıcı düşünce vey aşırı duyarlılıkoluşturulabilir.Yeni Harman: Ya ideoloji kontrolünde nasıl bir metot izleniyor?Ü. Sayın: Beyin yıkama ve ideoloji kontrolünde genellikle anılanteknikler; telkine yatkınlık. Gerek hipnoz gerekse tekrarlanan,ritüelik eylemler uygulanır. Hemen hemn tüm tarikatlar ve kültler buteknikleri kullanır.Muvcut tüm psikolojik akardengeyi (homestasis) yıkma. Var olan inançve bilinç yapısı sarsılır ve kişi kendi oluşturduğu psikolojiksavunma mekanizmalarından mahrum kalarak, yeni bir travmaya vetelkine açık hale gelir. Bunu ara başlıklarla anlatalım. Detaylarıyazdığım kitaplarda ele alınacak.Egoyu zayıflatma… Cinsellik… Pek çok tarikat ve kült cinselliği,libidoyu had safhada kullanarak insandaki haz-ödüllendirmemekanizmalarını harekete geçirir. Bu sırada bazı ilaçların, MDMA-MDAgibi, etkilerinden de yararlanılır. Gizemcilik, parapsikoloji vemistisizm hemen hemen her tarikatın ve kültün temel parametre olarakkullandığı unsurdur.Bu yeteneklere ulaşma: gizemcilik, parapsikoloji, ve mistisizm hemenhemen her tarikatın ve kültün temel parametre olarak kullandığı birunsurdur.Bu yeteneklere ulaşma konusunda bazen ilaçlar veya başka psikolojikde kullanılır;• Vecd yöntemleri, meditasyon gibi.• Eşikaltı algının ve kollektif bilinç dışının,• Arketipal öğelerin çok sistemli olarak kullanılması: Buradamüzik, ses, görüntü, duyma veya görme eşiğinin dışındaki stimülanetkiler, fikirler, filim görüntüleri, klişeleşmiş yapılar ve modagibi unsurlar kullanılmaktadır. Kimyasal maddelerle beynin normalakardengesinin- hemostasis- yıkılması ve yepyeni bir yapı oluşması.Tabii bunlar sadece bir iki örnek, yöntemler çok çeşitli ve tümyöntemlerin açık açık söylenmesi tıbbi olarak etik değil, bunlarıancak devletin ulusal güvenliği ile ilgili ortamlardaaçıklayabilirim.Yeni Harman: Bu konuda son zamanlarda gündemi oluşturan iddialarhakkında ne diyeceksiniz?Ü. Sayın: Son zamanlarda çok fazla gerçekdışı ve bilimsel olmayankonu basında ve televizyonda öne sürüldü: bu iddiaların yüzde 90'nıpalavra, gerçekle ilgisi yok. Türk halkına karşı ciddi birpsikolojik savaş yapılıyor. Öyle ki: ABD veya diğer uluslarınistihbaratörgütleri inanılmaz güçlü ve alt edilmez gösteriliyor. Uzaktan,uydulardan insanların beyinlerinin elektromanyetik dalgalarlaetkilenebileceği, düşüncelerinin kontrol altına alınabileceği-okunabileceği gibi saçma sapan şeylerden bahsediliyor. Böylece birulusu ve subaylarını teslim almak mümkün.Bu yayınların, medya haberlerinin ve kitapların tek amacı var:varolmayan şeyleri gerçekmiş gibi gösterip, teknoloji ile insanbeyninin kontrol altına alınabileceği imajını verip, insanların tümdirençlerini yıkmak!Halbuki bu iddiaların ve yöntemlerin hepsi palavra! Kesinlikleteknoloji bu kadar ileri seviyede değil. Ayrıca varolmayan cin veyaperi gibi yaratıklarla yada başka parapsikolojik yöntemlerle zihinkontrolü veya telepati ile zihin kontrolü yapıldığı palavraları dasıklıkla tekrarlanıyor.Yeni Harman: Nasıl?Ü. Sayın: Parapsikolojik olayların bilimsel olarak ispatlandığı vetelepati, clairvoyance, telekinezi gibi olayların gerçekleştirildiğive istihbarat örgütleri tarafından kullanıldığı yalanları varmesela; parapsikolojik yöntemlerle insanlarda davranış değiştirme veZihin Kontrolü (Mind Control) yapıldığı yalanları… Suni olarakdeprem oluşturulabileceği yalanları… Elektromanyetik dalgalarlainsanlarda zihin kontrolü yapılabileceği ve davranışlarındeğiştirilebileceği yalanları. Cinlerin varolduğu ve cinlerleistihbarat toplanabileceği yalanları.ABD'nin ve Rusya'nın elinde çok gelişmiş ve toplumlarıetkileyebilecek psikolojik travma silahları olduğu yalanları….ABD'deen sofistike bilim ortamlarında 8 yıla yakın nörobilim konusundabağımsız araştırma yaptım, YOK BÖYLE BİR ŞEY! Hedef ABD'yi yenilmezve güçlü göstermek. Mikroçiplerle veya nanoteknoloji ile insanlarınrobotlaştırılabileceği ve istenilen amaçlar doğrultusundakullanılabileceği, bu teknolojinin var olduğu yalanı….Bu yalanlar ve palavralar böyle devam edip gidiyor. Ama sonuçtatopluma zarar veriyor. En önemli sorun bu konuda subayların veaskerlerin kafalarının da karışmış olması. Bir subay elektromanyetikdalgalarla veya parapsikolojiyle, cinlerle beynin kontroledilebileceğine inanıyorsa işi bitmiş demektir; onsa çok kolayparanoya ve yılgınlık, kendini teslim etme, gerçekleşebilir.Bu programların son zamanlarda özellikle ABD ile çelişkileryaşadığımız dönemde gelişmesi de enteresandır. ABD Türkiye'yi işgalehazırlanıyor; burada asker konuşlamak istiyor, birdenbire psikolojikharp makinaları ABD'nin beyin kontrolü konusundaki gücünü herkanalde ve yayın organında telaffuz etmeye başlıyor.Yeni Harman: Zihninin kontrol edildiğini düşünen ve iddia edenbirisi size başvuruyor. Ne yapılmalı? Bu konuda inceleme miyapılmalı, yoksa psikiyatriste mi havale edilmeli?Ü. Sayın: Bu konuda iddiası olan bir kişi kesinlikle psikiyatristesevk edilmelidir, çünkü medyadaki haberler ve bu konudaki bilim dışıkitaplar insanları inanılmaz biçimde çıldırttı. Pek çok şizofrenveya paranoyak kendisinin beyninin uzaktan kontrol edildiğini falansanmaya başladı. Bir peygamber enflasyonu yaşanıyor. Bu tekniklerancak stratejik noktadaki insanlara yapılmış olabilir. Bu konudauyarılarımız da, bu insanlara yönelik. Devletin stratejiknoktalarındaki kişilerin bu gibi teknik veya yöntemler hakkındakesinlikle bilgi sahibi olmalı.

ELEKTRO-MANYETİK KONTROL SİLAHLARINA DAİR PROTESTO



ELEKTRO-MANYETİK KONTROL SİLAHLARINA DAİR PROTESTO
Değerli Üyeler;Yukarıdaki fotoğraflar ilk bakışta size anlamlı gelmese de aslındaABD’nin derin dünyalarında kullanılan ZİHİN KONTROLÜ (Mind Control)projesine dahil olmuş, başka bir deyişle kurbanlarının fotoğrafları.Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi Zihin Kontrolü projesi,istihbarat ve güvenlik servislerinin yeni gözdesi olarak bazıservisler tarafından kullanılmakta. Ancak bazı kaynaklarda isebatılı servislerin dezenformasyon amaçlı komplo teoremi olduğundaısrarlılar. Biz bu konudaki tartışmalara taraf olmadan nacizanetespitlerimizi sizlerle paylaşalım !!!Bu projenin bir çok değişik dalda yürütülen alt projeleri, ABD vebazı servisler tarafından askeri ve sivil laboratuarlardasürdürülmeye ve daha da geliştirilmeye devam ediyor.Yazar : Colin A. RossMKULTRA, MKSEARCH, MKACTION, ARTICHOKE ve BLUEBIRD isimleri ileadlandırıldılar. Güvenliğin ana teması, toplum güvenliği olduğunagöre bu yapı taşını oluşturan ilk adım da insan öğesi olduğundanistihbarat ve güvenlik servisleri öncelikle bireysel risk’leribertaraf etmek, dolayısıyla toplum güvenliğini sağlamak adına uzunyıllardan beri psiko-sosyal yöntemleri kullanmak adına bir çokaraştırma yapmıştır.Zira insan, ve insanı insan yapan en önemli unsur düşünmekolmasından ötürü zihin ve beyin faaliyetleri, fonksiyonları ve tümiç dinamikleri, yıllardan beri tıbbın en önemli araştırma merkezihaline gelmiş ve halen bu konudaki çalışmalar dünyanın bazı önemlimerkezlerinde gözlerden uzak şekilde devam etmektedir.Gün geçtikçe iletişim teknolojilerinin değişmesi, nüfusun süreklibüyümesi ancak buna paralel istihdam ve gelir dağılımındakiadaletsizlik gibi sebepler, ülkelerin ve pakt’ların güvenliğineyönelik risk ve tehdit algılamalarında da artarak gelişen birdeğişme göstermiş, güvenliğe yatırılan harcamalar ise gerek fertbazında gerekse topluluklar bazında paralellik arzetmiştir.Bütün bu ileri teknoloji cihazlara yapılan harcamalara rağmenorganize suç organizasyonları ve terör grupları kaynaklı tehdit tamanlamı ile yok edilememiştir. Bunlara ilaveten, bazı gizli devletdestekli derin organizasyonların, demokrasi ve özgürlük yaftalarıaltında motiflenmiş, güzide gezegenimiz üzerinde kısmi ve mutlakhakimiyet kurma isteğine, bazı değerli yer altı ve yerüstükaynaklara sahip olma amacını da eklerseniz siyaset sanatının nasılkeskin bir kılıç haline getirildiğini sanırım yaşayarak görmekteyiz…“Para demek güç demek” diyen filozofun sözüne ekleyebileceğimiz tekşey, toplumları kontrol edebilecek tek mekanizmanın mükemmel birsiyasetin güçlü bir finansal kol üzerinde yürüyebileceğidir. ABDgibi bazı devletler buna iyi bir örnek olarak karşımızdadurmaktadır. “Önce borçlandır, sonra iste” felsefesi, iyi birsiyaset ve teknoloji desteğinde her ülkeyi etkisi altına alabilecekönemli bir psikolojik yönlendirme unsurudur diyebiliriz.BEYİN KONTROLÜ ve benzeri bazı görünmez silahlar, bireylere dikteettirilen DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK gibi kavramlarla tam olarak tersdüşmesine rağmen ne yazık ki bu tür silahlar, birey ve toplumlarıngüvenliği gibi sebeplerden ötürü kullanılmaktadır. Aslında bu birtezat olmasına rağmen, güvenlik servisleri, risk ve tehditalgılamaları prizmasına giren her türlü faaliyeti önceden haberalmak dolayısıyla tedbir geliştirmek amaciyle bu tür teknolojileribünyesinde uygulamaktadır.Sizlere daha önceki yazılarımızda LSD ve değişik kimyevi ilaçlarıninsan kobaylarda habersizce kullanıldığından bahsetmiştik. Bunailaveten para-psikolojik deneyler, hipnoz gibi değişik psiko-metotlarda halen bir çok araştırma laboratuarında güvenlik vehaberalma amaciyle geliştirilmektedir.İşin ahlaki ve etik yönü hakkında söyleyebileceğimiz son söz ise, butür teknolojilerin birey ve toplum güvenliği normlarından ayrılmasıve bir menfaat silahı haline gelmesi durumunda oluşabilecek kaosusanırım takdir edersiniz. Ayrıca bu tür teknolojileri ehil olmayanve profesyonel olmayan kadroların kullanması durumunda bir ahlakerozyonu yaşanacağı da gayet açıktır. Geçmişte gerek ülkemizdegerekse başka ülkelerde halen hatırlanan bir çok örneği yaşanmıştır.Fakat biz en bilinenleri açıklarsak, NIXON ve WATERGATE skandalı, BMGenel Sekreteri Kofi ANNAN’ın dinlenmesi, ülkemizde Telekulakskandalı gibi örnekler verebiliriz.Hukuki olarak ise söylenecek pek bir şey yok.Nedeni ise, güvenlik ve haberalma servislerinin, birey özgürlüğününçerçevesinin genişletilmesi ve takibin kat-i ve kesin prensiplerebağlanması, yasal prosedürün uzun ve meşakkatli olması gibisebeplerden, izi sürülemeyecek yada delillendirilemeyecek sistem vemetotları kullanma yoluna itmiştir. Yani bir anlamda, görevi bireyve toplum güvenliğini sağlamak olan legal unsurlar, bu gibidurumlarda kendisine yakın duran veya rahatlıkla manipüleedebileceği MAFYA gibi unsurları eğiterek kullanma durumunagelebilmektedir.Bu tip işbirliği her alanda olabilir. Bu gibi durumlarda legalite-illegalite arasındaki çizgi son derece incedir. Haklı bir temeledayanan bir durumda kullandığınız metotlar nedeniyle bir anda suçludurumuna düşebilirsiniz. Böyle durumlarda, bu tip mekanizmalarıkullananlar zaman zaman başvurulan yönteme yani “haberimizyoktu”, “bilgimiz yoktu”, “ilgimiz yoktu”, ”soruşturma devam ediyor”gibi klasikleşmiş söylemleri kullanırlar ve bazı durumlarda var olandelilleri dahi karartabilirler.Böylelikle hem adli takip yapılması yada teftiş incelemesi halinde,organik bağ kurulmadığından maddi bir delil olanağı bırakılmamışolunur, hem de devlet sırrı kapsamına girecek uygulama ve önlemlerindeşifre edilmemesi sağlanmış olunur. GİZLİLİK VE KETUMİYET önemlibir prensiptir. Daha da önemlisi haberalma faaliyetlerinin mutlaksurette en yüksek menfaatin sağlanması ve politikanın güçlü kozlarlayürütülmesi için önemli bir mekanizma olduğudur. Başka bir deyiş ilepolitika silah ise haberalma faaliyeti kurşundur !Teknolojinin yenilenmesinden ötürü istenilen her lokasyondandinlemenin rahatlıkla yapılabilmesi ve kullanılan personelinuzmanlaşması, ülkeler arası askeri ve stratejik işbirliği gibinedenler, takibin niteliğinin değişmesine, coğrafi olarakgenişlemesine yol açmıştır. DIG-INT, ECHELON, KEY-SMART, PROMIS,CARNIVORE, ENFOPOL ve başka amaçlarla kullanılan bir çok sistem bunetwork haberalma ağının parçalarıdır.Günümüzde, uydu teknolojileri ile okyanus aşırı teknik takipyapılabilmektedir.ZİHİN KONTROLÜ İŞLEYİŞİNE TEKRAR GÖZATALIM !!!BEYİN YIKAMA VE GRİ PROPAGANDA1 Haziran 1951’de komünistlerin “kişisel zihne müdahale” konusundakibaşarılarından endişe duyan ABD, Kanada ve İngiltere’nin üst düzeyaskerleri ve haber alma subayları, tanınmış psikologlardan oluşanufak bir grubu Montreal’deki Ritz Carlton Oteli’nde gizli birtoplantıya çağırdılar. O günlerde Sovyetler, tanınmış bir Macarkarşıt-komünist olan Kardinal Joszef Mindszenty’e casusluk suçunuitiraf ettirmekle kalmamış, kitlelerin düşüncelerini kontrol etmekteönemli başarılar sağlamışlardı. Araştırmacılara göre, komünistlerinbu başarısı, karanlık bir bilimsel buluşun sonuçlarındankaynaklanıyordu.Bir sonraki Eylül ayında, ABD’li bilim adamları, Kuzey Kore’dekiAmerikan savaş tutsaklarının beyinlerinin yıkandığı konusundakirapordan yola çıkarak, davranış değiştirme konusunda acil ve çokgizli bir araştırma programı önerdiler. ABD’nin zihin kontrolündeSovyetlerle arasındaki farkı kapatmak amacıyla başlatılançalışmaların bir parçası olarak ilaçlar, hipnoz, elektro-şok velobotomi incelenecekti. Massachussettes’ de zeka özürlü çocuklarile yapılan deneyler ve hükümetin soğuk savaş deneyimlerininbinlerce Amerikalı’yı radyasyon tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığıkonusundaki son bulgular, yeni Meclis soruşturmalarına nedenolmuştu. Sonuçta, olası deneklerden gelecek görüşleri almak üzere,Enerji Bakanlığı tarafından açılan telefon hattı, adeta kilitlendi.Ne var ki radyasyon olayı, binlerce insani kobay olarak kullanandeneylerin sadece bir bölümünü oluşturuyordu. İkinci DünyaSavaşının sonundan 1970’lere dek, Amerikan Enerji Komisyonu, SavunmaBakanlığı, askeri kuruluşlar, CIA ve diğer kuruluşlar, radyasyon,LSD, sinir gazi, elektro-şok ve uzun süreli “duyusal algılamamahrumiyeti” gibi etkileri incelemek için mahkumları, uyuşturucubağımlılarını, akıl hastalarını, üniversite öğrencilerini, askerlerihatta bar müdavimlerini kullanmişlardı. Bazı kobaylar neyaptıklarını biliyorlardı. Ancak bir bölümü, bir deneye konuolduklarından bile habersizdi. Komünizme karşı ölüm-kalım savaşısürerken Amerika, araştırılmayan tek bir bilimsel olasılığın dahiortada bırakılmasına kesinlikle göz yumamazdı.Soğuk savaşın güvenilebilir bir ortama dönüşmesi üzerine, EnerjiBakanı Hazel O’Leary radyasyon deneylerin konusunda milyonlarcasayfalık belgelerin gizliliğinin kaldırılmasına karar verdi.Hükümet, bu garip ve bazen dehşet verici atomik deneylerin yüzlercedeneğine tazminat ödemeyi düşünüyordu. Ancak yönetimin uzun süredir,soğuk savaş kurbanlarına sırt çevirerek,uğradıkları zararlara karşısorumluluk kabul etmediği de bir gerçekti. Clinton yönetimi de bukonudaki sert tutumun yumuşatılmasına ilişkin her hangi bir düşüncetaşımıyordu. Bakanlardan Christine Varney, “İlaç konusunuaraştırmıyoruz.En azindan, baslangiçta radyasyonun insanlar üzerinde yaptigi etkiüzerinde, o da sinirli olarak, yöneltmeliyiz. ” diyordu. Bugün,önceden bilgilendirilerek radyasyon uygulanan ve zarar görenbinlerce kisi için tek ümit, Baskan Clinton veya Meclis’ in hareketegeçip, soguk savasin unutulan malullerine tazminat ödemesidir.Hukukçulara göre, gizliligin sürdürülmesi ve Hükümet tarafindançikarilan yasal engeller, soguk savas deney kurbanlarinin devletekarsi tazminat davasi açmalarini neredeyse imkansiz kilmistir.Meclis, Hükümetin gönülsüzlügüne ragmen, bütün soguk savaskurbanlarini için adalet armaya baslayabilir. Geçenlerde bu konudaoturum düzenleyen eski deniz piyadesi ve astronot Ohio Demokratparti Senatörü John Glenn, “Söz ettigimiz sey sadece radyasyondegil. Hükümet deneylerinin sorun yarattigi tüm alanlarda, konuyuizlemek ve halki bilgilendirmek için her türlü çabayi göstermeliyiz.Gerçekten zarar gören insanlarin durumu incelenmeli ve onlarinzararlarini karsilamaliyiz. Bu sart. ” diyor. Toksik kimyasalmaddeler, davranislari etkileyerek zihinsel degisiklik yaratanilaçlar, elektrosok “tedavileri” ile diger askeri ve CIA kaynaklideneylerden ötürü, hayatlari mahvolan insanlarin öyküleri, yaklasik20 yildir bilinmekte.Ancak, bunlardan sadece bir kaçi tazminat alabildi veya kendilerineneler oldugu konusunda bilgilendirildi. CIA’ in “kurbanlari bulup,onlara neler oldugunun saptama” konusunda verdigi söze ragmenaslinda herhangi bir yasal islem yapilmamistir. Clara ÜniversitesiHukuk Fakültesi Profesörü ve Soguk Savas Zihin KontrolüArastirmalari uzmani Alan Scheflin, geçenlerde bir CIA sözcüsükurulusun radyasyon deneyleri konusundaki dosyalari arastiracaginisöyledi. Ancak diger insan deneylerini gözden geçirmek gibi birplanlarinin olmadigini belirtti. 1977 yilinda, bir Senatooturumunda, o zamanki CIA Baskani Stansfield Turner da,deneyleri “dehset verici” buldugunu söylemis ve CIA’ in deneye tabitutulan insanlari bulacagina ve açiklayacagina dair söz vermisti.Turner, “bulabilecekleri herkesi bulduklari” konusunda israrli idi.Ancak 1980’li yillarda bir dava için CIA görevlilerinden alinanhizmet içi bildirimler ve yeminli ifadeler, kod adi MKULTRA olan CIAZihin Kontrolü Programi’nda kullanilan yüzlerce denekten sadece14’ünün bildirildigini ve bunlardan sadece 1’ine 15,000 Dolartazminat ödendigini açiga çikarmakta.Örtbas ÇalismalariMKULTRA belgelerinin büyük bölümü, 1973 yilinda o zamanki CIABaskani, Richard Helms’in emri üzerine yok edildi. Kalan kayitlarise deneylerin çogunda kullanilan deneklerin adlarini içermiyordu.Ancak yüzlerce kisinin, üniversitelerde, hapishanelerde, akilhastanelerinde ve uyusturucu bagimlilari rehabilitasyonmerkezlerinde yürütülen ve giderleri CIA tarafindan karsilanandeneylere tabi tutulduklari açikça ima ediliyordu. Yine debilgilendirme programi sorumlusu Frank Laubinger’in 1983 tarihliyeminli ifadesinde, “San Francisco Projesi disinda, kimseye açiklamayapilmasina gerek olmadigina karar verildi” ve CIA, üniversitekayitlarini arastirmak ve baska kurbanlari bulmak için hiçbir çabaharcamadi.Öte yandan, 1983 yilinda yeminli ifadesinde, AmiralTurner “Bilgilendirme sayisinin düsüklügünün hüsran verici ”oldugunu, ancak kurulusun, olaya bulasan arastirmaci veüniversitelerin adlarini açiklamamasi gerektigini savundu.Turner, “Içinde yasadigimiz dava açma meraklisi toplumda bunun eniyi yöntem oldugunu düsünüyorum” dedi. Bir baska gerçek de su ki,1985 yilinda, kurulusun deney bilgilerinin açiklanmasini engellemekiçin Amerikan Federal yüksek Mahkemesi’ne basvurusu basarili oldu.Deneylerden ÖrneklerCIA, tarafindan yapilan en tüyler ürpertici deneylerden birisihükümete karsi basarili bir dava ile sonuçlanan az sayidakidenemelerden birisidir: Dr. D. Ewen Cameron adinda bir Kanadalipsikologun çalismasi. Cameron, 1950’li yillarda, psikozlu insanlaritedavi etmek için “aliskanlik çözme” ve “psisik güdüm” diyeadlandirdigi bir yöntem gelistirmisti. 1957 yilinda, davraniskontrol arastirmasini desteklemek için CIA baglantili ve destekliInsan Ekolojisi Arastirma Dernegi’ne sundugu bir bagis basvurusunagöre, izlenen yol söyleydi: Belirli ve güçlü bir elektrosokyükleyerek, bir hastanin davranis aliskanliklarini yikma (aliskanlikçözme) ve bazi vakalarda sürekli LSD verme. Bunlarin ardindan,denege sürekli olarak tekrarlanan (haftanin 6-7 gününde, günde 16saat) bir teyp kayit mesaji dinletiliyor ve bu arada duyusalalgilamadan kismen mahrum birakiliyordu.Cameron’in uygulamasi, “hastayi etkisiz hale getirmek” üzerine yenibir teknikti ve bir felç ilaci dahil, çesitli yeni ilaçlarindenenmesini amaçliyordu. IEAD araciligi ile Cameron’a 60,000dolarlik bir bagis saglayan CIA’ ye göre bunlarin beyin yikama ilebenzerligi çok açikti. Depresyon, alkolizm ve baska sorunlarintedavisi için Cameron’in müdür oldugu McGill Üniversitesi’ndekiAllan Memorial Enstitüsü’ne basvuran 9 hasta, 1979’da CIA’ e karsibir dava açtilar. Hastalardan Rita Zimmerman, 30 elektrosok oturumuve ardindan ilaçla saglanan tam 56 günlük bir uyku ile “aliskanlikçözümü”ne maruz kaldigini söyledi. Pasif ve irade disi bir durumagirmisti.Öteki hastalarda da kalici beyin hasarlari olusmustu ve bu yüzdenislerinden çikarilmislardi. Ayrica baska sikintilar ve olumsuzluklarda yasamislardi. Sonuçta ABD Hükümeti, 750,000 dolar tutarinda birtazminat ödedi. Tazminat talep edenlerle ilgili bir baska olay, 1957yilinda Edgewood, Maryland’ deki Askeri Kimyasal SavasLaboratuarlari’nda, bir deneye gönüllü olarak katilmayi kabul edenHava Kuvvetleri subayi Lloyd Gamble’ in basina geldi. Kendisine gazmaskelerinin ve koruyucu elbiselerin test edilecegi bildirilmisti.Oysa kendisine, sayilari 1000’i bulan askerlerle birlikte LSDverildigini 1975 yilinda ögrenmisti.Daha sonra söyle dedi: “Bana riskleri anlatsalardi böyle biruygulamaya asla katilmazdim. Bu olacak sey degil.” Gamble’ inaçiklamalarina göre, olayin sonrasi daha da kötüydü: “Deneyinardinda, henüz LSD’nin etkisi altindayken Aberdeen’ den Delaware’ ekadar otomobil kullanmami isteyerek saliverdiler. Nerede oldugumubile bilmeden araba sürdüm.” Gamble çok geçmeden bilinç kaybi, agirdepresyon dönemleri, sikinti nevrozlari ve saldirgan davranislardansikayetçi olmaya basladi. Dahasi 1960 yilinda intihar girisimindebulundu. Bunun üzerine “çok gizli” izin belgesi elinden alindi.Sonunda 1968’de erken emekliligi kabul etmek zorunda kaldi. Gecikmisolarak kendisine LSD verildigini ögrendiginde tazminat istedi. Davazaman asimina ugradigi için adalet Bakanligi istegini reddetti.Asker Müdürlügü, kalici hasar oldugu konusunda kanit bulunmadiginiöne sürerek Gamble’a sakatlik tazminati ödemeyi reddetti. SavunmaBakanligi2na göre, Gamble “bir gönüllü katilim anlasmasi” imzalamisve ona iki LSD dozu verilmisti. Üstelik Gamble ve digeraskerlere “alkol altinda sarhosluga benzer etki yapan kimyasal birbilesim verilecegi” söylenmisti.Bunlar yasanirken, Virginia demokrat parti milletvekili LeslieByrne, Gamble’ a tazminat ödenmesini öngören bir yasa tasarisiniMeclis’ e sundu. Savunma Bakanligi, “yetersiz kanit” gerekçesi ilebu tasariya karsi çikti.ZİHİN KONTROLÜ VE HABERALMA AMAÇLI KULLANIMIUlusal Güvenlik Personeli, Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın yurt içiistihbarat ağını ve gizli işleri kullanarak, sınırları içindekibinlerce ferdin yaşamlarını kontrol edebilirler. Bunlar tarafındanbağımsız olarak yürütülen operasyonlar bazen kanun sınırlarınınötesine taşabilir. Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın operasyonları ileyüzlerce habersiz vatandaşa uzun süreli kontrol ve sabotaj yapılmışolması muhtemeldir. Ulusal Güvenlik Teşkilatı ağı, kendivatandaşlarına gizli olarak suikast veya hastalıklar, akıl ve ruhbozuklukları olarak teşhis edilebilecek konulara sebep olacak gizlipsikolojik kontrol operasyonları yapma yeteneğine sahiptir.1960’ların ilk yıllarında dünyadaki en gelişmiş bilgisayarlar ABDUlusal Güvenlik Teşkilatı’nın elinde idi. Bu bilgisayarlarlaaraştirilan yeni buluşlar Ulusal Güvenlik Teşkilatı için saklandı.Şu anda Ulusal Güvenlik Teşkilatı mevcut bilgisayar teknolojisinin15 sene ilerisinde olan nono-teknolojik bilgisayarlara sahiptir.Ulusal Güvenlik Teşkilatı, Amerika’da bu teşkilatın ajanlarınınşifre çözücülerinin dikkatini çekecek anahtar kelimelerle, herortamda bütün haberleşmeleri kontrol eden ve yapay zekalı gelişmişbilgisayarlar kullanarak, kendilerine rahatsızlık verici bilgilerielde ederler. Bu bilgisayarlar bütün haberleşmeleri verici ve alıcıuçlarda denetlerler. ABD’nin bu rahatsızlık verici haberalmahâdisesi Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın “İşaret İstihbarat”ımisyonunun bir sonucudur. Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın elektronikgözetim ağı, tüm elektromanyetik saha tayfını denetleyebilecekaraçların hücreli düzenlenmesine dayanır. Bu cihaz, diğer elektroniksavaş programları gibi büyük bir gizlilik içinde geliştirildi,yürütüldü ve muhafaza edildi.İşaret İstihbaratıyla Uzaktan Bilgisayar KarıştırmaUlusal Güvenlik Teşkilatı, Birleşik Devletler’de satılan tüm kişiselbilgisayarların ve diğer tüm bilgisayarların izlerini muhafaza eder.Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın “elektromanyetik alan-saha cihazı”,monitörden ve güç kaynağından çıkan dalgaları süzerek kişiselbilgisayarların devre tablosundan çıkan radyo frekanslarınaayarlanabilir. Bilgisayar devre tablosundan çıkan radyo frekanslıyayın, bilgisayardaki digital bilgiyi içerir. Ulusal GüvenlikTeşkilatı’nın cihazından çıkan kodlanmış radyo frekansındakidalgalar, bilgisayar devreleriyle, bilgisayara girebilir, vebilgisayardaki verileri değiştirebilir. Böylece Ulusal GüvenlikTeşkilatı, gözetim veya anti-terörist elektronik savaş için ülkedekiherhangi bir bilgisayara telsiz modem gibi bir giriş kazanabilir.Gözetim İçin İnsanlardaki EMF’nin meydana çıkarılması (Keşif).Bir cismin bio-elektrik alanı uzaktan algılanabilir, böylececisimler bulundukları herhangi bir yerde denetlenebilirler. Özel EMFcihazıyla Ulusal Güvenlik Teşkilatı, kripto-şifre çözücüleri(EEG’lerden) üretilen potansiyelleri uzaktan okuyabilirler. Bunlarbir kişinin beyin durumlarına ve düşüncelerine kodlanabilir. Budurumda kişi, uzak bir mesafeden mükemmel olarak denetlenir. UlusalGüvenlik Teşkilatı personeli, “İşaret İstihbaratı”nınelektromanyetik tarama ağının kadranında çevirerek, ülkedekiherhangi bir şahsa çevirir ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nınbilgisayarları o şahsı belirler ve günde 24 saat takip eder. UlusalGüvenlik Teşkilatı, Amerika’daki herhangi bir şahsi seçebilir ve onuizleyebilir.ULUSAL GÜVENLİK TEŞKİLATI’NIN ELEKTRO MANYETİK BEYİN UYARILMASINIKULLANMASIUlusal Güvenlik Teşkilatı “İşaret İstihbarat”, “Uzaktan Nöral(Sinir)Denetimi ve Elektronik Beyin Bağlantısı” için, “Elektro ManyetikBeyin Uyarılması”nı kullanmaktadır. (İonlaşamayan elektro manyetikalan) radyasyonu üzerine, nörolojik araştırmayı ve bioelektirikaraştırma ve gelişmeyi içeren 1950’li yılların MKULTRA programındanberi, “Beyin Uygulaması” gelişme hâlindedir.Elde edilen gizli teknoloji, Ulusal GüvenlikArşivlerinde, “Radyoaktifliği ve nükleer patlamaları içermeyen veçevrede bulunan bir kaynaktan istemeyerek (kasıtlı olmayan birşekilde) yayılan elektromanyetik dalgalardan oluşan bilgi” olaraktanımlanır ve “Işinim İstihbaratı” olarak sınıflandırılır. İşaretİstihbaratı, Amerika yönetiminin diğer elektronik mücadeleprogramları gibi, bu teknolojiyi de, gizli olarak yürütmekte vemuhafaza etmektedir. Ulusal Güvenlik Teşkilatı, bu teknoloji ileilgili mevcut bilgileri denetlemekte ve bilimsel araştırmalarıhalktan gizlemektedir. Aynı zamanda bu teknolojiyi gizli tutmak içinuluslar arası istihbarat anlaşmaları da vardır.NSA, insandaki elektiriksel faaliyetleri uzak mesafeden analiz edenhususi elektronik donatıya sahiptir. (Önemli bir ayrıntı !!!)NSA bilgisayarında üretilen beyin planlaması, beyindeki elektrikselfaaliyetleri sürekli olarak denetlemektedir. Ulusal Güvenlikgayesiyle NSA, binlerce insanın ferdî beyin haritalarını kaydetmekteve şifrelemektedir. Elektro manyetik alanla “Beynin Uyarılması”,beyin-bilgisayar bağlantısını sağlamak için, meselâ, askerî savaşuçağında ordu tarafından gizlice kullanılmaktadır.Elektronik gözetim amacıyla, beynin konuşma merkezindeki elektrikfaaliyetleri, kurbanın sözlü düşüncelerine çevrilebilir. Kulağıdevre dışı bırakarak, ses haberleşmesinin doğrudan beyne gitmesinisağlayarak, Uzaktan Nöral Denetim, şifrelenmiş işaretleri, beyninişitme korteksine gönderebilir. NSA ajanları bunu, paranoidşizofreninin karakteristiği olan işitsel halisünasyonları taklitederek, kurbanların gizli olarak takatini kesmek içinkullanabilirler.Kurbanla herhangi bir temas olmaksızın, Uzaktan Nöral Denetim, birkurbanın beynindeki görsel korteksteki elektirik faaliyetleriniplanlayabilir ve kurbanın beynindeki tasvirleri (görüntüleri) birvideonun monitöründe gösterebilir. NSA ajanları kurbanın gözleriningördüğü her şeyi görürler. Görsel hafıza da görülebilir. UzaktanNöral Denetim gözleri ve optik sinirleri atlayarak (devre dışıbırakarak), doğrudan görsel kortekse görüntü gönderebilir. NSAajanları, beynin programlama gayesi için, gözetim altındaki kişi REMuykusunda iken, onun beynine gizlice görüntü yerleştirmek için bunukullanabilirler.Uzaktan Nöral Denetim Yapan NSA Teşkilatlarının Yetenekleri.Birleşik Devletlerde, 1940’lı yıllardan beri, İşaret İstihbaratı ağıvardır. NSA’nın Ft. Mende’de kişileri izlemek ve bunlarınbeyinlerindeki işitsel-görsel bilgileri -tecavüzkar olmayan birbiçimde- denetlemek için kullanılan iki yönlü geniş bir, UzaktanNöral Denetim sistemi vardır. Bu işlerin tümü, kişiyle fizikî birtemas olmadan yapilir. Uzaktan Nöral Denetim metodu, gözetim ve yurtiçi istihbarat için esas metodtur. Konuşma, üç boyutlu ses veşuuralti ses, kişinin beyninin işitme korteksine (kulaklari by passedilerek) gönderilebilir ve görntüler görsel korteksin içinegönderilebilir. Uzaktan Nöral Denetim, kişinin algılarını, ruhdurumunu ve motor kontrolünü degiştirebilir.Konuşma korteksi / işitsel korteks baglantısı, istihbarat toplumuiçin esas haberleşme sistemi oldu. Uzaktan Nöral Denetim, görsel-işitsel beyin ile beyin arasında veya beyin ile bilgisayar arasındatam bir bağlantıya izin verir.ULUSAL GÜVENLİK TEŞKİLATININ İŞARET İSTİHBARATI - ELEKTRONİK BEYİNBAĞLANTI TEKNOLOJİSİNSA-SIGINT (Ulusal Güvenlik Teşkilatı İşaret İstihbaratı) insanbeyninden yayılan 5 mili-wottluk ve 30-50 Hz’lik uyandırılmışpotansiyellerin şifrelerini dijital olarak çözerek, insan beynindekibilgileri uzaktan denetlemek için hususi yeteneklere sahiptir.Beyindeki nöral hareketlilik değişen bir manyetik akıya sahip olandeğişen bir elektrik özellik yaratır. Bu manyetik akı 30-50 Hz’likve 5 milimetrelik sürekli bir elektromanyetik dalga çıkarır.Beyinden gelen elektromanyetik emisyonda ihtiva edilenşeyler “uyandırılan potansiyeller” olarak adlandırılan (enserler vedesenlerdir.). Her düşünce, reaksiyon, motor kumandası, işitselolaylar ve görsel görüntü için beyindeki bir “uyandırılmışpotansiyel” veya “uyandırılmış potansiyeller kümesi” karşılığıvardır. Beyinden yapılan EMF emisyonunun şifreleri, beyninde geçerlifikirler, düşünceler, görüntüler ve sesler haline gelmesi için,çözülür.NSA SIGINT, bilgileri (sinir sistemi mesajları gibi) istihbaratajanlarına aktarmak ve gizli operasyon yapılacak kişilerinbeyinlerine (onlar tarafından farkedilemeyecek bir şekilde) aktarmakiçin, bir haberleşme sistemi olarak EMF ile aktarılan BeyinUyarılması’nı kullanmaktadır.EMF ile Beynin Uyarılması, sonuçta beynin nöral devrelerinde ses vegörsel olayların oluşması için beyindeki uyarılacak potansiyelleri,kobayları tetiklemek için şifrelenmiş ve pulslanmış karmaşıkelektromanyetik işaretler göndererek çalışır. EMF ile BeyinUyarılması kişinin beyin hallerini değiştirebilir ve motorkontrolünü etkileyebilir.İki yönlü elektronik Beyin Bağlantısı, sesi (kulakları by passederek) işitsel kortekse aktarırken ve donuk (belirsiz) görüntüleri,(optik sinirleri ve gözleri by pass ederek), görsel kortekseaktarırken, nöral görsel-işitsel bilgileri uzaktan kumanda ederek,yapılır. Görüntüler beyinde sabit olmayan iki boyutlu ekrandaki gibizuhur eder.BURADA ALTINI ÇİZMEMİZ GEREKEN ÖNEMLİ BİR AYRINTI İSE ŞUDUR !!!Yukarıda belirtilen işitsel ve görsel korteks’e gelen verininalınabilmesi için öncelikle kişinin uygun bir psiko-ortamda olmasıve algılamaları yolu ile veri akışının sağlıklı yapılabilmesigereklidir. Bu da bazen kişinin algılamalarını psiko-yöntemler yadabilinçaltı – şuuraltı serbest çağrışımlar (adli tabiri ile zarflama)yolu ile açmak ve hedefi teknik yöntemler ile en uygun psiko-ortamahazır hale getirmeye çalışmak ile olur.Takibi yapan grup, hedefi gözetim altında tuttuğu süreçte tüm tıbbireflekslerini on-line saptayabilir ve kişinin psikolojik profiliniher an takip ve kontrol edebilir. Uygun durum hasıl olduğunda psiko-yönlendirme yapabilir ve serbest çağrışımlar ve gözetimbilgisayarındaki binlerce efekt ile işitsel, görsel ve düşüncesistemine etki edebilecek tarzda tıbbi müdahaleler-dokunuşlaryapabilir. Örneğin, hedefin gözlerinde ani kızarıklık, deride yanmahissi, seyirme şeklinde gelen küçük dokunuşlar sistemin psiko-yönlendirme yöntemlerinden sadece birkaçıdır.ZİHİN KONTROLÜ KURBANIKısacası grup, hedefin bulunduğu psiko-ortama ve mod’a göreistenilen her türlü yönlendirme & psiko-sorgu ve mülakattekniklerini hedefin bilgisi dahilinde algılamaları yolu ileyapabilmektedir. (Hassas takip yada teknik takip yolu ile alınanveri yeterli olmaz ise !) Dikkat edilecek nokta, kişi hakkındatoplanan bilginin yeterli ve tatmin edici olup olmadığıdır. Alınanbilgi tatmin edici ve yeterli olmaması halinde, psiko-yönlendirmemetotları, hedefin bulunduğu tüm sosyal ve özel ortamlarda devamettirilerek en kısa sürede hedefin kırılma noktalarını tespit veteşhis etme çalışmalarına devam edilir. Süreç içerisinde değişikbilinçaltı-şuuraltı mesajlar ve teknikler kullanılır. Korkutma,panik yaratma, güven hissi verme ve bunun benzeri değişik psiko-ortamlara yönlendirilebilir.Hatta bazı ülkelerde cezaevlerinde duvar içine gizlenmiş özelalıcılar ile sistem işletilmekte. Metropollerde bulunan bazı 4 yada5 yıldızlı Otel&Motel’lerin bazı odalarında da bu tür techizatbulunduğu ve önemli VIP’lerin bu odalarda “özenle” ağırlandığı dazaman zaman bazı yerel kaynaklarda yer almakta. Tabi yurt içindekiyabancı misyon şeflerinin kaldıkları ikametgahlarda da eskiden butür ekipman bulunmaktaysa da şimdiki teknoloji ile yer tespiti vedeşifresi teknik olarak yapılmakta ve ortam, faraday kafesi yadabaşka teknik imkanlar ile güvenli hale getirilmektedir. Bunlariçerisinde frekans karıştırıcı yada frekansı absorve eden, teknikdinleme kesici bir sürü farklı ekipman gerek bu tür özelikametgahlarda gerekse büyükelçilik ve konsolosluklardakullanılmaktadır. Aynı zamanda bu şekilde olası bir uzaktankumandalı bir patlayıcı yada başka bir olası tehdit de başlamadanengellenebilmektedir.Ama yine de tam anlami ile güvenlik sağlanabilinmekte midir ? Butartışılır !!! Neyse biz devam edelim !!!İki yönlü elektronik Beyin bağlantısı CIA / NSA personeli için esashaberleşme sistemi haline gelmiştir. Uzaktan Nöral Denetim (RNM,insan beynindeki bioelektirik bilginin uzaktan denetimi) esasgözetim sistemi hâlini almıştır. Bu Birleşik Devletler İstihbaratTopluluğu’nda sınırlı sayıdaki ajan tarafından kullanılmaktadır.5- İŞLEYİŞ TEKNİĞİRNM her belirli beyin bölgesinin rezonans frekansının şifresininçözülmesini gerektirir. Bu frekans, daha sonra beynin bu özelbölgesine bilgi yüklemek için, değiştirilir. Değişik beyinbölgelerinin tepki gösterdiği (cevap verdiği) frekans 3 Hz ile 50 Hzarasında değişmektedir. İşaret İstihbaratı, sinyalleri bu bandaralığında değiştirirler. Bu değiştirilmiş bilgi, şuuraltıseviyesinden algılanabilir seviyeye kadar değişen yoğunluklarda,beyine yerleştirilebilinir. Her insan tek bioelektirik rezonans /entrainment frekansları kümesine sahiptir. Bir insanın beynine diğerbir insanın işitsel korteksinin frekansında işitsel bilgilergönderme bu işitsel bilginin kavranılmaması sonucunu verecektir.Dünya istihbarat örgütlerinin karşı tarafı yönlendirmek içinpsikolojik operasyon yapabilmeleri en önemli hedefleridir.İstihbarat örgütleri özellikle CIA ve MOSSAD bu konuya büyük önemvermektedirler.Bir Çin atasözü vardır, “Yüz savaş kazanmak hüner değil, hünersavaşmadan güvenliği sağlamaktır.”İstihbarat örgütleri bu konuya bilimsel olarak eğilmektedirler.Sürekli çalışmalarla yeni yollar araştırmaktadırlar.Bugün MOSSAD’ın CIA’dan daha başarılı operasyonlar yapmasının ikinedeni vardır. Birincisi, Tevrat’ta Musa Peygamber’e Kenan ilindecasusluk yapmasının emredilmesi. İkincisi de, ideallerinin yüksekfakat güçlerinin az olması ve dünya bilim çevresinde önemlietkinliklerinin olmasıdır.İnsan beyni kontrol altına alınabilir mi? İnsanlara iradelerinindışında bazı işler yaptırılabilir ve hatta cinayet işletilebilir mi?1996 yılında Daniel Brandt adlı bir yazar, sarsıcı bir kitaplaçıkmıştı ortaya. "Beyin Kontrolü ve Tanımlanamayan Gizli Hükümetler"adlı bu kitapta bir insana hipnozla bir cinayet işletilebileceğiniiddia ediyordu.Tarihte buna örnekler var mı?Bilinen ilk ve en önemli psikolojik operasyon örneği HasanSabbah’tır. Haşhaşi tarikatı da denilen bu örgütlenmede kişilerHaşhaşın etkin maddesi Eroinle keyif duygusuna ve cennet inancınaşartlandırılıyor. Hasan Sabbah’a itaat ederlerse hep böyleyaşayacaklarına inandırılıyorlardı. Böylece intihar saldırılarınızevkle yapıyorlardı.1937’de Stalin’in Halk mahkemelerinde dâvâlıların îtiraflarında bazıkimyasallar kullandığı bilinmektedir. Hatta Macaristan Kardinalininde bulunduğu bir dâvâda dâvâlılar devlete karşı bir tutumaldıklarını birden itiraf etmişlerdi.Bu konularda araştırmalar yapan Sn.Aydoğan Vatandaş bakın ne diyor ?"Son yıllarda ABD'de yayımlanan araştırmalar, beyin kimyasıçalışmalarında LSD'nin son derece önemli bir yere sahip olduğunuortaya koyuyor. 'LSD ve Amerikan Rüyası' adlı kitaplardan yolaçıkarsak, bu maddenin beyin yıkama faaliyetlerinde nasılkullanıldığını görürüz. Oradaki bilgilere göre 1950-75 arasındaCIA'de binlerce ajan sistematik olarak LSD testlerinden geçirildiğigibi, LSD'den yola çıkarak, pek çok yeni halüsinojen sentezlendi veinsanlar üzerinde zihin kontrolü, propaganda, beyin yıkama amacıylakullanıldı. LSD'den daha etkili bir madde arayışı sonucunda iseEcstasy sentezlendi."Bu işin sonu nereye?..Uyuşturucuya karşı yapılan çalışmalarda işin bu tarafını fazladüşünüp gözetmedik bugüne kadar. Sanırım bu boyutlarda da elealmanın zamanı geldi geçiyor sorunları. Lnarkotik şube uzmanlarınınokullarda bilgilendirme çalışmalarına bile olmazlananlarla nasıl biranlaşma sağlanabilir? Bu boyutta bir mücadele sistemi nasıloturtulur yanıtlaması çok zor. Çok çok zor!..Peki durum ahlâki midir?Yukarıda açıkladığımız sebeplerden ötürü kesinlikle değildir. Ancak,sonuçta birey ve toplum güvenliği korunmuşsa yada korunacaksasınırları ne olmalı ? yada uygulama prensipleri hangi kıstaslaragöre düzenlenmeli ? sorusunun cevabının iyice belirlenmesigereklidir. Mamafih, Dünya Af Örgütü 1992 yılında bir raporneşretti. Bu durum “İnsanın zihni yetilerini bozmayı, yok etmeyi,değiştirmeyi hedefleyen sorgulama prosedürü ahlâki suçtur denildi.Fiziksel işkence sınıflandırması kadar insanlık dışıdır.” düşüncesibenimsendi.Hangi yöntemler uygulanıyor?Klasik yöntem; psikolojik faaliyet, propaganda ve beyin yıkamayöntemidir.En sık kullanılan yöntem; kimyasal maddeler kullanılarak kişinindüşüncesini etkilemektir.Son yıllarda üzerinde çalışan ve durulan yöntem ise elektronikimplantlar yerleştirilerek kişinin beynini uzaktan kumanda ileyönetme çabalarıdır. Bu konuda Mr. Rauni-Leena Luukanen-Kilde (MDFinlandiya Tıbbi Araştırmalar Uzmanı) ‘in kitabı MICROCHIP IMPLANTS,MINDCONTROL AND CYBERNETICS ve Dr. Jose M.R. Delgado’nun 1969yılında hazırladığı “PHYSICAL CONTROL OF THE MIND” kitaplarındadetaylara ilişkin bilgiler bulabilirsiniz.Zihin kontrolü deneylerinde ilk kullanılan madde LSD idi. LSDpsikokimyasal bir maddedir. Alan kişide olağanüstü psikolojikdeğişimler olur. Halüsinasyonlar görür, canlı, neşeli, güçlü duygu,düşünme ve davranışlar içerisine girer. Bu madde beynin önbölgesinde DOPAMİN isimli zevk maddesini aşırı salgılamaktadır. Bumaddeyi alan bir kişi inandığı konuda olağanüstü eylemlergerçekleştirebilmektedir.İkinci Dünya Savaşında hem Hitler hem Amerikan ordusu “Amphetamin”isimli uyarıcı kimyasalı kullanarak askerlerin savaş gücünüarttırmayı hedeflemişlerdir. Hatta Hitlerin milyonlarca psiko-aktifmadde kullanarak ordusunun hareket kabiliyetini çok hızlı hâlegetirdiği bilinmektedir.İçkisine LSD veya uyuşturucu katan kişilerin kolay intihar ettiklerive kolay insan öldürdükleri bilinen gerçeklerdir.Deney yapılan kişilerde akıl hastalıkları, yaşayanlarda da erkenbunama, erken yaşlanma gözlemlenmiştir. Bu konuda Dr. ArmenVictorian’ın kitabında ilginç kaynak ve bilgiler mevcuttur. Kitabınismi “İnsan Davranışının Manipülasyonu, Beyin Kontrolüdür.” Bu kitapTimaş yayınları arasında tercüme edilerek yayınlanmıştır.Psikiyatride tedavi amacıyla kullanılıyor mu?Psikiyatrik uygulamada tanı ve tedavi yöntemi olarakkullanılmaktadır. Narkoanaliz olarak tanımlanan bu yöntemde kişiyedamardan kısa süre etkili barbibüratlar verilir. Kişi uyku uyanıklıkarası bir boyuttadır. Bilinçaltının üstündeki baskılar aralanır.Kişiyle güven ilişkisi içinde psikoterapödik ilişki kurulabilirsebilinçaltı duygular, eğilimler, hatıralar, şartlanmalar ortayaçıkarılır.İlaçlı hipnoz da denilebilen bu yöntem kişinin bilinçaltıçatışmalarını analiz edip onun tedavisini gerçekleştirmek içinkullanılır.Hipnozla beyin yıkamak mümkün müdür?SNIPERHipnoz bilimsel bir yöntemdir. Kişi hipnotik uykuya geçtiğinde vücutve beyin uyur, fakat terapistle, kişi arasında seçici bir algılamaalışverişi kanalı açılır. Böylece kişi yönlendirilir, düşünceleri,duyguları değiştirilebilir. Psikiyatride hastalıklı düşünceleri yoketmek, sağlıklı düşünceler kazandırmak, ego gücünü arttırmak için buyöntemi kullanıyoruz.Her bilimsel yöntem gibi hipnozda gösteri malzemesi veya siyâsîamaçla kullanılabilir.Hipnozda ilk şart iki tarafın birbirine güvenmesidir. Daha sonrakonsantrasyon gücü artırılır, uygun telkinde bulunulan kişigeçmişine götürülebilir, beyni yıkanabilir, yanlış şeylereinandırılabilir. Ancak kişiye hipnozda istemediği şeyiyaptıramazsınız. Bazı kişiler telkine çok yatkındır, kolaylıklagirerler. Fakat obsesif ve paranoid denilen güvensiz özelliği fazlaolan kişileri hipnotik transa geçirmek çok güçtür.Elektromanyetik etkileme mümkün müdür?Evren “Radiant Enerji” denilen yayılan bir enerjiden oluşur,gözümüzle gördüğümüz spektrum bir dalga boyudur. Morötesi vekızılötesi dalga boyları gözümüzle görülmez. Ancak röntgenfilmlerinden, termal kameralara, yeraltı su havza haritalarına kadarbir çok alanda kullanılır.Her elektrik kaynağı bir radyasyon neşreder. Bazı radyasyonlariyonlama yaparak hücre ölümlerine yol açar. Hidrojen atomufrekansına uygun mikrodalga ile MR gibi beyin tomografileri çekilir.Mikrodalga fırınlarda ışınların camı geçerek tabak içindeki suyubuharlaştırdığını biliyoruz.Mikrodalga ile beyin kontrolü nasıl olur?Mikrodalga ile uzaktan gürültü hissi oluşturmak mümkündür.Elektromanyetik ritmik vuruşlar kişinin başını elektrikli matkaplaoyulduğu hissi uyandırabilir. Çok düşük frekans da (VLF),iyonlamanın olmadığı bir radyoaktivite ile baş ağrısı, çınlama,sinirlilik, depresyon, hâfıza kaybı hatta panik duygusuoluşturulabilir.Radyasyonun diş dökülmesi, kan kanseri, sakatdoğumlara neden olduğu yaptığı bilinmektedir.İyonlanmanın olduğu radyasyonlar X ışınları Radyum gibi kansertedavisinde kanserli hücreleri öldürmek için kullanılır. Bu ışınlarıuzaktan yönetmek mümkün olmamakta, fakat mikrodalga kaynağını 1-2km. uzaktan bir hedefe yöneltmek mümkün olabilmektedir. Kötü niyetlikişilerin elinde korkunç bir silah haline dönebilen bir teknolojiinsanlık dışı amaçlarla kullanılırsa insanlığın sonu başlar.Elektronik parça yerleştirmek mümkün mü?FM radyo kanalı ile sinyaller alabilen ve nakledebilen minyatürelektrotlar isan kafasına yerleştirilebiliniyor.Zihin özürlülere de benzer deneyler yapıldı. Bu çalışmalar çoktartışıldı. Bilimin iyiliği değil hastanın iyiliği ön plandatutulması etik kuralına göre çalışmalar durduruldu.FM radyo kanalında sinyaller alabilen ve nakledebilen bu uzaktanbeyin elektronik uyarılması ateşli tartışmalara konu oldu. HattaFransa’da her doğan çocuğa kimliğini belirtir elektronik parçayerleştirerek ömür boyu nerede olup olmadığını izleyebiliriz tezibile ortaya atıldı.İnsanın robot gibi tuşlarla kontrol edilmesi çok tehlikeli birgelişmeydi.Elektronik implantı (Stimoreceiver) bulan Dr. Delgado beynin amigdalve hipokampus gibi alanlarını canlandırarak neşe, tuhaf duygu,renkli görüntü gözlemlediğini kayıt ederek kitabında açıkladı.Radyohipnotik beyinlerarası kontrol projesi elektronik hipnozyapmayı amaçlamaktadır. Bu projede kişiye istemediği şeyleryaptırmak mümkün hale gelecektir. Tuşlarla kontrol edilen insana neyaptırılmaz ki!Bir de duyu ötesi algı var. Bu konuda neler söyleyebiliriz?Birleşik Devletler para-piskolojik araştırmalara büyük bütçelerayırmaktadır. Beş duyuyu kullanmada insanın geçmiş, gelecek veşimdiki zaman hakkında bilgi edinmesi çok ilgi çeken bir konudur.Telepati, Durugörü (Clair-voyance), Altıncı his de denilen bualgılama biçimi hakkında şu anda bilimsel çalışmalarda sağlamdeliller yoktur.Sesin, elektromanyetik frekansın, lazerin varlığı başka dalgaboylarının varlığına kanıt olabilmektedirler. Zihni kontrol etmenin,ikizlerin, anne-çocuk arasındaki uzaktan duygusal etkilenmelerinnasıl olduğu henüz çözülemedi. Rüya laboratuarlarında telepati yoluile kavram ve imaj uyandırıldığının gözlemlenmesi elektronikpsikiyatri açısından devrim niteliğindeki çalışmalardır.Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz insanın zihninin uzaktan kontroledilmesi dünya için sosyal ve politik etkileri çok fazla oluşacağıgelişmeleri getirmiştir. ANCAK NE YAZIK Kİ, BU TEKNOLOJİ HAKKINDAÇOK FAZLA BİLİMSEL KAYNAK BULUNMADIĞINDAN SİZLERLE ANCAK BU KADARINIPAYLAŞABİLİYORUZ.BU ARADA BİR ÜYEMİZİN BİZE İLETTİĞİ SORUYA DA ELİMİZDEN GELDİĞİKADAR YANIT VERMEYE ÇALIŞALIM !!!ÜYEMİZ SORUSUNDA, MADEM BÖYLE BİR TEKNOLOJİ MEVCUT O HALDE BUTEKNOLOJİYE SAHİP ÜLKE YADA ÜLKELER NEDEN DÜNYAYA EGEMEN OLAMADI ?,NEDEN EL-KAIDE VE DİĞER TERÖR ÖRGÜTLERİ HALEN VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR ?NEDEN HALEN İNSANLAR KATLEDİLİYOR, SUÇLULAR HEMENCEZALANDIRILMIYOR ? DEMİŞTİ !!!BİZDE CEVABIMIZDA DİYORUZ Kİ;İNSANOĞLU BU VE BENZERİ TEKNOLOJİLERE HAİZ ! ANCAK YUKARIDASORULANLARI YAPMAK İSTİYOR MU ? ÖNEMLİ OLAN BU !!!BİREYLERİ MANİPÜLE EDENLER ACABA TOPLUMLARI DA MANİPÜLE EDECEKFARKLI FARKLI SİSTEM VE METOTLARI UYGULUYORLAR MI ? ACABA GERÇEKTENBU İSTENİYOR MU ?İŞTE BİZİM CEVABIMIZ !!!TEKNOLOJİNİN YARINLARIMIZA IŞIK TUTMASI DİLEĞİ İLE;Digi-Security Service

Beyin Kontrol şahsi deneyimlerim. George Farquhar'dan

İstihbarat Teşkilatlarının Beyin Kontrol Silahlarını üzerimdekullanmaları ve şahsi deneyimlerim.George Farquhar'danİsmim George Farquar. o6.07.l955 Edinburg, İskoçyadoğumluyum.l984'ten beri "Beyin Kontrol Polisi" ismini verdiğim istihbaratajanları tarafındanUZAKTAN MONİTÖRLE TAKİP EDİLDİĞİME İNANIYORUM.MİKRODALGA RADYASYON SALDIRILARI ve BEYİN KONTROLÜ DENEYLERİ 1997'DEben Kanada2da iken başladı, Avrupa'da devam etti. Ayrıca l994'tenberi polisin takip, taciz ve gözaltıları ile "siyah helikopter"tacizleriyle karşı karşıyayım.1988 yılında "Uzaktan Beyin Kontrolü Projesi"ni ifşa etmeye vebununla mücadeleye karar verdim. "PROJECT FREEDOM/ÖZGÜRLÜK PROJESİ"İSİMLİ WEB SİTESİNİ KURDUM. O zamandan beri aile bireylerim de polistacizlerine ve psikotronik saldırılara maruz kalmaktalar.l9 Ocak l999'da Londra, Avam kamarası'nda bu durum "İNSAN HAKLARININTÜYLER ÜRPERTİCİ BİR VAHŞİLİKLE İHLALİ" olarak değerlendirilipprotesto edildi.Şimdi yaşadıklarımla ilgili çok karışık ve garip bir hikayeninanahatlarını okuyacaksınız. Yaşadıklarım bundan ibaret ve bu kadaryüzeysel değildir. Çok daha derin ve çok daha vahim şeyler yaşadım.1982'de ailemin yaşadığı Avustralya'ya göç ettim. Orada sahipolduğum arazinin parasını ödeyebilmek için bazı suçlar işledimdenl992 yılının başında tutuklandım. Kefaletle serbest kaldıktan sonrayargılanmamak için Avustralya'yı terketmeye karar verdim ve ikihafta sonra yerleşmek üzere İngiltere'ye gittim. İngiltere'yegelince ailem beni aradı ve havaalanına gitmek üzere evdenayrılmamdan iki saat sonra polisin beni yeniden tutuklamak üzere evegeldiğini söyledi. O zaman bunun, kılpayı bir kaçış olduğunusanmıştım. Ama şimdi biliyorum ki, POLİS BENİM ÜLKEYİ TERKETMENİYETİMİ BİLİYORDU VE KAÇIŞIMA BİLEREK GÖZYUMDU. VE O ZAMANDAN BERİ,BENİM BÜTÜN HAREKETLERİMİ İZLİYOR , NEREYE GİTTİĞİMİ VE NE YAPTIĞIMIBİLİYOR."SİYAH HELİKOPTER" TACİZİ: 5 Yıl önce, Mart l994'te İkoçya'nın Parthşehrinde basit bir sahtekarlık suçundan 7 aylık bir ceza için hapsegirdim. Bundan (mart l994) aşağı yukarı 3 hafta önce, 24 saatkesintisiz polis takibi altında olduğumu farkettim. Bu takipte, anti-terör operasyonlarında kullanılan "siyah" bir helikopter de vardı.Buhelikopterr sürekli olarak tepepemde dolaşarak beni taciz ediyordu.BASİT BİR SAHTEKARLIK SUÇU İÇİN NEDEN BİR ANTİ TERÖR ARACI OLAN BUHELİKOPTERİ KULLANIYORLARDI?... Son araştırmaların ışığında ortayaçıktı ki; bu siyah helikopterler sadece "anti-terör" taktik araçlarıdeğildir Bunlar içlerinde "Uzaktan Beyin Kontrol Pojesi"ndekullanılan cihazlarla da donatılmışlardır.Bir iki hafta süren bu tacizlerden sonra onların eline düşmektensekaçmaya karar verdim. 24 saat izlendiğim için bu çok zor bir işti.Kardeşim Alex'le birlikte gece sık ormanlık alana gelebilmiştik.Ormana ulaşmadan önce, beni takipte kullandıkları ve üzerinde hiçbiryazı ve işaret bulunmayan büyük minibüs (van) farkettim. Aynı araçkaçış yolumuz boyunca bir kaç yerde önümüze çıktı. Bu tepesinde ikitane uydu diski olan beyaz bir arabaydı. İçine bakmak için iyiceyaklaştım, kabinde siyah önlük gibi birşeyler giymiş olan 2 adamoturuyordu, bana dik dik baktılar. Bu adamların benim takibimleilgili olduklarını biliyordum ama ne yaptıklarını bilmiyordum. Sonaraştırmalat gösterdi ki; BU ARAÇ, UZAKTAN BEYİN KONTROLÜTEKNOLOJİSİYLE DONATILMIŞ CİHAZLARIN BULUNDUĞU ÇOK ÖZEL BİR ARAÇTI.Orman içindeki birkaç saatlik yürüyüşümüzden sonra, iyice yorgundüştük... Hava kararmıştı ve çalılar yürüyüşümüzü engelliyordu. Tambu sırada bir düzineden fazla polis bizi kuşattı. Ellerindekifenerleri üzerimize tutarak 30 mete kadar yakınımıza geldiler veıslıkla birbirlerine işaret vererek fenerler söndürdüler. Beni hementutuklayacaklarını umuyordum ama öyle olmadı. Gün ışıdığındaşaşkınlıkla gördüm ki; ortada bir tek polis bile kalmamıştı. Buhadiseden bir hafta sonra tutuklandım. Beni niçin hemen oracıktatutuklamamışlardı?POLİS TACİZLERİ: Bu bir hafta boyunca, birlikte yaşadığımız anne vebabamın daireine polis tarafından evde olmadığımız satlerde zorlagirildi. Etraf dağıtıldı aile fotoğraflarımız ortalığa saçıldı amabildiğim kadarıyla hiçbir şey alınmadı. Niçin bunu yapıyorlardı?Basit bir sahtekarlık suçunun üzerine niçin bu kadar öldüresiyedüşüyorlardı?Bunun sebebini 4 yıl sonra anlayabildim...Sonunda Parth şehrinde tutulandım. Garip olan şu ki benimle aynıanda kız arkadaşımı da tutklamışlardı... Halbuki o buradan 300 kmuzakta Manchester şehrinde yaşıyordu, benim işlediğim suçla hiçbirilgisi yoktu ve ben onu 4 haftadır hiç görmemiştim. Bütün bunlarıpolis de en az benim kadar biliyordu. Ama yine de onu hemen,okumakta olduğu Manchester Üniversitesi'nde tam da final sınavısırasında tutukladılar ve benimle işbirliği yapmakla itham ediphapse attılar. Daha sonra serbest bırakıldı ve beraat etti.Birbirimizi çok seviyorduk. Son kez hapisanedeki bir mazgaldeliğinden birbirimizi görebildik.Tutuklanmadan önce üç ceza avukatı ile beş defa görüştüm. Gayem,ortada haklı bir sebep yokken polisin beni niçin bu kadar ağırşekilde taciz ettiğini öğrenmekti.Edinburgh'lu George Moore isimli bir avukat -ki kendisi sonra benimdavamı üzerine aldı-, 30 yıllık savunma avukatlığı boyuncahiçkisenin polis tarafından bu kadar ağır taciz edildiğinigörmediğini söyledi.MEDYANIN YANLIŞ BİLGİLENDİRMESİ: Mahkemem bittikten sonra medya, hezaman yatığı gibi, benim davam ile ilgili "gerçeler"i halka aktardı.Ama yapmadığı bir şey vardı; tutulanmamdan önceki bir kaç haftaboyunca polisin bana reva gördüğü ağır tacizleri anlatmak... "Resmi"polis açıklamasına göre ben, "güya" gizli bir bilgi üzerine anidenyakalanmıştım. Polisin neyi saklamaya çalıştığını 4 yıl sonraanlayabildim.HAPİSTEN ÇIKTIKTAN SONRA: Bu hapihane tecrübemin son olmasına dairyemin ettim. Fakat dışarıda pek çok şiddetli ve olağandışıhadiselerle karşılaştım...Bu hadiseler benim şunu tam olarak anlamamı sağladı: Biz insanlareskiden inandığım gibi sadece vücut, beyin ve duygulardan ibaretdeğildik ÇOK BOYUTLU RUHİ VARLIKLARDIK.İkinci olarak; zihnim yeni keşfettiğim bilgilere açıldıkça,herbirimizin bir parçası olduğumuz şu FİZİK DÜNYANIN, DRAMATİK BİRDEĞİŞİMDEN GEÇMEKTE OLDUĞUNU ANLADIM. BU DEĞİŞİMİN İÇİNDE UZUNZAMANDANDIR SAKLANMAKTA OLAN GERÇEKLERİN SU YÜZÜNE ÇIKMASI DA VAR.bU GERÇEK ŞU: iNSAN IRKI "ELİT BİR DÜNYA HÜKÜMETİ" TARAFINDAN,KONROL EDİLEBİLİR HİYERARŞİK BİR YAPILANMAYA DOĞRU MANÜPLE EDİLİYOR.(..) BU YAPILANMA "GÜÇ"ÜN ÇOĞUNLUĞUNU BİR AZINLĞIN TEKELİNE VERMEYİHEDEFLİYOR. Bu konudaki uygulama insanların çoğunluğundan gizleniyor.Hapishane tecrübem bunları anlamamda çok yardımcı oldu. Çünkühapishanedekiler, oynanan oyunların ve döndürülen dolapların çoğununfarkındalar.Orada birinci elden öğrendiğim gerçeklerden biri de şu: Polispsikiyatrisleri, ilaç bağımlısı veya psikopat "potansiyel"kaatillere -ki bunların bazılarının elinde ateşli silahlar da var-hiçbir müdahalede bulunmuyorlar. Onların serbestçe dışarıdadolaşmalarına gözyumuyorlar. Bu "potansiyel" kişiler talep ettiklerihalde tedavileri reddediliyor.. son araştırmaların ışığında gördümki; bu kişiler bilerek tedavi edilmiyor ve ileride bu projekapsamında, bunların içlerinde bulunan katliam isteği "uzaktan BeyinKotrolü" yoluyla manüple edilp kullanılacak YENİ DÜNYA DÜZENİ'NİNKURULUŞUNDA BUNLARDAN DA İSTİFADE EDİLECEK.BU YENİ DÜNYA DÜZENİ,2005 YILINDAN ÖNCE DÜNYADA TEK BİR MERKEZİ HÜKÜMET VE BUNA BAĞLIORDU, BANKACILIK SİSTEMİ, ELEKTRONİK İSTİLA VE MİKROÇİPLENMİŞ BİRİNSANLIK OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORVardığım bu sonuçtan sonra, hapisten çıkınca, hem kendimi hem debaşkalarını daha derinden tanımak ve anlayabilmek için dünyayıdolaşma isteğim doğdu. Ayrıca açık görüşlü ve anlayışı kuvvetlibirilerini bulup, üzerimizde oynanan bu oyunu deşifre etmekistiyordum. Ama cezamın bitimine iki gün kala bir sürprizlekarşılaştım: İnterpol beni istiyordu!..Başgardiyan beni odasına çağırarak İnterpol'den bir faks geldiğinive Avustralya'daki suçlarım sebebiyle tahliye edilmeyip iadeedilmemi istediklerini ama kendisinin bu yazıyı dikkate almayacağınısöyledi. Bu bilgi doğrultusunda, tahliye edildiğim gün yenidentutuklanacağım belli olmuştu... Ama öyle olmadı...Bu da polisin bana oynadığı ve tahammül etmek zorunda kalacağım pisoyunun bir parçası idi...1994 Eylülünde hapisten çıktım ama polisin 24 saat kesintisiz takipve tacizi sürüyordu. Nereye gitsem bundan kurtulmak imkansızdı...Yutrdışında bile takip ve taciz sürüyordu.İNTERPOL TAKİBİ VE HELİKOPTER TACİZLERİ: 1995 Mart'ında, hapishanedebaşladığım, meditasyon, ruhi gelişme ve yoga bilgilerimi arttırmaküzere Hindistan, Nepal ve Sri Lanka'ya seyehat ettim. Bu seyahatboyunca polis ve helikopter tacizleri devam etti. Demek ki,İnterpol'de işin içindeydi.18 ay sonra Hindistan'dan ayrılıp Tayland, Laos, Kamboçya, Vietnam,Çin ve Japonya'yı dolaştım. 2 Yıl 4 ay süren bu seyahat boyuncaİnterpol peşimi bırakmadı; takip ve tacizler devam etti. Polishelikopterinin tacizi özellikle ben meditasyon için inzivayaçekildiğim zamanlarda yoğunlaşıyordu.Asya'dayken herbirinde 4 ay olmak üzere 4 ülkenin 7 meditasyonbölgesinde pratik yaptım. Kaldığım her meditasyon yerinde polishelikopterleri beni taciz etti. BU TACİZLERDE ÇOK AÇIK ORTAK BİR YÖNVARDI: HER MEDİTASYONA ÇEKİLİŞİMİN İKİNCİ GÜNÜ TACİZE BAŞLIYORLARDI.Helikopter, önce meditasyon binası veya manastırın çevresinde yarımila bir saat arası daireler çizerek uçuyordu. Sonra tam benimbulunduğum bölmenin üzerine 3-5 dakika kadar oldukça alçalıyordu. Okadar alçalıyordu ki sanki çatıya inekcekmiş gibi oluyordu. Sonratekrar yükseliyor ve bir kaç saat boyunca bulunduğum binanınüzerinde daireler çizerek uçuyordu. Bunu aynı düzen içinde sürekiolarak ve günaşırı tekrar ediyorlardı.Şüphesiz "Büyük ağabey" beni gözetliyordu. Ama "Büyük Ağabey" bununiçin yapıyordu, işte bunu -o zamanlar- gerçekten bilmiyordum.Japonya'dan Kanada'ya gidip 6 ay Vacouver'de kaldım Bu süre boyuncafazla bir şey yaşamadım, sadece 1 haftalık meditasyon çalışmamboyunca aynen Asya'daki gibi helikopter tacizi oldu, o kadar.Bu yaşadıklarımı gören bir düzine şahit var. Helikopter tacizidışında, polis takibi eskiye nazaran azalmıştı. Bunun da bir sebebiolmalıydı. Kısa süre sonra onu da öğrenecektim.UZAKTAN BEYİN KONTROLÜ DENEYLERİ KANADA'DA BAŞLADI: 1997'de Temmuz-Aralık arası Vancouver'de yaşadığım süre boyunca HER AKŞAM ŞUSAYACAĞIM PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK BELİRTİLER ZİNCİRİNİ KESİNTİSİZYAŞADIM:SİNİRLİLİK VE TÜM VÜCUDU TAHRİŞ EDEBİLEN FİZİKSEL DUYARLILIK... AÇIKSEÇİK DÜŞÜNMEDE ZORLUK, BAŞAĞRILARI, BAŞIMDA YÜKSEK DİŞ GICIRTSISESİ, KISA SÜRELİ HAFIZA KAYBI, DÜZENSİZ DÜŞÜNCE KALIPLARI,UYUŞUKLUK, MİDE BULANTISI VE UYKUSUZLUK...Eylül-Ekim aylarında Avustralya'daki ailem 3 haftalığına neniziyarete geldi. Onlar gidinceye kadar bu üç hafta boyunca şubelirtileri gittikçe artan yoğunlukla yaşadım yaşadım:SON DERECE NEGATİF VE HOŞ OLMAYAN DUYGULAR, SANKİ VÜCUTTA BİR BÖCEKGEZİNİYORMUŞ HİSSİ, SİNİR BUHRANLARI, KONSANTRASYON GÜÇLÜĞÜ, DİKKATSÜRESİNDE KISALMA, SON DERECE DÜZENSİZ VE TAMAMEN KİŞİLİK DIŞIDÜŞÜNCE, DUYGU VE DAVRANIŞ KALIPLARI, AKLİ MELEKELERDE BÜYÜK ÖLÇÜDEPARÇALANMA, KENDİLİĞİNDEN OLUŞAN HAFIZA KAYIPLARI.bu beleitiler, sadece öğleden sonra geç saatlerde veya akşamın ilksaatlerinde ortaya çıkıyordu. Gün boyunca normal, rahat ve sırtüstüyatıp keyif çatan halim sürüyordu. Ailem geri dönünce şu sonucavardım: Ben galiba deliriyorum... Çünkü günün belli saatlerinde ipesapa gelmez şeyler yaptığımın farkındaydım...Son araştırmalarımın ışığında görünen o ki: Kanada'da kaldığımsürece MİKRODALGA RADYASYON BOMBARDIMANINA TUTULMUŞTUM VE ZİHİSEL VEDUYGUSAL OLARAK UZAKTAN "MİKRO DALGA BEYİN KOTROLÜ SİLAHLARI"TARAFINDAN YÖNETİLMİŞTİM. Bu saldırıların ABD Milli Güvenlik Ajansı(NSA)'nın KINNECOME GRUBU (Fort Meade'de) tarafından yapıldığınainanıyorum. Bu grup (Kinecome) Amerikan halkına karşı da bu türsaldırılar yapmakla tanınıyor.1997 Yılının Aralık ayında Avrupa'da seyehatime devam ettim. GayemKanada'ya dönmeden önce mümkün olduğu kadar çok ülkeyi görmekti. 9Nisan 1998'de Amsterdam'a ulaştım. Kısa sürede gördüm ki, tekrarpolis takibine alınmıştım.. Bu defa normal, gizli ve videokameralarla görüntülerim alınıyordu. Bu seferki taciz ve takip 4 yılöncekine nazaran daha yoğun ve şiddetli idi. Çok açık bir güçgösterisi yapıyorlardı. Peki bunu niçin yapıyorlardı? Bilemiyordum.Kısa süre sonra bunun sebebini de öğrenecektim.AVRUPA2DA MARUZ KALDIĞIM MİKRO DALGA İLE UZAKTAN BEYİN KONROLÜDENEYLERİ: Burada Kanada'dakilere benzer fiziki ve psikolojikbelirtilerle tekrar karşılaştım. Ancak farklı şeyler de vardı:UZAKTAN KONUŞAN BİRİNİN SESİNİN DUYULMASI, FAKAT KONUŞAN KİŞİNİNUZAKLIĞI VE ETRAFINDAKİ GÜRÜLTÜLER SEBEBİYLE KONUŞMASININANLAŞILAMAZ OLMASI... bU KONUŞMAYI KULAKLARIMLA DEĞİL KAFAMIN İÇİNDEDUYUYORDUM... sEYEHAT BOYUNCA KARŞILAŞTIĞIM KİŞİLERLE KONUŞURKEN,SÖYLEMEK İSTEDİKLERİMİN TAM TERSİ ŞEYLER SÖYLÜYORDUM. mESELA BİRKONU İLE İLGİLİ OLARAK ŞİDDETLE "EVET" DEMEK İSTERKEN, "HAYIR"DİYORDUM...Bir keresinde Güney Afrikalı turist arkadaşlarla YENİ DÜNYA DÜZENİİÇİN TEK BİR MERKEZİ DÜNYA HÜKÜMETİ planları hakkında konuşurkeniçlerinden biri aniden ve kendinden çok emin bir şekilde; "POLİSİN,SENİN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ, O DÜŞÜNCE SENDE OLUŞMADAN ÖNCE BİLDİĞİNİBİLİYOR MUYDUN?" dedi. Şaşkın bir şekilde, az önce söylediğinitekrarlamasını istedim. Tekrarladı. Sonra yüzünde şaşırmış bir ifadeile, "BUNU BİLDİĞİMİ BİLE BİLMİYORDUM" dedi. Bu söyledikleriyle nedemek istediğini sordum. "Bilmiyorum" dedi.Bu kadar yoğun bir şekilde kontrol altında tutlmam , bende zamanlaçeşitli ama çok şiddetli duygusal tepkilerin oluşmasına yol açtı. Butepkiler; korkuya karşı, kayıtsızlıkla saldırganlık arasında gidipgeliyor ama hepsi de çok kısa zaman dilmleri içinde oluyordu.Amsterdam'da kaldığım süre içinde, bu ve benzeri pek çok garippsikolojik ve duygusal düzensizlikler yaşamama rağmen, bu garipolayların ne dercede önemli olduğunun asla şuurunda değildim. Nezaman kişilğime uymayan bu garip hadiselerin sebebini araştırmayakalksam, SANKİ BEYNİM BİRDEN BİRE BOŞALIYOR VE OLUP BİTENİHATIRLAYAMIYORDUM. bU ANİ HAFIZA KAYIPLARI AİLEM BENİ kANADA'DAZİYARET EDERKEN DE ORTAYA ÇIKMIŞTI. hEM DE TAM BU GARİP HADİSELERİNSEBEBİNİ BULMAYA ÇALIŞIRKEN...Çok uzun bir zaman sonra, 13 Nisan 1998 akşamı, bu garip hadiselerinve karakter değişimi ve dengesizliklerin sebebini öğrendim. Ertesigün Amsterdam'dan ayrılacaktım. Amsterdam'daki son gecem hayatımıebediyyen değiştirdi."THE STİNG", POLİS BANA "UZAKTAN BEYİN KONTROLÜ" KOBAYI OLDUĞUMUAÇIKLIYOR: Yoğun ve kesintisiz polis takibi altında çok zor olmasınarağmen, sessiz caddelerde saatlerce yürüyerek rahatlamaya çalıştım.Sonunda kaldığım pansiyonun yakınında sessiz sakin bir kafeyegeldim. İçeriye girerek bir kahve alıp oturdum. Bir kaç dakikasonra, ANİDEN POLİSTEN TELEPATİK OLARAK GÖNDERİLEN MESAJLAR ALMAYABAŞLADIM. BU MESAJ BOMBARDMANININ MAHİYETİ VE SIRASI ŞÖYLEYDİ:POLİS O ANDA BENİM BEYNİMİ OKUYORDU. bUNU YÜKSK TEKNOLOJİ ÜRÜNÜBİLGİSAYARLAR VASITASIYLA YAPIYORDU. dUYGULARIMI DA OKUYORLARDI.AMSTERDAM'A GELİRKEN OTOBÜSTE TANIŞTIĞIM ADAM ASLINDA ONLARINAJANIYDI. O, "UZAKTAN BEYİN KONTROLÜ" PROJESİNİN BİLGİSAYARPRORAMLAMACILARINDAN BİRİYDİ...BU AJAN KARŞIMA BİR TURİST OLARAK ÇIKMIŞ VE TESADÜF(1)E BAKIN Kİ,KARDEŞİM ALEX'LE AYNI İSMİ TAŞIYORDU..Bu ajan bana, kendisinin Bilgisayar pogramcısı olduğunu kesin olarakempoze etti: YARDIMCILARIYLA BİRLİKTE DÜNYADA TEK OLAN ÇOK ÖZEL BİRPROGRAM ÜZERİNDE ÇALIŞIYORLARDI; BU PROGRAM DÜNYANIN HER YERİNDENBİLGİSAYARLAR VASITASIYLA KULLANILABİLİYORDU. ARTIK TAMAMLANMASAFHASINA GELİNMİŞTİ. ŞİMDİ ANLIYORUM Kİ; BU AJANIN BAHSETTİĞİPROGRAM GERÇEKTE BİZZAT BENDİM VE BENİM BEYNİMİN ONLAR TARAFINDANYÖNETİLİP YÖNLENDİRİLMESİDEMEKTİ. VE "PROGRAMIN" TAMAMLANMASI DEMEK, AZ ÖNCE ALMAYABAŞLADIĞIM "MESAJLARIN TELEPATİK OLARAK TRANSFERİ"YDİ...BU TELEPATİK TRANSFER YALNIZCA SÖZLERİ NAKLETMİYOR AYNI ZANAMDABEYNİMİN EKRANINA GÖRÜNTÜLER DE NAKLEDİYORDU...Bu veriler bana sunulurken, ben onları çok net olarakalgılıyabiliyordum.Bu hal bende tam bir şok etkisi doğurdu. Hayatımın bir daha eskisigibi olmayacağını anlamıştım. şimdi cevabını bulmam gerkrn üç soruvardı: Bunu nasıl yapıyorlardı? Niçin Yapıyorlardı? Niçin beniseçmişlerdi?Çok derin araştırmalardan sonra bazı şeyler kafamda yerine oturmayabaşlamıştı.FARKETTİĞİM HUSUSLARDAN BAZILARI: 4 Yıl boyunca bir çok ülkedekesintisiz olarak sürdürülen polis ve helikopter takip vetacizlerinin gayesi benim nerede olduğum ve ne yaptığımla ilgilideğildi. Onlar benim bu takip ve tacizler karşısındaki psikolojik veduygusal reaksiyonlarımı elektronik olarak kaydediyorlardı.Kanada2ya vardığım günden bu yana bende ortaya çıkan son derecedüzensiz psikolojik davranış kalıpları önceden inandığım gibi bendenkaynaklanmıyordu. Bunun sorumlusu Beyin Kontrol Polisi'ninbilgisayar tekniklerini kullanarak yaptığı saldırı idi.Avrupa'da Amsterdam'a varmadan önce tanıştığım bir sürü insan,aslında İNGİLİZ İSTİHBARAT TEŞKİLATININ AJANLARI İDİ. Bu ajanlarbana MCP (Beyin Kotrol Polisi) ile ilgili önemli bir suç işletmekiçin talimat almışlardı. Mesela Kanada'da beni "deli" halinegetirmişlerdi. Ama polis hiyerarşisinin geleceğe dönük olarakplanladığı bu "oyun", benim durumu farketmeye başlamamla bozulmuştu.MCP, son olarak yaşadığım gibi ses ve görüntü kalıplarını kulak vegözü atlayarak doğrudan doğruya beyine göndermek sueretiyle birinsan diğerine nakledebiliyordu.MCP, karşılaştığım herhangi bir insandaki düşünce ve davranışkalıplarını da uzaktan ayarlayabiliyordu.(Yuarıda anlattığım GüneyAfrikalı arkadaşa yaptıkları gibi).Avrupa'da bulunduğum süre içinde, MCP beni bazı saldırgan insanlarlakarşılaştırdı ve onları bana sataşacak şekilde yönlendirdi.Arık bütün benliğimle MCP tarafından "uzaktan beyin kontrolüProjesi"nin bir kobayı olarak kullanıldığımı anlamıştım. Ertesi günAmsterdam'dan ayrılma planınımı değiştirdim. Yeni verilerin ışığındadurumu değerlendirmek üzere orada bir süre daha kalmaya kararverdim. Yeni ortaya çıkan bilgiler hayatımın en travmatik döneminiçözmüştü. MCP beni bir uçurumun kenarına kadar getirmişti. Ama buyeni bilgiler bana çok büyük bir güç ve cesaret kazandırdı. Ayrıcakendimi, isanlığı ve yaratılışı bir bütün olarak daha derindenkavramaya başlamamı sağladı.Takip tacizleri ve mikrodalga şokları sürüyordu...İYİLEŞMEYE DOĞRU: MCP'nin bana telepatik mesajlar göndermeyebaşlamasından 1 hafta sonra, bütün yaşadıklarımı günlük halindebelgelemeye başlayacak kadar güçlenmiştim. Not almayı halasürdürüyorum.2 Hafta sonra takip ve tacizler azalmaya başladı. Fakat helikoptertakaip ve tacizi gün aşırı olarak aynen sürüyordu. Rahatlamamın enbüyük sebebi mikrodalga radyasyon saldırılarının kesilmesiydi.Gittikçe gücüm yerine geliyordu. Normalleşiyordum. BU MCP'nin neolduğunu, hangi kurumların bu işin içinde olduklarını, kullandıklarıteknolojinin mahiyetini, bu teknolojiyi kullanarak insanlara niçinsaldırdıklarını ve bu saldırılar karşısında nasıl bir savunmamekanizması oluşturulabileceğini bulmaya yemin ettim.Kendimi bu bilgiler araştırmaya, insanlara MCP'nin varlığını ispata,onların saldırılarından korunma yollarını bulmaya adadım...Bunun için seyahati bırakmak, yerleşik bir düzen tutturmakgerekiyordu.13 Nisan'dan 3 hafta sonra, MCP, beni uyurken bir takımprogramlanmış rüya senaryolarına maruz bıraktı. Bu rüyalar oldukçaberraktı ve hepsinde geçmişimin yeniden düzenlenmesiyle ilgiliolumsuzluklar taşıyordu. Her düzenlenmiş rüyadan uyanışımda çokbüyük korku ve suçluluk duygusuna kapılıyordum. Bu rüyaların banaait olmadıklarını biliyorum. Çünkü benim geçmişime dair gördüğümrüya sayısı çok azdı ve hapsi de müspet unsurlar taşıyordu. Gecelerboyu bana ilka edilen bu olumsuz rüyalar MCP tarafındantasarlanıyordu.Kısa sürede MCP'nin gayesinin bende korku ve suçluluk duygusu hasıletmek olduğunu anladım ve bunu günlüğüme yazdım. Ondan sonra burüyalar sona erdi.Aradan çok geçmedi, bir sabah erken bir saatte, tekrar İngiltere'yedönüp araştırmalarımı orada sürdürmeyi düşünürken; MCP'den tekkelimenin tekrarından ibaret bir telepatik mesaj geldi: "Mermi...Mermi... Mermi... Mermi..."İngitere'ye dönmemi istemiyorlar ve beni ölümle tehdit ediyorlardı.İngiltere'ye dönmeye ve MCP'nin ipliğini pazara çıkarmaya kararverdim.Page 10/19AİLEME POLİS TACİZİ VE PSİKOTRONİC ATAKLAR YAPILIYOR9 Mayıs 1998 Avustralya, Perth’de yaşayan kardeşim Alex’e o günekadar tuttugum günlügün bir kopyasini gönderdim. O anda, hapistençiktigimdan beri polis gözetiminde/takibinde oldugumu bilen tek kişioydu. Son yaşadiklarimi ve polis hiyerarşisi tarafindan UzaktanBeyin Kontrolü deneyinde kullanildigimi bilmesini istedim. Ona birkopya göndermemin nedeni hem benim durumumu detayıyla anlaması, hemde beni belki öldürülmekten koruması ihtimali idi.13 Nisan gecesinden itibaren kesinlikle inanıyordum ki, beni her anöldürmeleri ihtimali yüksekti.Kardeşim günlügümü alir almaz ani bir şekilde benim yillardiryaşadigim işkenceyle karşilaşmiş. Şu anda sürekli polis takibinde vesik sik tepesinde dolaşan polis helikopteriyle gözdagi verilmekte.Şu anda kendisi sürekli olarak Beyin Kontrolü Polisi’nin belirlipsikolojik saldırılarılarına maruz kalmakta, bu değişken psikolojikdurumlara alışmasının ise son derece zor olduğunu söylüyor. MCP ninkardeşimi hedef almasinin nedenini biliyorum, çünkü polishiyerarşisinin geçmişte bana verdigi korkutma ve tacizlerle ilgilipek çok olayin direkt tanigi. Kesinlikle inaniyorum ki, bana geçenyil yaptiklari gibi, onu da bir uçuruma itmeye çalişiyorlar.Amaçları, eğer başarabilirlerse, polis hiyerarşisinin benikorkutmasını ve bana yaptıklarını ispatlayacak bir kişinin eksilmesi.Son zamanlarda ailemin diğer üyeleri de “ yabancı insanlar ”tarafından sürekli takip edilip gözetlendiklerinden şikayetediyorlar, fakat benim ve kardeşimin sürekli pols gözetimindeolduğumuzu bilmiyorlar. Polis Hiyerarşisi, ailemi sürekli tacizederek bana korku salmaya ( en büyük silahları ) çalışıyorlar fakatbunlar benim, onları ifşa etmekteki kararlılığımı daha da arttırıyor.İSTİHBARAT AJANLARININ YAPTIĞI UZAKTAN BEYİN KONTROLU İLE İLGİLİARAŞTIRMALARIMMCP den telepatik olarak mesajlar almaya başladiktan iki ay sonra,Ingiltere’ye yerleşip araştirmaya başlamam gerektigine karar verdim.21 Haziran 1998’de Londra’ya gelip Glastonbury’de yerleştim ve ogünden beri de zamanimin çogunu geçmişte yaşadiklarimla ilgiliolabilecek her şeyi gözden geçirerek harcamaktayım.Özellikle deSeçkin Dünya Hükümeti’nin Yeni Dünya Düzeni konusundaki planlarıüzerine yapılan araştırmalarla ilgili bilgileri analiz ettim. AyrıcaGizli Polis İstihbarat Birimlerini, onların Uzaktan Beyin KontroluSilahlarını, toplumun davranışlarını kontrol etmek ve katliamlaramacıyla insanları ve toplumu manipüle etmek için nasılkullandıklarını araştırdım.İnsanların kendilerini bu silahların saldırılarından nasılkoruyabileceklerini araştırıp bulmak niyetindeydim. Yakın zamanda,değişik araştırmacıların bulgularını rapor halinde yayınlamayıdüşünüyorum.İngiltere’ye geldikten sonra polis takibi büyük ölçüde azaldı.Helikopter takibi seyrekleşti ama hala devam ediyor. Eviminbahçesinin üzerinde dolaşan “ siyah ” helikopterin birkaçfotoğrafını çektim ( fotoğraf ilişikte ). Şu an birlikte oldugum kızarkadaşım da yalnız yürürken helikopter tarafından taciz edilmiş.Cesur Yeni Dünya’mızda bu insanlar ne kadar “ cesurlar ”!Beyin Kontrolu Polisi’nin beni direkt olarak yönetmesi İngiltere’yegeldiğimden bu yana biraz azaldı fakat hala arasıra programlıfrekanslar halinde psikotronik saldırılara maruz kalıyorum. Bufrekanslardan birini “ enkötü güç ” diye adlandırdım.Bu, anidenbütün beynimi ve vücudumu sarıp son derece rahatsız edici bir duyguveren, çok negatif ve hain bir enerji. Bu normalde, dışarıdaarkadaşlarımla eğlenirken, en iyi zamanımda oluyor. Tecrübelerimdençıkardığım sonuca göre de MCP nin saldırmak için seçtiği en iyizaman. Bu olur olmaz hemen anlıyorum ki MCP nin saldırılarına maruzkalıyorum. Bu durumda sakin kalıp bir yerde duruyorum,hissettiklerime reaksiyon göstermiyorum, sonra geçiyor.Telefonumun sürekli olarak dinlendiğinden şüphem yok. Arkadaşlarımya da ailemle yaptığım konuşmalar Yeni Dünya Düzeni, Beyin KontrolPolisi, “ Siyah ” helikopterler, v.s. ile ilgili konulara dönmeyebaşlayinca, hatlarda sürekli cizirtilar başliyor, bazen de tamamenkesiliyor. Bu da polisin bana gözdagi vermek için yaptigi işeyaramaz çabalardan biri. Ayrica bana gelen mektupların da çoğukayboluyor. Bunun da bir tesadüf olmadığına inanıyorum.Aynı dertten muzdarip olanlar birbirini bulur misali, şu anda YeniDünya Düzeni programını araştıranlardan bir sürü arkadaş edindim.Onların da telefonları dinleniyor ve uzaktan mikrodalga frekansataklarına maruz kalıyorlarmış. Yaptıkları çalışmalardan ötürübirkaç tanesi direkt olarak ölümle tehdit edilmiş.ABD ULUSAL GÜVENLİK BİRİMLERİYLE KARŞILAŞMABEYİN KONTROL ( M.C.P. ) POLİSİNİN “ KÖTÜLERİ ”Şu anda mümkün oldugunca eskiye dönüp ilk olarak nasil MCP nindeneyi oldugumu anlamaya çalişiyorum. Sanirim 15 yil kadar önceuzaktan kaydedildim ve üzerimde deneylere başlandi. Avustralya’dayaşarken 1984 yılında çok geniş bir seyahate çıkmıştım. AliceSprings’de Ayers Rock’u ziyaret ettim. Burası çölde oldukça antik vegüçlü ( ! ) bir yer.Ayers Rock’un yakınlarında ABD Ulusal Güvenlik Birimleri’nceyönetilen Avustralya’nın Uzaktan Beyin Kontrolu merkezi var, adı “Pine Gap ” . Fakat ben o zaman ( herkes gibi ) çok saf bir şekildeburanin sadece bir uydu iletişim merkezi oldugunu saniyordum. Merakederek, saf saf diş kapiya yaklaştim ve etrafa bir göz atmak içiniçeri girip giremeyeceğimi sordum. Güvenlik görevlisi “ böyle birsoruyu sormaya nasıl cesaret edersin? ” der gibi kaşlarini çatarakbana baktı. Cevap tabi ki HAYIR idi. Ben de yoluma devam ettim.Şimdiki bilgilerim işiginda şu anda inaniyorum ki, çok yüksek birihtimalle ben o anda kapıda iken uzaktan nöro-monitor yoluyla kaydageçirildim. Son derece ilerlemiş Uzaktan Beyin Kontrolu bilgisayarteknolojilerine bir kere kitlenince de artik ömür boyu onlarin “network ” lerindeyim, bu da bir ömür boyu Uzaktan Beyin Kontrolukobayı olmamı sağlamlaştırıyordu.O zamandan beri kayıtlara geçen bir gerçek; “ Pine Gap” in önündeprotesto gösterisi yapan barış faaliyetçileri mikrodalgaradyosyonlar nedeniyle yanıklar, kan kanseri ve çok hızlı ilerleyenkanser gibi değişik belirtilerle karşılaştılar.Garip ama MCP’ye “ minnettar ” olmam gereken bazı şeyler var. Bunlargibi çok zeki(!) insanların, beni Uzaktan Beyin Kontrolu deneyindekullandıkları bilgisini telepatik olarak bana sürekli göndermeklegösterdikleri küstahlıkları tersine benim için son derece verimlioldu.Eğer bunu yapmamış olsalardı, böyle bir teknolojinin varlığından hiçhaberim olmayacaktı. Takip edildiğimi, polis ya da “ siyah ”helikopter tarafından taciz edildiğimi farkettiğim her anı hayatımboyunca korku içinde geçirecektim. Her an zihinsel ve duygusalolarak tamamen kontrol edilebilen bir “ robot ” halinedönüştürülebileceğim gerçeğinin, ki, bunu geçmişte yaptılar, aslafarkında olmayacaktım.Yıllar boyu sürekli olarak korkutularak yaşadigim travmatiktecrübelerden, fiziksel ve psikolojik olarak kötü davranılmasından,sonra da telepatik olarak polis hiyerarşisinin Uzaktan BeyinKontrolu deneyinde kullanıldığımı bana söylemelerinden sonra halabugünkü kadar güçlü olamazdım.Beyin Kontrolu Polisi, en büyük silahı olan bende korku yaratmaamacının tam tersine bir sonuca ulaştı.Şu anda hayatim boyunca oldugumdan daha güçlü ve daha hürüm.Saygılarımla, barış ve sevgiye doğru, George FarquharŞunu da kaydedeyim: 43 yaşindayim, çok zinde ve saglikliyim ve çokuzun seneler yaşamak niyetindeyim.Kaybolmak, ölümcül bir kaza geçirmek, intihar etmek ya da migrodalgaradyasyonun neden olduğu hızlı ilerleyen bir kansere filanyakalanmak gibi bir niyetim hiç yok.En Son Kişisel Rapor ( 17 Eylül 1999 )Sonunda Yine Polis Takibinde6 aydan beri polis tarafından gizlice takip altında değildim.Tabii “biz seni gözetliyoruz senin de bunu bilmeni istiyoruz ” türünden,daha önce yaptıkları şekilde, belirgin bir takip değildi.17 Eylül Cuma günü, gece saat 10 civarında bir arkadaşımla dışarıçıktım. Gittiğimiz yer, sigara-içki içilmeyen, son derece rahat,dostça bir aile ortamıydı.20 dk. Sonra 6 tane gizli polis farkettim. Sudan çıkmış balıkgibidirler, çoğu ya çok sinirli ve huzursuz, ya da çok kurumlu vekurnazdır.Artık “ takipte ” olduğumu anlayacak kadar tecrübem olmuştu ve ogece boyunca sürekli takip edildigim çok kesindi.Saat 12’de eve gitmek üzere oradan ayrıldık. Binadan çıkarken anideniki polis belirdi, biri önümüzde, biri arkamızda, başka kimse yokçevrede. Bu bir tesadüf müydü? Sanmıyorum.Arkadaşimin evine dogru yürüdük. Eve gelmeden önce bana dik dikbakan iki sivil polisin önünden geçtik. Tam önlerindengeçerken,direkt olarak “ biliyorum biliyorum ” dedim. Bununla demekistedim ki, kim olduklarını, oyunlarını, biliyorum, beni artıkkorkutamayacaklar ve onları ifşa etmeme engel olamayacaklar.Yol kenarında biraz durduk. Birkaç dakika sonra, üzerinde iki mavilambası olan ön ve yan pencereleri karatılmış, yazısız beyaz birpolis kamyoneti 30 m. İlerde durdu. Ön koltukta oyuran sivil polisbana dikkatlice bakıyordu. Beş dakika kadar kaldilar, sonra gittiler.18 EylülÖğlen 4.30 da dönüşüm deposuna gittim. Arabadan inmemiştim kibirinin dikkatle bana baktığını farkettim. Ben işimi yaparken 10 dk.Boyunca beni izledi. Sonra gri bir kamyonete binip uzaklaşti.Birkaç dakika sonra, şehir merkezindeki şirkete gittim. Burasidepodan iki mil uzakta çok sakin bir yerde.Saat 4.50 de şirketinbulundugu sokaktan aşagiya inerken ayni adamin ayni kamyonetle yolunkenarina parketmiş olarak gördüm.O anda gerçekten kafam atmıştı!Kamyonetin yanından geçerken adam tekrar baktı. Arabamı durdurdum. Oarada kamyonet yavaşça ana yola doğru hareket etti. Hemen sürücücamına koşup resmini çekmek istedim ama fotoğraf makinem sıkıştı. Oanda yüzünde panik ifadesi vardı, fotoğrafının çekilmesini önlemekiçin yüzünü koluyla sakladı.Gitmek için arabayı çalıştırdı. Durması için yan cama ve kamyonetinyan tarafına vurdum. Durmadı.Ana yolda giderken, arkasından koşupdönemeçte yakalamak istedim ama çok hızlıydı ve kayboldu. Hemenarabama bindim, etrafı aramaya başladım fakat boşuna! Adam uzunboylu ve zayıf, siyah saçlı, soluk benizli, 45 yaşlarında idi.Kamyonetin plakası E57 MTC idi.--------------15/19Ayrıca ( onlara ) yakın zamanda her UK MP’ye ve tüm dünyada 500kuruluşa birer rapor gönderdiğimi ve madalyonun öbür yüzünde olupbitenlerle ilgili gerçeği herkese anlatan bir web sitemin olduğunusöyledim. Yıllar boyu askeriye ve polisin takibi altında olduğumu,mikrodalga tekniği ile radyasyona maruz kaldığımı anlattım. Kimolduklarını ispatlamaları için kimliklerini isteyince vermeyireddettiler ve yürüyüp gittiler. Kendi hiyerarşilerinin onlarasöylemediği bazı özel gerçekleri de öğrenince çok şaşırmışlardı.Peşimde dolaşanlardan çogunun benim gerçekte kim oldugum hakkindahiçbir bilgisi olmadığını biliyorum. Kendilerini kontrol edenhiyerarşinin, onlara, benim bir suçlu olduğumu, toplum için tehliketeşkil ettiğim, v.s. gibi pek çok yalan uydurduğundan eminim.Halbuki ben sadece polise, askere ve yeni dünya düzeni için seçkinhükümet yetkililerinin programlarına karşıyım. Bunlar bizlerde birkorku ve ilgisizlik hali oluşturarak hepimizi tutsak alıp ancakstatükolarını koruyabilir ve yaşayabilirler.4 Mart 2000 deki Echelon Protestosundan hemen sonra eski biristihbarat görevlisinden gelen, planlanmış bir “ kaza ” ile ilgilimektup8 Nisan 2000George,Menwith Hill’ deki NSA ( Ulusal Güvenlik Birimi )’da yapılan songösteri ile ilgili bir bilgi seni ilgilendirebilir.Bu gösteri için bir tür “ kaza ” görev olarak verilmiş.Kazaninhedefi ya NSA ya da NSA’ dan birileri imiş. İnsanın kanını dondurantaraf, duyduğuma göre, bütün konuşmalarin kaydedildiği, eğer ben deseninle gösteriye gelseydim, “ bir taşla iki kuş vurarak ” fırsatıdeğerlendirecekleri idi.Başka bir değişle, hedef BİZDİK!Ayarlanması çok kolay bir araba “ kaza”” sı, kendi deyimleriyle,iki “ boşbogaz ” ın ağzını kapatacaktı, eğer işler umdukları gibigitseydi. Şimdilik bu kadar, kendine iyi bak, en iyi dileklerimle.15/19Temmuz 1997 den Haziran 1998’e kadar süren polis takibi, tacizi vedavranış düzenlemesi ( manüpilasyon ) deneyine yönelik Nöro-Elektromanyetik işkence ve saldirilarla ilgili bütün bilgileriistemek amacıyla M15 / M16 ve ABD Ulusal Güvenlik Birimlerinegönderilen mektupBaş ( şef ) MüdürlerM15/M16Londra24 Mayıs 2000Değerli Yöneticiler;1998 Veri Korunumu ( Koruması ) Kanununun 22. bölümüne göre, ABDUlusal Güvenlik Birimleri tarafından toplanmış benimle ilgilibilgileri içeren verilerin bütün detaylarını, kanunun verdiğihaklara göre, resmi olarak rica ediyorum.Genel bir araştirma istememe ragmen, özellikle şu konulardakikayitlarinizda yogunlaşmaniz gerekecek.Hollanda, Amsterdam’a geldiğim 9 Nisan’dan, 20 Haziran 1998’deayrılışına kadar geçen süre boyunca tutulan kayıtlar.Takip edildiğim süre boyunca çekilen bütün fotoğraf, video ve seskayıtları delillerini rica ediyorum. Bu delillerin hepsi kurumunuzve kardeşlik birimleriniz beni, - güya - “ öldürücü olmayan /sessiz ” diye sınıflandırdığınız silahlarını kullanarak migrodalga /ELF frekanslarıyla, benim normal olan zihinsel, duygusal ve davranışkalıplarımı bozup yeniden düzenlemek amacıyla radyasyona maruzbıraktığınız sürece elde edildi.Özellikle, 9 Nisan’ dan 13 Nisan 1998 akşamina kadar olan beş günlüksüre boyunca üzerimde denediginiz zihinsel, duygusal ve davranişmanipülasyonu için, yogun olarak gönderdiginiz radyasyonsaldirilarıyla ilgili tüm delilleri rica ediyorum.Bana Konu Giriş Formu gönderebilirsiniz. Bunun için gerekli bilgiyeihtiyaciniz varsa lütfen sorularinizi bir mektupla gönderin.Ayrıca bilgisayar hard ve soft diskleri, internet, web, kaset, CDgibi bilgisayar dosyalarının elektronik kayıtlarını, görüntü ve sestanıma sistemlerini, bunların yanısıra diğer kaydedilmiş ve / ya daoluşturulmuş verileri, mesela, otomatik veri işleme konusundaolabilecek “ Görüntü İşleme Sistemi Belgesi ” nde bulunan verileride rica ediyorum.1998 kanunu verilerin elden verilebileceğini söylüyor. Lütfen bunucevabınızda göz önüne alın.İstediğim verilerin sadece sizde ya da bağlı olduğunuz oluşumdaolması gerekmez. Sizin ya da o oluşumun bu kayıtların içeriğini veverilerin nasıl kullanıldığını kontrol etmeniz yeterli. Bu yüzdenüçüncü bir grubun elindeki verilerin de kanuna göre istenme hakkıvar. Eğer istediğim veriler bu kanunun izin verdiği verilerseonların bilgisayar çıktılarını bana vermek zorundasınız.Kanun size, istediğimi yerine getirmeniz için 40 gün süre tanıyor.Kanuni olarak bu mektubu cevaplamaya ve aradığım bilgileri vermeyemecbursunuz.verilerin detaylarını bulmak zahmetinden kurtarmaz. Aksine buhareket, elinizdeki verileri bana vermemek amacıyla yapılırsa, busuç teşkil edecektir.SaygılarımlaGeorge Ferguhar, Project Freedom.Baş MüdürlerABD Ulusal Güvenlik BirimiMenwith HillHarrogateNort Yorks H63 2RF24 Mayıs 2000Değerli Yöneticiler1998 Veri Korunumu Kanununun 22. bölümü uyarınca, ABD UlusalGüvenlik Birimi’nin elinde bulunan,benimle ilgili bilgilerdenkanunun izin verdiği bütün verileri resmi olarak rica ediyorum.Genel bir araştirma istememe ragmen, özellikle şu konulardakikayitlarinizda yogunlaşmaniz gerekecek.Hollanda, Amsterdam’a geldiğim 9 Nisan’dan, 20 Haziran 1998’deayrılışıma kadar geçen süre boyunca tutulan kayıtlar.Takip edildiğim süre boyunca çekilen bütün fotoğraf, video ve seskayıtları delillerini rica ediyorum. Bu delillerin hepsi kurumunuzve kardeşlik birimleriniz beni, - güya - “ öldürücü olmayan /sessiz ” diye sınıflandırdığınız silahlarınızı kullanarakmigrodalga / ELF frekanslarıyla, benim normal olan zihinsel,duygusal ve davranış kalıplarımı bozup yeniden düzenlemek amacıylaradyasyona maruz bıraktığınız sürece elde edildi.Özellikle, 9 Nisan’ dan 13 Nisan 1998 akşamina kadar olan beş günlüksüre boyunca üzerimde denediginiz zihinsel, duygusal ve davranişmanipülasyonu için, yogun olarak gönderdiginiz radyasyonsaldirilarıyla ilgili tüm delilleri rica ediyorum.Bana Konu Giriş Formu gönderebilirsiniz. Bunun için gerekli bilgiyeihtiyaciniz varsa lütfen sorularinizi bir mektupla gönderin.Ayrıca bilgisayar hard ve soft diskleri, internet, web, kaset, CDgibi bilgisayar dosyalarının elektronik kayıtlarını, görüntü ve sestanıma sistemlerini, bunların yanısıra diğer kaydedilmiş ve / ya daoluşturulmuş verileri, mesela, otomatik veri işleme konusundaolabilecek “ Görüntü İşleme Sistemi Belgesi ” nde bulunan verileride rica ediyorum.1998 kanunu verilerin elden verilebileceğini söylüyor. Lütfen bunucevabımnızda göz önüne alın.İstediğim verilerin sadece sizde ya da bağlı olduğunuz oluşumdaolması gerekmez. Sizin ya da o oluşumun bu kayıtların içeriğini veverilerin nasıl kullanıldığını kontrol etmeniz yeterli. Bu yüzdenüçüncü bir grubun elindeki verilerin de kanuna göre istenme hakkıvar. Eğer istediğim veriler bu kanunun izin verdiği verilerseonların bilgisayar çıktılarını bana vermek zorundasınız.Kanun size, istediğimi yerine getirmeniz için 40 gün süre tanıyor.Kanuni olarak bu mektubu cevaplamaya ve aradığım bilgileri vermeyemecbursunuz.Bu mektubu aldıktan sonra elinizdeki verilerde silinti yapar ya dabozarsanız bu sizi, bana silinmiş ve bozulmuş verilerin detaylarınıbulmak zahmetinden kurtarmaz. Aksine bu hareket, elinizdeki verileribana vermemek amacıyla yapılırsa, bu suç teşkil edecektir.SaygılarımlaGeorge Ferguhar, Project Freedom.Project Freedom yukarıdaki mektuplara cevap bekliyor.AİLEME POLİS TACİZİ VE PSİKOTRONİC ATAKLAR YAPILIYOR9 Mayıs 1998 Avustralya, Perth’de yaşayan kardeşim Alex’e o günekadar tuttugum günlügün bir kopyasini gönderdim. O anda, hapistençiktigimdan beri polis gözetiminde/takibinde oldugumu bilen tek kişioydu. Son yaşadiklarimi ve polis hiyerarşisi tarafindan UzaktanBeyin Kontrolü deneyinde kullanildigimi bilmesini istedim. Ona birkopya göndermemin nedeni hem benim durumumu detayıyla anlaması, hemde beni belki öldürülmekten koruması ihtimali idi.13 Nisan gecesinden itibaren kesinlikle inanıyordum ki, beni her anöldürmeleri ihtimali yüksekti.Kardeşim günlügümü alir almaz ani bir şekilde benim yillardiryaşadigim işkenceyle karşilaşmiş. Şu anda sürekli polis takibinde vesik sik tepesinde dolaşan polis helikopteriyle gözdagi verilmekte.Şu anda kendisi sürekli olarak Beyin Kontrolü Polisi’nin belirlipsikolojik saldırılarılarına maruz kalmakta, bu değişken psikolojikdurumlara alışmasının ise son derece zor olduğunu söylüyor. MCP ninkardeşimi hedef almasinin nedenini biliyorum, çünkü polishiyerarşisinin geçmişte bana verdigi korkutma ve tacizlerle ilgilipek çok olayin direkt tanigi. Kesinlikle inaniyorum ki, bana geçenyil yaptiklari gibi, onu da bir uçuruma itmeye çalişiyorlar.Amaçları, eğer başarabilirlerse, polis hiyerarşisinin benikorkutmasını ve bana yaptıklarını ispatlayacak bir kişinin eksilmesi.Son zamanlarda ailemin diğer üyeleri de “ yabancı insanlar ”tarafından sürekli takip edilip gözetlendiklerinden şikayetediyorlar, fakat benim ve kardeşimin sürekli pols gözetimindeolduğumuzu bilmiyorlar. Polis Hiyerarşisi, ailemi sürekli tacizederek bana korku salmaya ( en büyük silahları ) çalışıyorlar fakatbunlar benim, onları ifşa etmekteki kararlılığımı daha da arttırıyor.İSTİHBARAT AJANLARININ YAPTIĞI UZAKTAN BEYİN KONTROLU İLE İLGİLİARAŞTIRMALARIMMCP den telepatik olarak mesajlar almaya başladiktan iki ay sonra,Ingiltere’ye yerleşip araştirmaya başlamam gerektigine karar verdim.21 Haziran 1998’de Londra’ya gelip Glastonbury’de yerleştim ve ogünden beri de zamanimin çogunu geçmişte yaşadiklarimla ilgiliolabilecek her şeyi gözden geçirerek harcamaktayım.Özellikle deSeçkin Dünya Hükümeti’nin Yeni Dünya Düzeni konusundaki planlarıüzerine yapılan araştırmalarla ilgili bilgileri analiz ettim. AyrıcaGizli Polis İstihbarat Birimlerini, onların Uzaktan Beyin KontroluSilahlarını, toplumun davranışlarını kontrol etmek ve katliamlaramacıyla insanları ve toplumu manipüle etmek için nasılkullandıklarını araştırdım.İnsanların kendilerini bu silahların saldırılarından nasılkoruyabileceklerini araştırıp bulmak niyetindeydim. Yakın zamanda,değişik araştırmacıların bulgularını rapor halinde yayınlamayıdüşünüyorum.İngiltere’ye geldikten sonra polis takibi büyük ölçüde azaldı.Helikopter takibi seyrekleşti ama hala devam ediyor. Eviminbahçesinin üzerinde dolaşan “ siyah ” helikopterin birkaçfotoğrafını çektim ( fotoğraf ilişikte ). Şu an birlikte oldugum kızarkadaşım da yalnız yürürken helikopter tarafından taciz edilmiş.Cesur Yeni Dünya’mızda bu insanlar ne kadar “ cesurlar ”!Beyin Kontrolu Polisi’nin beni direkt olarak yönetmesi İngiltere’yegeldiğimden bu yana biraz azaldı fakat hala arasıra programlıfrekanslar halinde psikotronik saldırılara maruz kalıyorum. Bufrekanslardan birini “ enkötü güç ” diye adlandırdım.Bu, anidenbütün beynimi ve vücudumu sarıp son derece rahatsız edici bir duyguveren, çok negatif ve hain bir enerji. Bu normalde, dışarıdaarkadaşlarımla eğlenirken, en iyi zamanımda oluyor. Tecrübelerimdençıkardığım sonuca göre de MCP nin saldırmak için seçtiği en iyizaman. Bu olur olmaz hemen anlıyorum ki MCP nin saldırılarına maruzkalıyorum. Bu durumda sakin kalıp bir yerde duruyorum,hissettiklerime reaksiyon göstermiyorum, sonra geçiyor.Telefonumun sürekli olarak dinlendiğinden şüphem yok. Arkadaşlarımya da ailemle yaptığım konuşmalar Yeni Dünya Düzeni, Beyin KontrolPolisi, “ Siyah ” helikopterler, v.s. ile ilgili konulara dönmeyebaşlayinca, hatlarda sürekli cizirtilar başliyor, bazen de tamamenkesiliyor. Bu da polisin bana gözdagi vermek için yaptigi işeyaramaz çabalardan biri. Ayrica bana gelen mektupların da çoğukayboluyor. Bunun da bir tesadüf olmadığına inanıyorum.Aynı dertten muzdarip olanlar birbirini bulur misali, şu anda YeniDünya Düzeni programını araştıranlardan bir sürü arkadaş edindim.Onların da telefonları dinleniyor ve uzaktan mikrodalga frekansataklarına maruz kalıyorlarmış. Yaptıkları çalışmalardan ötürübirkaç tanesi direkt olarak ölümle tehdit edilmiş.ABD ULUSAL GÜVENLİK BİRİMLERİYLE KARŞILAŞMABEYİN KONTROL ( M.C.P. ) POLİSİNİN “ KÖTÜLERİ ”Şu anda mümkün oldugunca eskiye dönüp ilk olarak nasil MCP nindeneyi oldugumu anlamaya çalişiyorum. Sanirim 15 yil kadar önceuzaktan kaydedildim ve üzerimde deneylere başlandi. Avustralya’dayaşarken 1984 yılında çok geniş bir seyahate çıkmıştım. AliceSprings’de Ayers Rock’u ziyaret ettim. Burası çölde oldukça antik vegüçlü ( ! ) bir yer.Ayers Rock’un yakınlarında ABD Ulusal Güvenlik Birimleri’nceyönetilen Avustralya’nın Uzaktan Beyin Kontrolu merkezi var, adı “Pine Gap ” . Fakat ben o zaman ( herkes gibi ) çok saf bir şekildeburanin sadece bir uydu iletişim merkezi oldugunu saniyordum. Merakederek, saf saf diş kapiya yaklaştim ve etrafa bir göz atmak içiniçeri girip giremeyeceğimi sordum. Güvenlik görevlisi “ böyle birsoruyu sormaya nasıl cesaret edersin? ” der gibi kaşlarini çatarakbana baktı. Cevap tabi ki HAYIR idi. Ben de yoluma devam ettim.Şimdiki bilgilerim işiginda şu anda inaniyorum ki, çok yüksek birihtimalle ben o anda kapıda iken uzaktan nöro-monitor yoluyla kaydageçirildim. Son derece ilerlemiş Uzaktan Beyin Kontrolu bilgisayarteknolojilerine bir kere kitlenince de artik ömür boyu onlarin “network ” lerindeyim, bu da bir ömür boyu Uzaktan Beyin Kontrolukobayı olmamı sağlamlaştırıyordu.O zamandan beri kayıtlara geçen bir gerçek; “ Pine Gap” in önündeprotesto gösterisi yapan barış faaliyetçileri mikrodalgaradyosyonlar nedeniyle yanıklar, kan kanseri ve çok hızlı ilerleyenkanser gibi değişik belirtilerle karşılaştılar.Garip ama MCP’ye “ minnettar ” olmam gereken bazı şeyler var. Bunlargibi çok zeki(!) insanların, beni Uzaktan Beyin Kontrolu deneyindekullandıkları bilgisini telepatik olarak bana sürekli göndermeklegösterdikleri küstahlıkları tersine benim için son derece verimlioldu.Eğer bunu yapmamış olsalardı, böyle bir teknolojinin varlığından hiçhaberim olmayacaktı. Takip edildiğimi, polis ya da “ siyah ”helikopter tarafından taciz edildiğimi farkettiğim her anı hayatımboyunca korku içinde geçirecektim. Her an zihinsel ve duygusalolarak tamamen kontrol edilebilen bir “ robot ” halinedönüştürülebileceğim gerçeğinin, ki, bunu geçmişte yaptılar, aslafarkında olmayacaktım.Yıllar boyu sürekli olarak korkutularak yaşadigim travmatiktecrübelerden, fiziksel ve psikolojik olarak kötü davranılmasından,sonra da telepatik olarak polis hiyerarşisinin Uzaktan BeyinKontrolu deneyinde kullanıldığımı bana söylemelerinden sonra halabugünkü kadar güçlü olamazdım.Beyin Kontrolu Polisi, en büyük silahı olan bende korku yaratmaamacının tam tersine bir sonuca ulaştı.Şu anda hayatim boyunca oldugumdan daha güçlü ve daha hürüm.Saygılarımla, barış ve sevgiye doğru, George FarquharŞunu da kaydedeyim: 43 yaşindayim, çok zinde ve saglikliyim ve çokuzun seneler yaşamak niyetindeyim.Kaybolmak, ölümcül bir kaza geçirmek, intihar etmek ya da migrodalgaradyasyonun neden olduğu hızlı ilerleyen bir kansere filanyakalanmak gibi bir niyetim hiç yok.En Son Kişisel Rapor ( 17 Eylül 1999 )Sonunda Yine Polis Takibinde6 aydan beri polis tarafından gizlice takip altında değildim.Tabii “biz seni gözetliyoruz senin de bunu bilmeni istiyoruz ” türünden,daha önce yaptıkları şekilde, belirgin bir takip değildi.17 Eylül Cuma günü, gece saat 10 civarında bir arkadaşımla dışarıçıktım. Gittiğimiz yer, sigara-içki içilmeyen, son derece rahat,dostça bir aile ortamıydı.20 dk. Sonra 6 tane gizli polis farkettim. Sudan çıkmış balıkgibidirler, çoğu ya çok sinirli ve huzursuz, ya da çok kurumlu vekurnazdır.Artık “ takipte ” olduğumu anlayacak kadar tecrübem olmuştu ve ogece boyunca sürekli takip edildigim çok kesindi.Saat 12’de eve gitmek üzere oradan ayrıldık. Binadan çıkarken anideniki polis belirdi, biri önümüzde, biri arkamızda, başka kimse yokçevrede. Bu bir tesadüf müydü? Sanmıyorum.Arkadaşimin evine dogru yürüdük. Eve gelmeden önce bana dik dikbakan iki sivil polisin önünden geçtik. Tam önlerindengeçerken,direkt olarak “ biliyorum biliyorum ” dedim. Bununla demekistedim ki, kim olduklarını, oyunlarını, biliyorum, beni artıkkorkutamayacaklar ve onları ifşa etmeme engel olamayacaklar.Yol kenarında biraz durduk. Birkaç dakika sonra, üzerinde iki mavilambası olan ön ve yan pencereleri karatılmış, yazısız beyaz birpolis kamyoneti 30 m. İlerde durdu. Ön koltukta oyuran sivil polisbana dikkatlice bakıyordu. Beş dakika kadar kaldilar, sonra gittiler.18 EylülÖğlen 4.30 da dönüşüm deposuna gittim. Arabadan inmemiştim kibirinin dikkatle bana baktığını farkettim. Ben işimi yaparken 10 dk.Boyunca beni izledi. Sonra gri bir kamyonete binip uzaklaşti.Birkaç dakika sonra, şehir merkezindeki şirkete gittim. Burasidepodan iki mil uzakta çok sakin bir yerde.Saat 4.50 de şirketinbulundugu sokaktan aşagiya inerken ayni adamin ayni kamyonetle yolunkenarina parketmiş olarak gördüm.O anda gerçekten kafam atmıştı!Kamyonetin yanından geçerken adam tekrar baktı. Arabamı durdurdum. Oarada kamyonet yavaşça ana yola doğru hareket etti. Hemen sürücücamına koşup resmini çekmek istedim ama fotoğraf makinem sıkıştı. Oanda yüzünde panik ifadesi vardı, fotoğrafının çekilmesini önlemekiçin yüzünü koluyla sakladı.Gitmek için arabayı çalıştırdı. Durması için yan cama ve kamyonetinyan tarafına vurdum. Durmadı.Ana yolda giderken, arkasından koşupdönemeçte yakalamak istedim ama çok hızlıydı ve kayboldu. Hemenarabama bindim, etrafı aramaya başladım fakat boşuna! Adam uzunboylu ve zayıf, siyah saçlı, soluk benizli, 45 yaşlarında idi.Kamyonetin plakası E57 MTC idi.--------------15/19Ayrıca ( onlara ) yakın zamanda her UK MP’ye ve tüm dünyada 500kuruluşa birer rapor gönderdiğimi ve madalyonun öbür yüzünde olupbitenlerle ilgili gerçeği herkese anlatan bir web sitemin olduğunusöyledim. Yıllar boyu askeriye ve polisin takibi altında olduğumu,mikrodalga tekniği ile radyasyona maruz kaldığımı anlattım. Kimolduklarını ispatlamaları için kimliklerini isteyince vermeyireddettiler ve yürüyüp gittiler. Kendi hiyerarşilerinin onlarasöylemediği bazı özel gerçekleri de öğrenince çok şaşırmışlardı.Peşimde dolaşanlardan çogunun benim gerçekte kim oldugum hakkindahiçbir bilgisi olmadığını biliyorum. Kendilerini kontrol edenhiyerarşinin, onlara, benim bir suçlu olduğumu, toplum için tehliketeşkil ettiğim, v.s. gibi pek çok yalan uydurduğundan eminim.Halbuki ben sadece polise, askere ve yeni dünya düzeni için seçkinhükümet yetkililerinin programlarına karşıyım. Bunlar bizlerde birkorku ve ilgisizlik hali oluşturarak hepimizi tutsak alıp ancakstatükolarını koruyabilir ve yaşayabilirler.4 Mart 2000 deki Echelon Protestosundan hemen sonra eski biristihbarat görevlisinden gelen, planlanmış bir “ kaza ” ile ilgilimektup8 Nisan 2000George,Menwith Hill’ deki NSA ( Ulusal Güvenlik Birimi )’da yapılan songösteri ile ilgili bir bilgi seni ilgilendirebilir.Bu gösteri için bir tür “ kaza ” görev olarak verilmiş.Kazaninhedefi ya NSA ya da NSA’ dan birileri imiş. İnsanın kanını dondurantaraf, duyduğuma göre, bütün konuşmalarin kaydedildiği, eğer ben deseninle gösteriye gelseydim, “ bir taşla iki kuş vurarak ” fırsatıdeğerlendirecekleri idi.Başka bir değişle, hedef BİZDİK!Ayarlanması çok kolay bir araba “ kaza”” sı, kendi deyimleriyle,iki “ boşbogaz ” ın ağzını kapatacaktı, eğer işler umdukları gibigitseydi. Şimdilik bu kadar, kendine iyi bak, en iyi dileklerimle.15/19Temmuz 1997 den Haziran 1998’e kadar süren polis takibi, tacizi vedavranış düzenlemesi ( manüpilasyon ) deneyine yönelik Nöro-Elektromanyetik işkence ve saldirilarla ilgili bütün bilgileriistemek amacıyla M15 / M16 ve ABD Ulusal Güvenlik Birimlerinegönderilen mektupBaş ( şef ) MüdürlerM15/M16Londra24 Mayıs 2000Değerli Yöneticiler;1998 Veri Korunumu ( Koruması ) Kanununun 22. bölümüne göre, ABDUlusal Güvenlik Birimleri tarafından toplanmış benimle ilgilibilgileri içeren verilerin bütün detaylarını, kanunun verdiğihaklara göre, resmi olarak rica ediyorum.Genel bir araştirma istememe ragmen, özellikle şu konulardakikayitlarinizda yogunlaşmaniz gerekecek.Hollanda, Amsterdam’a geldiğim 9 Nisan’dan, 20 Haziran 1998’deayrılışına kadar geçen süre boyunca tutulan kayıtlar.Takip edildiğim süre boyunca çekilen bütün fotoğraf, video ve seskayıtları delillerini rica ediyorum. Bu delillerin hepsi kurumunuzve kardeşlik birimleriniz beni, - güya - “ öldürücü olmayan /sessiz ” diye sınıfflandırdığınız silahlarını kullanarakmigrodalga / ELF frekanslarıyla, benim normal olan zihinsel,duygusal ve davranış kalıplarımı bozup yeniden düzenlemek amacıylaradyasyona maruz bıraktığınız sürece elde edildi.Özellikle, 9 Nisan’ dan 13 Nisan 1998 akşamina kadar olan beş günlüksüre boyunca üzerimde denediginiz zihinsel, duygusal ve davranişmanipülasyonu için, yogun olarak gönderdiginiz radyasyonsaldirilarıyla ilgili tüm delilleri rica ediyorum.Bana Konu Giriş Formu gönderebilirsiniz. Bunun için gerekli bilgiyeihtiyaciniz varsa lütfen sorularinizi bir mektupla gönderin.Ayrıca bilgisayar hard ve soft diskleri, internet, web, kaset, CDgibi bilgisayar dosyalarının elektronik kayıtlarını, görüntü ve sestanıma sistemlerini, bunların yanısıra diğer kaydedilmiş ve / ya daoluşturulmuş verileri, mesela, otomatik veri işleme konusundaolabilecek “ Görüntü İşleme Sistemi Belgesi ” nde bulunan verileride rica ediyorum.1998 kanunu verilerin elden verilebileceğini söylüyor. Lütfen bunucevabınızda göz önüne alın.İstediğim verilerin sadece sizde ya da bağlı olduğunuz oluşumdaolması gerekmez. Sizin ya da o oluşumun bu kayıtların içeriğini veverilerin nasıl kullanıldığını kontrol etmeniz yeterli. Bu yüzdenüçüncü bir grubun elindeki verilerin de kanuna göre istenme hakkıvar. Eğer istediğim veriler bu kanunun izin verdiği verilerseonların bilgisayar çıktılarını bana vermek zorundasınız.Kanun size, istediğimi yerine getirmeniz için 40 gün süre tanıyor.Kanuni olarak bu mektubu cevaplamaya ve aradığım bilgileri vermeyemecbursunuz.verilerin detaylarını bulmak zahmetinden kurtarmaz. Aksine buhareket, elinizdeki verileri bana vermemek amacıyla yapılırsa, busuç teşkil edecektir.SaygılarımlaGeorge Ferguhar, Project Freedom.Baş MüdürlerABD Ulusal Güvenlik BirimiMenwith HillHarrogateNort Yorks H63 2RF24 Mayıs 2000Değerli Yöneticiler1998 Veri Korunumu Kanununun 22. bölümü uyarınca, ABD UlusalGüvenlik Birimi’nin elinde bulunan,benimle ilgili bilgilerdenkanunun izin verdiği bütün verileri resmi olarak rica ediyorum.Genel bir araştirma istememe ragmen, özellikle şu konulardakikayitlarinizda yogunlaşmaniz gerekecek.Hollanda, Amsterdam’a geldiğim 9 Nisan’dan, 20 Haziran 1998’deayrılışıma kadar geçen süre boyunca tutulan kayıtlar.Takip edildiğim süre boyunca çekilen bütün fotoğraf, video ve seskayıtları delillerini rica ediyorum. Bu delillerin hepsi kurumunuzve kardeşlik birimleriniz beni, - güya - “ öldürücü olmayan /sessiz ” diye sınıfflandırdığınız silahlarınızı kullanarakmigrodalga / ELF frekanslarıyla, benim normal olan zihinsel,duygusal ve davranış kalıplarımı bozup yeniden düzenlemek amacıylaradyasyona maruz bıraktığınız sürece elde edildi.Özellikle, 9 Nisan’ dan 13 Nisan 1998 akşamina kadar olan beş günlüksüre boyunca üzerimde denediginiz zihinsel, duygusal ve davranişmanipülasyonu için, yogun olarak gönderdiginiz radyasyonsaldirilarıyla ilgili tüm delilleri rica ediyorum.Bana Konu Giriş Formu gönderebilirsiniz. Bunun için gerekli bilgiyeihtiyaciniz varsa lütfen sorularinizi bir mektupla gönderin.Ayrıca bilgisayar hard ve soft diskleri, internet, web, kaset, CDgibi bilgisayar dosyalarının elektronik kayıtlarını, görüntü ve sestanıma sistemlerini, bunların yanısıra diğer kaydedilmiş ve / ya daoluşturulmuş verileri, mesela, otomatik veri işleme konusundaolabilecek “ Görüntü İşleme Sistemi Belgesi ” nde bulunan verileride rica ediyorum.1998 kanunu verilerin elden verilebileceğini söylüyor. Lütfen bunucevabımnızda göz önüne alın.İstediğim verilerin sadece sizde ya da bağlı olduğunuz oluşumdaolması gerekmez. Sizin ya da o oluşumun bu kayıtların içeriğini veverilerin nasıl kullanıldığını kontrol etmeniz yeterli. Bu yüzdenüçüncü bir grubun elindeki verilerin de kanuna göre istenme hakkıvar. Eğer istediğim veriler bu kanunun izin verdiği verilerseonların bilgisayar çıktılarını bana vermek zorundasınız.Kanun size, istediğimi yerine getirmeniz için 40 gün süre tanıyor.Kanuni olarak bu mektubu cevaplamaya ve aradığım bilgileri vermeyemecbursunuz.Bu mektubu aldıktan sonra elinizdeki verilerde silinti yapar ya dabozarsanız bu sizi, bana silinmiş ve bozulmuş verilerin detaylarınıbulmak zahmetinden kurtarmaz. Aksine bu hareket, elinizdeki verileribana vermemek amacıyla yapılırsa, bu suç teşkil edecektir.SaygılarımlaGeorge Ferguhar, Project Freedom.Project Freedom yukarıdaki mektuplara cevap bekliyor.Project FreedomGeorge Farguhar Tutuklandı25 Haziran 2000Glastonburg FestivalindeBu olayın tam olarak hikayesi, tutuklanışım sırasında polisinuyguladığı şiddetin doktor raporundaki detayları ve zihinsel sağlıkdurumumla ilgili psikiyatri raporları yakın zamanda bu sayfadaverilecek.Bu hikaye ayrıca “ küçük çocuklara uyuşturucu satarak ” “ işleriniyapan ” Güvenlik Servislerine, ayrıca bu potansiyel çocukkatilleriyle direkt olarak işbirligi yapan Yeovil MetropolitanPolis Hiyerarşisine karşi kanuni işlemleri de içerecektir.Daha fazla bilgi için bu sayfayı hemen ziyaret edin!YAŞASIN DOĞRULUK VE ÖZGÜRLÜK!